27. Bölüm

746 680 10
                                    


                               🌼

~Aylinden~

Yoğum bakım kapısının önüne yığıldım, benim kardeşim içeride can çekişiyordu. Benim kardeşim acı içindeydi ve biz nedenini bilmiyorduk.

Tam kurtuldu derken, hep aynı şey olmak zorundamıydı? Hep kurtuldu derken başına daha kötü şeyler geliyordu kardeşimin. Barışla anıları aklımdan çıkmıyor, benim kardeşim bu ayrılığı nasıl kaldırabilir? Ben kardeşime nasıl söylerim, nasıl diyebilirdim barışının gittiğini. Allahım sen beni kardeşimden ayırma. Annem  gitti, babam gitti, kardeşim gitmesin ama.

Herkes perişan haldeydi, herkes kendinden geçmiş gibiydi. Hamiyet nene ve Cafer dede fenalaşmışlardı, onlara serum takılmıştı. Salih amcada çok kötüydü, onun için çok endişeleniyordum. Doktor yanında hemşireyle yoğum bakımdan çıktı. Salih amca hızla yanlarına gitti.

Salih amca "doktor bey kızım nasıl, meleğim Nasıl?"

Doktorun hiç iyi bir haber verecekmiş gibi bir hali yoktu.

Doktor "iyi bir şey söylemek isterdim ama Burcuyun vücuduna sürekli uyuşması için bir madde verilmiş, şu an sadece tedavisini uygulayıp kendine gelmesini bekliyoruz."

Salih amca fenalaştı "benim kızıma o pislik ne yaptı, o pislik benim kızımı ne hale getirdi?"

Ayfer hala ve Aysel hala onu sakinleştirmek için dışarıya çıkardı
Kenan amca yanıma geldi, çok üzgündü.

Kenan amca "kızım, barış Burcu'yu bu halde bırakıp nasıl gider?"

"Kenan amca barış gitmek istedi ve gitti
Burcu'yu bile dinlemeden gitti. Bu aşk mı yani aşk bu mu? Barış bu kızdan ne istiyor ya? Kızın çektiği acılar yetmedi mi ya bu kız ölümlerden dönmedi mi?ilk gittiğinde 40 kilolara inip yataklara düşmedi mi ya? Kenan amca barış Burcu'dan ne istiyor? kız içerde can çekişiyor. Uyanınca barışı soracak ne diyeceğiz, bu kız hasta biz ne diyeceğiz ona. Ya benim kardeşim dayanamaz bu sefer Kenan amca, ya benim kardeşim bu sefer ölür. Benim kardeşim daha kaç kere güvenecek? Kenan amca kurban olayım bir şeyler söyle. Burcu'ya ne diyeceğiz?"

Kenan amca sarıldı bana, gözlerimden yaşlar akıyordu. Aşk ne ya? aşk ne kadar iğrenç bir şey. İnsan aşkı için kaç kere yanar? benim kardeşim daha kaç kere yanacak? benim kardeşim daha kaç kere ölüp ölüp dirilecek? benim kardeşimin daha kaç kere kalbi kırılacak? benim kardeşim daha kaç kere aşık olmaktan korkacak? benim kardeşim daha kaç kere mutsuz olacak? ben kardeşimi daha kaç kez kollarımın arasında ölüp gittiğini göreceğim?Kenan amcaya döndüm.

"benim kardeşim hep kollarımda öldü, ben onu iyileştirmeye çalışırken daha çok parçalandı. Benim kardeşimin ruhu öldü, benim kardeşim barışı unutamadı yıllarca. Yıllarca erkeklerle arasına set çekti, benim kardeşimin konuşacak bir erkek arkadaşı bile olmadı. çünkü hep korktu barış gibi giderlerse beni bırakırlarsa diye. Benim kardeşim barış gittikten sonra hayata küstü. O kadar korkuyorum ki Kenan amca, o hallerini yeniden göreceğim diye ödüm kopuyor, öldüğünü yeniden göreceğim diye ödüm kopuyor."

Aysel halam yanıma gelip sarıldı bana, öyle sıkı sarıldı ki, annem gibi.

Aysel hala "kuzum ağlama yavrum, biliyorum çok zor ama Allah'ın izniyle bütün bunları atlatacağız, burcumuzu hep birlikte toparlayacağız, ağlama yavrum benim. Hadi gel burcumuzu görmeye geçelim hemşireden izin alıp."

~Melisten~

Zilini sabırsızlıkla çaldım, geldiğimi görünce tepkisini çok merak ediyorum. Kapıyı açtığında gözlerime inanamadım, karşımdaki kişi hiçte barış gibi değildi.

Gözleri ağlamaktan mosmor olmuştu, Rengi sararmıştı.

Barış "Melis burda ne işin var?"

İnanamayarak barışa baktım.

"seni merak ettim, olanları duydum."

Barışın konuşacak hali yoktu, ağlamamak için kendini zor tutuyordu.

Barış "ben yalnız kalmak istiyorum, kimseyle konuşmak istemiyorum. Kimseyi görmek istemiyorum."

Burcuyu hâla unutamamıştı, ben onu öyle bir unutturacaktım ki yolda görse takmayacaktı.

Melis "barış girmeme izin ver, senin için çok endişe ediyorum lütfen." 

İstemesede geçmem için kapıdan çekildi. Etrafa bakınca gözlerime inanamadım bütün ev dağılmıştı, dolaplar, televizyon heryer parçalanmıştı. İnanamayarak barışa baktım.

"Barış bir kız için bunlara değer mi?"

Barış ağlıyordu, yere çöktü inanamayarak bana baktı.

Barış "bir kız için mi? O benim burcumdu, o benim ruhumdu, o benim yaşama sebebimdi, ya o benim aşık olduğum tek kadın."

Yanına çöküp sarıldım ona.

"Unutacaksın onu zamanla, ben yanındayım."

Barış "Ben onu unutmak istemiyorum Melis."

Melis "Ne yani barış seni aldatan kadının yasını mı tutacaksın, üstelik Emre'nin yanındayken."

öylesine çaresizdi ki, yüreğinin yangını dışarıdan hissediliyordu.

~Aylinden~
Kardeşimin yüzü bembeyaz olmuştu, sanki canı çekilip alınmış gibiydi. Eline dokundum elleri buz giydi.

Aysel halaya döndüm.

"Aysel hala çok üşüyor."

Aysel hala hiçbir şey söyleyemedi. gözlerindeki yaşlar daha hızlı akıyordu.

Saplantı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin