Abimsiz ilk haftam... Bok gibiydi. Herkesten uzaklaştım. Kimseyi istemiyordum yanımda. Kuzey'i bir tek gece yatarken görüyordum. İçimdeki acı her geçen gün daha da artıyordu. İçime bir kor düşmüştü. Ömür boyu da benimleydi.Kapı tıklatıldı. Gözlerimi açtım. Kuzey gelmişti. Henüz akşam üstüydü. Erken gelmişti. "Sabah kusuyordun sürekli. Bakmak istedim nasıl olduğuna. İyi misin şimdi güzelim?" Başımı salladım hafifçe. Yanıma geldi. Artık ağlayamıyordum, fakat gözlerim hâlâ şişti. Sırtımı yatak başlığına yasladım. Ayak ucuma oturdu. Bir elini bacağıma attı. "Korkutuyorsun beni Eylül."
"Erken gelmişsin bugün?" Günler sonra belki de ilk kez konuşuyordum onunla. "Seni merak ettim." Başı omzuna düştü. "İyiyim ben. Olmamam gerek, ama iyiyim ben." Dedim. "Bir şeyler yemen gerek. Biliyorsun değil mi?" Diye sordu. Omuz silktim. "İstemiyorum. Hiçbir şey istemiyorum." Dedim. Başını iki yana salladı sabır dilercesine. "Şimdi sana bir şeyler getiriyorum ve yiyorsun. Yeter Eylül. 1 haftadır ne bu halin? Kendini düşünmek zorundasın, bebeğimizi düşünmek zorundasın. Benim gibi!" Dedi ve beni dinlemeden gitti. Birkaç dakika sonra elinde tepsiyle geri geldi. Bacaklarımı kendime çektim. Haklıydı, farkındaydım. Ama yapamıyordum. Elim karnımı okşadı. Bebeğimi düşünmek zorundaydım. Ben değildim ama o açtı, biliyorum.
Kuzey çorbadan bir kaşık uzattı. "Ben yiyebilirim." Dedim kısık sesle. "Yemeğini yiyorsun ve biraz uyuyorsun. Anlaşıldı mı Eylül Hanım?" Diye sordu emreder bir sesle. Başımı sallamakla yetindim. Elinden tepsiyi alıp kucağıma çektim. Hızla çorbayı bitirdim. Kuzey tepsiyi alıp komodinin üstüne bıraktı. Elimden tutup ayağa kaldırdı beni. Yanağımı öptü ilk önce. Sonra pikeyi kaldırıp içine girmemi sağladı. "Kapa gözlerini." Dedi pikeyi omuzlarıma kadar örterken. Alnımı öptü. "Birazdan bende geleceğim, beraber uyuyacağız." Dedi ve gitti yine. Gözlerimi kapattım dediği gibi. Arkamdan gelip karnıma doladı kollarını. Eli tişörtümün altından geçip karnımı okşadı. Üstüme doğru eğilip kulağımın altını; şah damarımdan öptü. "Seni böyle görmeye dayanamıyorum. Yapma böyle Eylül." Dedi çaresiz bir ses tonuyla. "Tamam." Dedim kısık bir sesle. Ona döndüm ve kafamı boynuna gömdüm. Kollarını etrafıma sardı. Şakağımdan öptü. Burnunu saçlarımın arasına gömdü.
3,5 Ay Sonra
"Hadi kontrole gideceğiz güzelim." Çantamı koluma takıp aşağıdan seslenen Kuzey'in yanına indim hızla. "Koşmadan gel!" Dedi. "Hadi gidelim. Belki cinsiyeti belli olur." Dedim heyecanla. Elime uzandı. "Dönüşte abime gitmek istiyorum." Dedim. Başını salladı. Arabaya bindik. Elini karnıma uzattı. Okşadı hafifçe. "Çok merak ediyorum ufaklığımı." Dedi Kuzey heyecanla. "Belki erkektir Kuzey?" Dedim. "Ben kız istiyorum Eylül. Kız babası olmak istiyorum... Ama öncelikle sağlıklı olsun. Gerisi hiç fark etmez." Elini karnımdan çekti. Henüz karnım belli olmuyordu, ama hissediyordum onu.
Hastaneye geldik. Doktor 30'ların başında, orta boylu, kel bir adamdı. Sedyeye uzanıp karnımı açtım. "Heyecanlı mısınız?" Diye sordu adam gülümseyerek. "Evet." Dedim derin nefes alarak. Doktor cihaza jel sıkıp karnımın üstünde birkaç düğmeye bastı. Ekranda hareketlenen karartılara baktım. "E yok. Görünmüyor bebek." Dedim şaşkınlıkla. Cihazı sağa doğru hareket ettirdi. "Saklanmış ufaklık." Dedi doktor gülümseyerek. Kuzey doktorun bu söylemine çok sinir oluyordu. Ama bir şey demiyordu. Kendisi hariç kimsenin ufaklık demesine izin vermiyordu. Elimi sıktı. İstemsizce ona baktım. Elini gevşetti fark ettiğinde. "Cinsiyeti belli mi?" Diye sordum heyecanla. "Birazdan bakacağım." Dedi doktor. Parmağını ekrana uzattı. "Bebek tam burada. Kafası görünüyor." Dedi. Heyecanla ekrana baktım. "Kuzey kolu var!" Dedim heyecanla. Kuzey güldü. "Cinsiyetini öğrenmek ister misiniz?" Diye sordu doktor. "Evet."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yine Mi Sen? (TAMAMLANDI!)
RomanceBir adam vardı. Birçok şey yaşamış ama kazandığı tek şey hayata karşı nefreti olan bir adam. Kahve gözlerin sahibi kadınını gördü o zaman. Bütün nefretini unutuverdi bir anda. Herkesin korkarak baktığı adamın içi yumuşadı bir anda. Bir kadın vardı...