Multi; LP – The One That You Love
Merhabalar! Özleştik mi?
Yeni yıla girdiğimizden beri istediğim gibi sıklıkla yazamıyorum. İlk başta bu sadece yoğunluğumla ilgiliydi ama bu bölümü yazarken fark ettim, kitapla ilgili bir şey beni rahatsız etmeye başlamıştı. Tatil sahneleri planladığımdan uzun sürdüğü için bir an kendimi romantik bir genç kurgu yazıyor gibi hissettim, ki kitabın kategorisinin bu olduğu pek söylenemez. "Ne yazıyorum ben ya" modundan çıkmam biraz uzun sürdü, kurguyu mahvetmemek için biraz mola verdim. Artık ne yazacağımı, ne olacağını biliyorum. Kurgu beni daha da tatmin edecek şekilde değişti. Kısacası umuyorum ki eskisi kadar sık yazabileceğim.
Hepinize keyifli okumalar! ❤️
SINIR
90+ OY
350+ YORUMBÖLÜM ❅ 34
"CESARET VE DÜRÜSTLÜK"Düz taban botlarımın içinde, artık üzerine basarken canımı yakmayan adımlar atarak Adalet Sarayı'nın parlak zemininde yürüyordum. Her şey bıraktığım gibiydi ancak buradan en son ayrıldığımda hissettiğim yürek burkan acılarım, yarını daha adil kılabileceğime dair bir inanca yerini bırakmıştı. Belki de bu yüzden henüz İstanbul'a döneli birkaç saat olmuşken hemen hazırlanmış ve raporum olmasına rağmen savaş meydanıma geri dönmüştüm.
Yalçın'ın odasına çıkmadan önce doktorun bana yazdığı raporun teslimini gerçekleştirdim, ardından odasına giderek kapının önünde omuzlarımı dikleştirdim. Kapıyı bir çift hareketle tıklattığımda tanıdık gür ses, oldukça otoriter bir şekilde, "Gir," diye komut verdi.
Kapıyı açıp kendimi içeriye attığımda, masasının arkasındaki deri sandalyesine oturan takım elbiseli adamın zeki bakışlarla pırıldayan koyu gözleri beni buldu. Kaşları şaşkınlıkla alnına çıktı.
"Günaydın, Yalçın Bey." Kapıyı arkamdan kapatıp ona bir baş selamı verdim. Üzerimdeki karamel rengi kabanın kuşaklarını çözmeden önce çantamı koltuklara bıraktım.
"Günaydın," derken sesinden beni beklemediğini fark edebiliyordum. "Sanıyordum ki iznin bir haftaydı. Seni bu kadar aceleyle işbaşı yaptıran da ne?"
Yüzümü buruşturdum ve dişlerimin arasından derin bir nefes aldım. "Maalesef pek tembellik insanı değilim ve işe yaramayı özledim."
Ben çıkarttığım kabanı askılığa asarken odayı onun gülmeye benzer sesi doldurdu. "Açıkçası bunu duyduğuma sevindim çünkü yapamayacak kadar meşgul olduğum tüm gereksiz işlerim birikmeye başlamıştı."
Gülerek ona döndüm ve karşısındaki koltuklardan birine ağır bir hareketle oturdum. "Beni böyle bir şeyin bekleyeceğini tahmin edebiliyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNFİLAK
Teen FictionAdaletin terazisi dengelidir. Adaletin kılıcı caydırıcıdır. Adalet tarafsızdır. On yedi yaşında şüpheli bir aracın kendisine kasıtlı olarak çarpmasıyla küçüklüğünden bu yana yapabildiği en iyi şeyi, dans etmeyi bırakmak zorunda kalan Şeyda, acımas...