Şiddetli yağan yağmuru ve çıplak ayaklarımı umursamadan caddede koşmaya başladım, onun yüzüne bakmak istemiyordum. Onunla konuşmak istemiyordum. Çaresizliğimi görmesi, bana acıması isteyeceğim son şeydi. Yağan yağmur vücudumdaki fondöteni götürmüştü, tüm yaralarım gözle görülür bir şekilde gök gürültüsü altında aydınlanıp gizleniyordu.
Arkamdan büyük bir inatla koşan adamı umursamamaya çalışıyordum.
"Burcu!"
Yorgunluğu ve acısı sesine daha çok yansımaya başlamıştı.
Daha hızlı koşmaya başladım. Haykırışları kulaklarımda yankılanıyordu.
"Burcu, böyle kaçamazsın."
Hızla kolumdan yakalayıp bana baktı.
Yaralarımı görmemesi için elimden geleni yapsamda, kendimi hızla ondan çekmemle fark etmişti. Gözlerine inanamayıp beni süzmeye başladı.
"Burcu bu yaralar ne? Nasıl oldu bunlar?"
Dehşet içinde yaralarıma bakıyordu, elini boynumdaki yaraların üstünde gezdirdi.
İçim ürpermişti, kendimi istemsizce geriye attım,
"Burcu koşuşsana."
İlk defa gözlerine bakarken göz yaşlarımı silmek zorunda kalmamıştım, yağmurdan sırılsıklam olmuştum zaten.
Hıçkırıklarımın yüzünden dudaklarımdan fısıltıyla karışık iki kelimeli bir cümle dökülmüştü sadece.
Gözlerinin içine baktım, gözleri korkudan daha fazla büyümüştü.
"Git burdan."
"Bu yaraların nasıl olduğunu söylemeden hiçbir yere gitmiyorum."
"Git burdan, senden nefret ediyorum. Bana bakmana tahammül edemiyorum."
Onu hızla itip dizlerimin üzerine düştüm.
"Git burdan."
Koray hızla Barışı itti.
Koray "Barış git buradan."
Barış "asıl buradan gitmesi gereken kendisi."
Barış düşecek gibi yerinde sarsılıyordu.
Aylin hızla beni ayağa kaldırıp Barışa döndü.
Aylin "bir daha Burcu'ya yaklaştığını görürsem seni mahvederim, anladın mı beni?"
Burcu beni arabasına bindirdi ve hızla evimize doğru sürmeye başladı. Eve geldiğimizde arabadan indik ve hızla içeriye girdik, Aylin bana duş aldırıp beni yatağa yatırdı.
Aylin "Burcu her şey geçecek, yanındayım."
"Ben onu unutmak istiyorum. Neden sürekli karşıma çıkıyor?"
Aylin yanıma uzandı.
"Burcu gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum. Bu şey kader. Sürekli karşılaşmanız, siz zıt kutuplar gibi birbirinizi çekiyorsunuz Burcu. Ondan kaçma Burcu, sadece onu umursama İnan bana birbirinizden kopacaksınız. Sen her zamanki gibi şirkete gitmeye devam et, bir adam için kariyerini harcama."
Kafamı salladım.
"Haklısın Aylin, ben geçmişimden kaçtıkça önüme çıkıyor. Artık ağlamayacağım bu göz yaşlarım sondu. Artık savaşma zamanı, artık kaçmak yok."
Işığımı kapatıp sıkıca gözlerimi kapattım. Bu gece istediğim kadar ağlayabilirdim, bu geceki gözyaşlarım son gözyaşlarımdı.
~Andreden ~
Barışı koltuğa oturtmamla koltuğa yığılması bir olmuştu. Ayılması için mutfağa gidip ona kahve yapıp eline tutuşturdum.
"Barış ayılman lazım Kahveni iç."
Oturup kahvesinden bir yudum aldı.
"Barış yaptığın çok yanlış bir şeydi. Sen evlisin, Burcu'dan uzak durman gerekiyor."
Kafasını elinin arasına alıp ovuşturmaya başladı. Bir anda elindeki kahve bardağını yere fırlatıp ağlamaya başladı, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
Barış "Neden bu kadar içtim ben, neden bana engel olmadın? Allah kahretsin sokakta Burcu'nun peşinden koştum ben, beni aldatan kadının peşinden koştum ben."
Ayağa kalkıp yanıma yaklaştı.
Barış "Andre bir daha böyle bir şey yapmama izin verme. O kadının yüzünü bir daha görmek istemiyorum Andre."
Hızla arabasının anahtarını alıp dışarı fırladı, pencereye çıkıp gözden kaybolmasını izledim.
~Barıştan devam~
Çarpık gülümsemen geliyor aklıma, gözlerin geliyor, iç çekişlerin, somurtmaların, bana bakarken gözlerinde gördüğüm heyecan geliyor. Eskiler geliyor aklıma, sarı saçların geliyor...
Evin kapısını açmaya çalışırken içeriden süzülen loş ışığı görmüştüm. Anahtarımı cebime koyup tekrar arabaya bindim. Melis hâlâ buradaydı ve tüm gücüyle bana karşı direniyordu. Ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim yoktu, yaptıklarımın bedelini ödüyordum. Evet hayat bana yaptıklarımın bedelini ödetiyordu ve benimle çok güzel eğleniyordu.
İçki şişesini havaya kaldırdım.
"Şerefine hayat."
Acı bir gülümseme belirdi yüzümde. Bir zamanlar sarışınım dediğim kadın bana inat kendini değiştirmişti. Yıllar onu çok değiştirmişti belki isteyerek belkide istemeyerek. Onda sevdiğim tüm özelliklerini yok etmişti. Kastettiğim sadece fiziksel özellikleri değil tabiki de o kalbindeki bir yanı da yok etmişti o kalbindeki beni yok etmişti. Ama her şeye rağmen unuttuğu bir şey vardı o gözler hangi yüzde olursa olsun yinede tanırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saplantı
RomanceTüm benliğiyle kalbime saplanmıştı bir kere... ༄ "Sus ne olur, konuşursan sana inanırım. sadece kokunu içime çekmeme, sana sarılmama, seninle aynı havayı solumama izin ver, bu gecelik olsa bile."