Bölüm 26

1.2K 39 2
                                    

"Senden korkmuyorum artık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Senden korkmuyorum artık..."


Uyandığımda gecenin bir yarısıydı. Ne ara uyuduğumu bilmiyordum; ama Kuzey'in kollarında uykuya dalmıştım. Hafifçe doğruldum yerimde. Kuzey'in kolları geri çekti beni. Ağzının içinde bir şeyler mırıldanıp yüzünü saçlarıma gömdü. Susamışlığın verdiği etkiyle yataktan kalktım yavaşça. Kuzey'in açılan üstünü örttüm. Odadan çıktığımda kapının önünde iki koruma; koridorun sonunda ve başında da ikişer tane, toplam 6 koruma vardı bu katta.

"Bir şey mi oldu yenge?" Diye sordu kapıdaki korumalardan birisi. Başımı hayır anlamında salladım. "Su alacaktım." Dedim uykulu çıkan bir sesle. "Ben alırım yenge. Ayrılma sen buradan." Dedi ve beni dinlemeden yukarı çıktı korumalardan biri. Aralık kapıdan Kuzey'in sesini duydum, "Eylül!" Korkuyla içeri fırladım. "Efendim?" Dedim. Beni görünce derin bir nefes verdi. "Seni göremeyince... Korktum." Dedi. Yüzümde silik bir tebessüm belirdi. "İyiyim ben. Su istemiştim sadece. Ben alacaktım, ama korumalardan biri almaya gitti." Dedim elimle arkamda kalan kapıyı göstererek. "İyi yapmış, sen ayrılma buradan. Özellikle ben bu haldeyken." Kapı tıklatıldı ve yavaşça aralandı. "Al yenge." Dedi ve su şişesini uzattı. "Teşekkür ederim." Başıyla rica ederim anlamına gelen bir hareket yapıp kapıyı kapatarak çıktı. Bir dikişte suyun yarısını içmiştim. İçi yanmak bu olsa gerekti. Çünkü çok susamıştım. Ardından ikili koltuğa yattım. Kuzey'in gözleri hareketlerimi izliyordu. "Gelsene." Dedi kısık bir sesle. "Sen yat orada rahat rahat. Ben seni rahatsız etmeyeyim." Dedim ve gözlerimi kapattım. Ayaklarım koltuğun kolçağından aşağı sarkıyordu. "Böyle daha çok rahatsız oluyorum." Dedi. Gözlerimi açıp karanlıkta belli olmayan ela gözlerine çevirdim.

Gözlerinde ki yalvarır ifadeye dayanamayıp yanına ilerledim ve dikkatle sokuldum ona. Bir kolu başımın altından kollarıma dolanmıştı. Saçlarımı öptü. Başımı boyun girintisine dayamıştım. "Sen hep burada kalsana." Dedi. Biraz geri çekilip yüzlerimizi aynı hizaya getirebilmek için yukarı kaldırdım kafamı. "Hı?" Dedim şaşkınlıkla. Alnımı öptü. Sonrasında burnumu. "Hep böyle göğsümde kal. Hiç gitme. Senin yerin benim göğsüm olsun hep." Sustuk... Ama yüzümde oluşan gülümsemeye engel olmadım. "Tamam." Dedim usulca. O da gülümsedi bu sefer. Dudağımın kenarını öptü. "Uyu hadi. Zaten yeterince süründün hastanede. İyi uyu da içim rahat etsin." Kafamı tekrar eski yerine yasladım. Keskin naneli kokusu ciğerlerime karıştı. Kokusu beni sarhoş etmeye yeterdi. Uykunun üstümdeki ağırlıyla kendimi teslim ettim.

*

Sabah konuşma sesleriyle araladım gözlerimi. Görüş alanıma ilk önce Kuzey'in sakalları girerken; kulaklarıma ilk onun sesi dolmuştu. Kafamı biraz kaldırıp yüzüne baktım. Birisiyle konuşuyordu. Uyandığımı belli ederek konuştuğu yöne doğru döndüm. Abimler buradaydı ve ben Kuzey'in göğsünde yatıyordum. O ise hiç abimlerin geldiğini söyleyip uyandırmamıştı beni. "Günaydın." Dedi fısıldar gibi. "Günaydın." Dedim. Abimler ise beni çok takmamıştı. Hızla kalkıp odadaki banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkayıp aynadan birbirine girmiş saçlarıma baktım. Parmaklarımı aralarından geçirerek açmaya çalıştım. Sonrada üstten bir at kuyruğu yapıp çıktım banyodan. İkili koltukta oturan abimin yanında oturdum.

Yine Mi Sen? (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin