25. Bölüm

736 672 23
                                    


                               🌼

Duvarda asılı duran saat 17.06 yı gösteriyordu. Bu gün ben aşık olduğum adamla evlenecektim, bu gün ben beyaz gelinlik giyecektim.

Şimdi benim kuaförde ailemle hazırlanmam lazımdı. Canım o kadar çok ağırıyordu ki, Barışı bir daha hiç göremeyeceğimi hissediyordum.

Keşke buradan kurtulmanın bir yolu olsaydı, barışı o kadar çok özledim ki. Kokusuna hasret kaldım, ona sarılmayı o kadar çok özledim ki.

Ne acı sevdiğime isteyipte gidememek. İsteyipte sarılamamak, kokusunu içime çekememek. Allahım al canımı da kurtar beni bu eziyetten, yada kurtulayım buradan, gideyim sevdiğime.

Ben burada nasıl yaparım, ellerim ayaklarım bağlı, sesimi bile çıkaramazken, tahta sandalyede kaç gün yaşayabilirim.

Bedenimin acısı umrumda değildi, benim kalbim acıyordu. Böyle bir pisliğin elinde olmayı kendime yediremiyordum.

İçeri geldi, elini yüzüme uzattı kafamı çekmeye çalıştım, ama nafile göz yaşlarımı sildi. Ondan o kadar nefret ediyordum ki, bana dokununca ondan daha fazla tiksiniyordum. Ağzımdaki bezi çözdü.

"Her şey şey çok güzel olacak inan bana." diyerek çıktı odadan.

Arkasından bütün gücümle bağırmaya başladım.

"Daha ne yapacaksın Allah'ın belası, hayatımı mahfettin sen. Hayatımı bitirdin sen. Eğer barışa bir şey yaparsan seni öldürürüm, duydun mu beni, pislik herif."

telefonla konuştuğunu duyabiliyordum, fazla anlaşılmıyordu duyduğum tek şey

'sonunda planı uyguluyoruz'

Çıldırmak üzereydim, ne planı. Benle ailemi daha ne kadar yıpratabilirdi. 

~Emreden~

"Melis tohumları ekmeye başla, filizlenip meyve vermeye başlayacaklar sayemizde."

Melis "emrin olur ortak, umalım ki meyve versinler."

"Biz işimizi eksiksiz sürdürürsek, umuda ihtiyacımız kalmaz."

Barışa şimdiden üzülmek isterdim ama yaşayacaklarını hayal edince zevkten dört köşe oluyorum.

Mutfağa geçip aşkımla bana bir şeyler hazırlamaya koyuldum.



~Melisten~

En iddialı kıyafetlerimi giyindim. Mini siyah eteğimi ve üstüne kırmızı crop bluzumu giyindim.

Barışıma gitmek için arabaya bindim, sonunda hayallerim gerçekleşecekti, barış benim olacaktı. İstesede istemesede.

Apartmana varmıştım, arabadan indim ve ikinci kata barış gilin evine çıktım, zili çaldım ama kimse açmadı. Bende alt kata Burcu'nun evine indim, zili çaldım kapıyı gözleri kıpkırmızı olan genç bir kız açtı.

Kız "Kime bakmıştınız?"

"Barış nerede?"

"İçeride" dedi.

içeri girdim.

"barış"

Kız odayı gösterdi.

"şu an seninle konuşamaz uyuyor başka zaman gelirsin."

Söylediklerini takmadan odaya ilerledim, elindeki gelinlikle uyuya kalmıştı. Saçlarını okşadım, yüzündeki yaşları sildim. Aniden Burcu diye irkildi.

gülümsedim.

"ben geldim barış."

Yattığı yerden doğruldu.

"neden geldin!"

Verdiği tepkiye sıratım istemsizce asılmıştı. 

"Burcu'ya olanları duydum barış, gözüme uyku girmedi. Ben sizinle aramak istiyorum onu, beni yanlış anlasada."

Gözlerinde hüzün vardı.

Barış "biz bişey yapamazken sen ne yapabilirsin Melis?"

"Biliyorsun barış benim çevrem çok geniş, Emre hiç dışarı çıkmadan yada herhangi bir telefondan konuşmadan hayatını sürdüremez. Ben gerekli yerlerle konuşup kısa zamanda onlardan bilgi almaya çalışacağım." 

Barış ayağa kalktı.

"kaldıkları yeri bulabilir misin yani?"

Emre'yi nasıl bulduğum aklıma gelmişti.

"Evet barış güven bana."

Kız odaya barışın annesiyle girdi.

Aysel annecim "barış oğlum, misafirin mi var?"

Barış "Melis gelmiş, Burcu'yu bulmamıza yardım edecekmiş."

Kız "polislerin yapamadığını kendisi nasıl yapacakmış"

Barış "Aylin, melisin çevresi çok geniş başarılı hackerlarla arkadaş. En ufak bir açıkta kaldıkları yeri bile tespit edebilirler."

Kızın adı Aylin demekki, anlaşılan Burcu'yla çok yakınlardı. Buna dikkat etmem gerekiyordu.

Aysel "hadi salona geçelim, Melisciğim arkadaşlarını ara, yardım et bize."

Gülümsedim. "tabiki, zamanım var."

hep birlikle salona geçtik.

Saplantı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin