Multi: Kuzey
*Güneşin bir daha doğmayacağı kadar imkansız mıydı?*
"Ben sana anlatabilirim istersen ufaklık."
Şaşkınlıkla, sırıtan Kuzey'e baktım. Bizi duymuş muydu? Sanırım evet. Rezil olmuştum. Şu an yerin dibine bir bilet almak istiyordum. Hatta yerin dibine girip bir daha çıkmamak... Yanaklarıma kan sıçradı. Vücudumu ateşler bastı bir anda. Onun hayatını merak ettiğimi sanacaktı. Bir dakika... Zaten etmiyor muydum? Ama bunu bilmesine gerek yoktu.
Ben hâlâ şaşkın gözlerle ona bakarken onun gülümsemesi büyüdü. Hızla kendimi toparladım. "Şey, yani ben... I-ıh... Ben, seni merak etmiyordum. Sadece abim için sormuştum. Yani siz ortaksınız. Çok yakınsınız. Abimin bir sürü düşmanı var. Sizde çok yakınsınız ya..." Nefeslerim kesildi. Cümlelerim yarıda kaldı. Kalbimin hızı arttı bir anda. Kolları belimi buldu. Burnuma sigara ve ağır parfümle harmanlanmış kokusu geldi. Öksürerek hızla geri çekildim. Astımım vardı ve ağır kokular rahatsız ediyordu beni. Yere doğru eğilerek öksürmeye başladım. Kuzey omuzlarımı tuttu. "İyi misin Eylül?" Zorlukla başımı salladım. "A-abim." Dedim zorlukla. Kuzey hemen abimi çağırdı. Abimin telaşla mutfaktan içeri girdiğini gördüm. Ceketinin cebinden ilacımı çıkartıp ağzıma tuttu. Birkaç içime çekişten sonra kendime gelmiştim. Nemli gözlerle etrafa baktım. Yanımdaki sandalyeyi çekip oturdum. Önümde eğilerek göz hizama geldi abim. "Eylül, iyi misin balım?" Başımı salladım hızla. "Ne oldu? Neden krize girdin?" Kuzey lafa atladı. "Ben sa-" onun lafını kesip ben devam ettim. "Kuzey sigara yaktı. Duman gelince krize girdim." Kuzey kaşlarını çatarak bana baktı. Bakışlarımı ondan kaçırıp abimin telaşlı gözlerine çıkarttım.
"Şimdi iyi misin canım?" Abimin sorusuna karşılık başımı olumlu anlamda salladım. "Kuzey, Eylül astım hastası. Çok koşmaya gelemez ya da sigara dumanına. Ayrıca ağır parfüm kokusuna." Kuzey başını salladı. "Tamam, daha dikkatli olurum." Astımımı en ufak şey bile tetikleyebiliyordu çoğu zaman.
*
Gecenin 2'siydi. Beni yine uyku tutmamıştı. Bazı geceler yaptığım şeyi yapmak istiyordum. Evden gizlice çıkmak sokaklarda dolaşmak belki de bir bara girmek istiyordum. Abimin uykusu ağırdır. Hiçbir şey duymaz. Berkay'ı da çok fazla önemsemiyordum. Hızla yataktan kalkıp üstüme siyah kotumu ve koyu yeşil tişörtümü giydim. Saçlarımı salık bıraktım ve yavaş adımlarla aşağı indim. Yanıma anahtarımı alıp kapıyı yavaşça açtım. Boş sokakta sadece ayakkabılarımdan çıkan "tak!" Sesi vardı. Sokaklarda kimse yoktu. "Seni aptal! Gecenin 2'si olduğu için olabilir mi?" Diyen iç sesimi susturdum ve yürümeye devam ettim.
Sweatshirtümün kapşonunu kafama geçirdim ve kulaklıklarımı taktım. Playlistimden "Emir Can İğrek-Defoluyorum" açtım. Boş sokakta yürüyordum öylece. Aklımda tek bir şey vardı, Kuzey... Onu öylesine merak ediyordum ki... Ona aşık olmamalıydım. Abimin arkadaşıydı o sonuçta ve tehlikeli biriydi. Ben ve o, biz olamazdık. Bu bizim için imkansız gibi bir şeydi. Peki ne kadar imkansız? Güneşin bir daha doğmayacağı kadar imkansız mı? Ne saçmalıyorum? Biz olmayacaktık. Bizden hiçbir halt olmazdı. Ama onun ela gözlerine bakınca bütün aklım buhar olup uçuyordu. Düşünemez oluyordum. Bu gün ona sarılmayı o kadar çok istemiştim ki oysaki. Kokusunu birkez içime çekmeyi istemiştim. Tamam, seviyordum. Ama karşılıksız bir sevgiydi benimkisi. Belki zamanla sönerdi. İçimdeki yangından belki de zamanla külleri kalırdı. Ben o adam için ölüyordum. 1.90 adamım için bitiyordum. Kadifemsi sesini duymak için canımı bile verirdim. Eğer şu an burada her yanım sarılmış olsa. İçimden geçen son kez onu görmek, sesini son kez duymak isterdim.
Selamm! Bu bölüm kısa oldu biliyorum. Ama daha fazla saçmalamak istemedim dlsöxöşsşsşs bu kadar çabuk duygulara kapıldığını biliyorum. Çünkü hikayenin devamı için böyle olması gerekti.
Bölümü okuyup oy verene şeker var canımın içleri. Seviliyorsunuzz ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yine Mi Sen? (TAMAMLANDI!)
RomanceBir adam vardı. Birçok şey yaşamış ama kazandığı tek şey hayata karşı nefreti olan bir adam. Kahve gözlerin sahibi kadınını gördü o zaman. Bütün nefretini unutuverdi bir anda. Herkesin korkarak baktığı adamın içi yumuşadı bir anda. Bir kadın vardı...