Belkide yılana sarılmak için denize düşmüşümdür

1.7K 909 211
                                    


🌼

Yine kötü bir sabaha uyandırıldım. Aylin beni uyandırmak için odamın perdelerini açıyordu

"Aylin, sabah sabah ne yapıyorsun ya!"

Aylin "Telefonunun sesinden uyanmamak mümkün mü acaba, bir saatten beri çalıyor aç artık."

Burcu "Babamdır, yine neyin haberini verecek acaba."

Aylin gülümsedi "yok yabancı numara, bak istersen."

hemen telefonu alıp aradım sesi duyar duymaz yataktan fırladım.

"Emre benimde seninle acil konuşmam lazım, sahile gelebilir misin?"

Emre "Tamam canım, hemen geliyorum."

Hemen üstüme kot pantolonumu ve siyah tişörtümü geçirdim. Hazırlandıktan sonra Ayline seslendim.

  "Aylin ben çıkıyorum, birazdan dönerim."

Aylin "nereye sabah sabah? daha kahvaltı yapmadık."

yüzümde bir gülümseme belirdi.

"Emre'yle buluşacağız. Yani şey için partiye birlikte gidemeyeceğimizi söylemek için."

gülümsedi.       

Aylin "böyle durumlar için telefon var, biliyorsun değil mi?"

Burcu "Sonuçta söz vermiştim yani, ayıp denen bir şey var değil mi? Benide lafa tutuyorsun Aylin, hadi görüşürüz."

Ayaklarımın hızına ben bile yetişemiyordum, ne oluyordu bana böyle. Sahile gideceğim için mi bu heyecan? yoksa Emre'yi göreceğim için mi? bunu bende anlayamıyordum, ama  Emre'ye eskisi kadar ön yargılı değildim artık.

Beni seviyordu, bende buna saygı göstermeliydim. Sonuçta sırf bana ilgisi olduğu için görüşmemek saçma olurdu.

Sahile varmıştım, boş bir banka oturup denizi izlemeye başladım. Denizin tuzlu kokusunu soludum usul usul, rüzgarın serinliğini, güneşin sıcaklığını tenimde hissettim.

Tam düşüncelere dalmışken omzumda bir el hissettim ve irkildim.

Arkamı dönmemle Emre'yi görmem bir olmuştu.

Emre "özür dilerim, korkuttum mu Burcu?"

Kafamı olumsuz anlamda salladım.

Burcu "Dalmışım, otursana."

yanıma oturdu ve sessizliğe daldık. İkimizde konuşmuyorduk, konuya nasıl gireceğimi düşünüyordum. Anlaşılan ikimizinde kafasını kurcalayan şeyler vardı. derken Emre sesizliğini bozdu.       
Emre "Deniz ne güzel değil mi Burcu? sonsuz gibi gözüküyor, hiç bitmezmiş gibi, ama bi o kadarda hırçın... sen gibi..."

Aşkına karşılık veremeyeceğimin mahcupluğu vardı üzerimde.

Burcu "Emre..."

sözlerine devam etti.

Emre "ama bi o kadarda masum... sana bakınca Nazım Hikmetin bir şiiri geliyor aklıma."

gözlerime bakarak şiiri söylemeye başladı.

Emre "Seviyorum seni

ekmeği tuza banıp yer gibi

Geceleyin ateşler içinde uyanarak

ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi

Ağır posta paketini

neyin nesi belirsiz

Saplantı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin