Bölüm 9

2.6K 80 14
                                    

Multi: Çağan Şengül-Yasir Miy - Seni Kaybettim

*Bar*

Yürüyordum bu boş sokakta öylece kulaklığımdan gelen müzik sesi, karanlık gece ve ben vardım bu sokakta şu anda sadece.

Kuzey'den

Gecenin 2'sini geçiyordu saat. Uyku tutmamıştı. Aklım Eylül'deydi. Bu gün olanlardaydı. Bilmeden nasıl da astımını tetiklemiştim miniğimin. Bu gün onu öyle görünce içim gitti. Yüreğim ağzıma gelmişti.

Daha fazla dayanamayıp kendimi dışarı attım. Kapşonumu geçirdim. Boş sokakta bir tek adım seslerim ve yere vuran yağmur damlalarının sesleri vardı. Kendimi son zamanlarda sık sık uğradığım barın önünde buldum. Kapşonumu çıkarmadan içeri girdim. Barmenden viski isteyip köşede, gözden uzak bir yere oturdum. Boş gözlerle etrafı izledim. İçeri birisi girdi. Kapşonu önünü kapatıyordu. Bar sandalyesine oturup barmenden bir şeyler istedi. Gözlerimi etrafta gezdirdim ve viskimden bir yudum aldım. Gözlerim tekrardan o kızı buldu. Kendine çeken bir şey vardı onda. O sırada yaklaşık 22-23 yaşlarında duran bir genç, kızın yanına gitti. Ben olanları izlerken adam, kıza sırnaşmaya başladı. Ama kız onun aksine, onu itiyordu. İstemiyordu. Gürültülü müzik kulaklarımı sağır ederken gözlerimiz buluştu. Bu gözleri nerede görsem tanırdım. Eylül'ün gözleriydi bu. Ne işi vardı peki burada? Hızla kalkıp yanına gittim ve kolundan tutup arkama aldım. "İşine git." Diye tısladım karşımdaki adama. Adamın tek kaşı havaya kalktı. "Pardon, size ne? Siz bu kızın nesi oluyorsunuz?" Dudağımın kenarı hafifçe kıvrıldı. "Abisi." Kalbim yandı bir anda. Sevdiğim kızın abisi miydim?

Adam şaşkınlıkla bana baktı. "Ö-özür dilerim." Diyerek hızla uzaklaştı. Ardından hemen Eylül'e döndüm, "Ne işin var burada?!" Diye tısladım ona doğru. Gülümsedi. "Teşekkür ederim." Çatılan kaşlarım gevşedi. Bir anda sarıldı. Kollarım belini buldu. "Parfümünü değiştirmişsin." Dedi mırıldanır gibi. Gülümseme belirdi dudaklarımda. Aklıma gelenle hızla ayrıldım. "Gecenin bu saatinde neden buradasın?" Alt dudağını ısırmaya başladı. Ama haberi yoktu ki böyle çok tatlıydı. "Uyuyamadım, dışarı çıktım." Diyerek gülümsedi. Onun gülümsemesi bana da geçti birden. Ona kızamıyordum, kıyamıyordum. "Eve bırakayım seni. Hadi." Dedim. Bakışlarını yere indirdi. "Biraz daha burada dursak?" Göz devirdim. "Hayır Eylül. Abin uyanırsa ve seni göremezse deliye döner. Aynı şekilde Berkay'da." Bu sefer o göz devirdi. "Abimin uykusu ağırdır, uyanmaz. Berkay'da uyanmaz. Lütfen, biraz daha duralım. Nasıl olsa eve gidince uyuyamayacağım." En sonunda pes ettim. "Tamam başımın belası, tamam." Eski oturduğum yere geçtik. Viskimden son yudumumu da kafama diktim. Ardından gözlerimi Eylül'e diktim. O etrafı izliyordu. Ben ise gözlerimi ondan alamıyordum. Kahvelerini elalarıma sabitledi. "Ne?" Dedi gülümseyerek. Omuz silktim. "Uykum geldi biraz. Gitsek mi?" Başımı salladım ve ayaklandım.

Beraber çıktık mekandan. Boş sokakta ikimizinde elleri ceplerinde yürüyorduk. "Bu gece sessizsin." Dedi. Bakışlarımı yerden kaldırmadan dudaklarımı araladım. "Ben her zaman sessizim. Yerinde konuşurum." Eylül'den alaycı bir gülme sesi geldi. "Ben patavatsız mıyım yani?" Hızla başımı kaldırdım. "Hayır, onu demek istemedim. Sadece ben çok konuşmam." Kahkahası boş sokakta yankılandı. "Kendini daha önce böyle gördün mü?" Dedi gülmeye devam ederken. Kaşlarımı çattım. Şu an benimle eğleniyordu. "Sen benimle eğleniyorsun." Dedim kaşlarımı daha çok çatarak. O ise daha çok güldü. Gülmesi kesilince durdu. Ben de onunla beraber durdum. Parmağını kaşlarımın arasına koyup kaldırdı. Kaşlarım şaşkınlıkla gevşerken ona bakıyordum. "Böyle daha iyi." Diyip yürümeye devam etti. Arkasından öylece bakakaldım. Bu kız bana neler yapıyordu böyle?

Arkasını dönüp bana baktı, "Gelmiyorsun galiba?" Hızla silkelenip yürümeye başladım. Sessiz ve kasvetli geceyi suskunluk bürüdü. Sadece yağmurun yere çarpma sesi ve bizim ayak seslerimiz... Kapının önüne gelmiştik. İkimizde ellerimiz ceplerinde durduk. Göz göze geldik o an. Sustuk sadece. Vücudum benden bağımsız hareket etmeye başladı. Yavaşça bedenimi bedenine yaklaştırdım. Yüzüne doğru eğildim. Dudaklarımı sıcak dudaklarına değdirdim. Ellerim belini kavrarken onun avuçları yüzümü sardı. Dudaklarımız birbirini sıkıca kavradı. Öpüşlerime karşılık verirken kendimden geçmiş gibiydim. Dudakları sarhoş etmişti beni adeta. Zorlukla ve nefes nefese ayırdı dudaklarını dudaklarımdan. Dudağının kenarı masumca yukarı kıvrıldı.

"Olmaz Kuzey. Bu çok yanlış. Bu gece olanları unutalım."

Diyip hızla eve girdi. Öylece kalakaldım yerimde. Kalbimin acısı içimi kor alevlerle yaktı geçti. Ne demek biz olamazdık? Kalbimde bir sızı daha hissettim. Her bir parçam yanıp kül oluyordu. Bedenimi alevler sarmıştı. Kalbimin acıyla yandığını hissettim. Öylece gitmişti. Benimde gitmem gerekti. Arkamı döndüm yavaşça. Ellerim ceplerimde, kafamda milyon tane düşünceyle boş ve karanlık sokakta yürüyordum. Aklımda ki milyon tane düşüncenin hepsi Eylül'e aitti.

*

Eylül'den

Hızla üstümü giyinip aşağı indim. "Günaydın abiş!" Dedim abimin yanağını öperek. "Günaydın balım." Etrafıma bakındım. "Berkay nerede?" Anahtar sesi geldi. "Dışarı çıkmıştı." Dedi abim masayı hazırlarken. İçeri Berkay ve Kuzey beraber girdi. Aklıma dün gece geldi. Dudaklarının dudaklarıma değişi... Gözlerimiz buluştu aniden. Ben o ela gözlerde kayboldum o an. Gözlerinde ki acıyı gördüm, kırgınlığı... Onu dün gece öylece bırakmakla hata etmiştim. Ama başka çarem yoktu.

"Kuzey, Eylül... İyi misiniz?" Dedi Berkay. Hızla silkinip başımı salladım. "İyiyim. Hadi kahvaltı yapalım." Hep beraber kahvaltı yapmaya başladık. Gözlerim sürekli ondaydı. Onun gözleri de bende. Gözlerine her baktığımda ki gördüğüm o kırgınlık beni bitirmişti. Onu öyle bırakarak gerçekten hata etmiştim. Hızla ayağa kalktım. Bütün bakışlar bana döndü. Abim göz kırptı. Omuz silktim sadece. "Doydum. Afiyet olsun size. Yukarıdayım ben." Hızla odama çıktım. Çünkü daha fazla orada sadece onun kırgınlığını görmeye devam etseydim dayanamazdım, oturup ağlardım.

Yatağa oturdum yavaşça. Göz yaşlarım süzüldü yanaklarımdan. İçimde kendime olan öfkem göz yaşlarıma döküldü. Kapı tıklatıldı. Hızla yaşlarımı sildim. Kapı açılınca gelenin Kuzey olduğunu gördüm. Kaşları çatıldı birden. Kapıyı yavaşça kapatıp hızla yanıma geldi. "Eylül... N'oldu? Ağladın mı sen?" Başımı eğdim. Elini çeneme yerleştirip göz göze gelmemizi sağladı. Ama bakamıyorum adam gözlerine. Anla artık. Gözlerimi onun gözleri dışında bütün odada gezdirdim. "Bana bak." Diye emretti sert sesiyle. Ağlamamak için dişlerimi sıktım. "Bana bak dedim Eylül." Eylül olmuştum şimdi. Miniğim'e ne oldu? "Bakamam." Dedim titreyen sesimle. Derin bir nefes verdiğini duydum. "Miniğim yapma böyle. Gözlerime bak." Pes ettim ve gözlerimi gözlerine kilitledim. Göz altımı okşadı baş parmağı. "Bu gözler niye kızardı?" Omuz silktim. "Sen... Dün gece..." Nefeslerim tükendi. Gözlerinde ki perde inmişti ve tekrardan o kırılganlık geri dönmüştü. Gözlerim doldu. Ben izin vermeden süzüldü yaşlarım. "Bakma öyle işte. Sen öyle baktıkça benim içim parçalanıyor. " Tekrardan bakışlarımı indirdim. "Dün gece ne Eylül?" Dedi. "Özür dilerim." Dedim titreyen sesimle. "Özür dileme. Seni zorla öpen bendim. Özür dileyen ben olmalıyım. Ama dileyemem. Pişman değilim çünkü." Derin bir nefes aldı. Hızla dudaklarımı dudaklarına değdirdim. Öpüşlerime karşılık verdi yavaşça. Nefes nefese ayırdım dudaklarımı. İkimizinde yüzünde ufak bir gülümseme oluşmuştu.

"Seni seviyorum..."

"Seni seviyorum..."

Selammm! Nasılsınız?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selammm! Nasılsınız?

Biliyorum çok çabuk sevgili oldular. Ama bunun tabiki de bir nedeni var. Birkaç bölüm sonra ortalık karışacak çünkü. Bölümü nasıl buldunuz? Size bir sorum olacak.

Sizce Eylül ve Kuzey duygularını tam olarak ifade edebiliyor mu?

Seviliyorsunuz canımın içleri❤️

Yine Mi Sen? (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin