Kuş

60 16 0
                                    

Ben ölüyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ben ölüyordum. Şimdiye kadar kendime bile bunu itiraf edemezken artık anlamıştım. Bende annem gibi ölecektim, benim kaderim buydu, annem gibi ölmek... son nefesime kadar yaralarımı saklamaya çalışarak...

Yatağımdan kalkıp camı açtım. Sol yanım çok ağrıyordu, sanki biri kalbimi sımsıkı tutuyordu, nefes almama izin vermiyordu. Çok çaresiz hissediyordum kendimi, keşke babam yanımda olsaydı, ona bir kerecik sarılma şansım olsaydı. Kalbim sıkışıyordu artık nefes almak bile bana zor geliyordu. İncinmesin artık kalbim o yeterince kırıldı, yıprandı zaten. Bir kuş gibiyim bu gün, kafesine sığamayan bir kuş... uçmaya çalışırken kanatlarım rüzgardan kesilmiş, yenilmişim fırtınanın o güzel kokusuna ve o rüzgardan incilmiş kuş fırtınaya aşık olmuş.

Telefonumu yatağımdan alıp Koray'ı aradım, açması biraz uzun sürmüştü.

Koray "Günaydın Burcu."

"Günaydın Koray. Ben sana bir şey söylemek için aradım, ben şirkete biraz geç gelsem sorun olur mu? Doktor randevum var."

Uzun bir sessizlik olmuştu.

Koray "Burcu bu gün izinlisin."

"Hayır Koray işim biter bitmez gelirim. Benim için sorun olmaz."

Koray "randevun kaçta?"

"Dokuzda."

"Annem bizi öğle yemeğine davet etti. Biliyorum zor zamanlar yaşıyorsun ama kafanı dağıtmanı istiyorum, ama gelmek istemezsen de hemen iptal ederim."

Gülümsedim.

"Tamam, hastanede işim bitince şirkete gelirim, birlikte çıkarız olur mu?"

"Tamam Burcu, beni kırmadığın için teşekkür ederim."

Gülümsedim.

"Asıl ben teşekkür ederim, beni düşündüğün için."

Üzerime hemen örme siyah crop ve hırkamı giyindim, siyah kumaş pantolonumuda üzerime geçirdim.
Saçlarıma bakım kremi sürüp kulaklarımın arkasına sıkıştırdım. Nude bir makyaj yaptım. Gümüş rengi halka küpelerimi ve saatimi taktım. Siyah stilettolarımı giyindim ve çantamı alıp hızla aşağıya indim.

Aşağıya indiğimde Aylin çoktan çıkmıştı. Mutfakta yulafımı yedikten sonra arabama binip hastaneye gittim. Saat onbir gibi hastaneden çıkıp arabaya bindim, şirkete gidecektim. Şirkete vardığımda hızla arabadan inip asansöre bindim. Bakışlarımı yerden kaldırmamla Barışın yakın arkadaşı Andreyle göz göze gelmiştim, ne yapacağını bilemeyerek bakışlarını yere indirmişti. Şirket katına vardığımda asansörden inip hızlı adımlarla odamın yolunu tuttum, Koray küçük bir oda vermişti bana. Çantamı odama bırakıp Koray'ın odasına girdim. Çizimine o kadar çok odaklanmıştı ki kapıyı çaldığımı bile duymamıştı.

Saplantı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin