Adaletin terazisi dengelidir.
Adaletin kılıcı caydırıcıdır.
Adalet tarafsızdır.
On yedi yaşında şüpheli bir aracın kendisine kasıtlı olarak çarpmasıyla küçüklüğünden bu yana yapabildiği en iyi şeyi, dans etmeyi bırakmak zorunda kalan Şeyda, acımas...
Merhabalar, nasılsınız bakalım? Başladı mı dersleriniz?
Bölüm öncesinde sizden buraya bir tahmin bırakmanızı istiyorum. Bölüm sonunda doğru çıkıp çıkmadığını öğrenmiş olursunuz. Sizce Şeyda'nın kaza yapmasına sebep olan suçlu kim?
Hepinize keyifli okumalar❤️🤝
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BÖLÜM ❅ 26 "DENKLEM"
Kulaklarında suyun sessizliği uğuldamaya başladığı andan itibaren kendini farklı bir evrende kabul eden Sıraç, gözlerini klorlu sudan koruyan gözlük üzerinden bakışlarını etrafta gezindirdi. Arkadaşının hemen yan tarafından ona yetişmeye çalışan kulaçlarının farkındaydı. Ancak dikkatini ondan uzak tutarak havuzun dibinden süzülmeye devam etti. Havuz duvarına yaklaştığını fark edince kendini yukarı yönlendirdi, parmak uçlarıyla havuzun temiz yüzeyinden destek aldı ve hızla dışarıya çıkıp krem rengi kenarlığa tutundu.
Attığı kulaçlarla etrafa su sıçratan Mehmet Ali, üç saniye sonra onun yanında bittiğinde nefes nefeseydi. Başını iki yana salladı ancak üç numara saçları, istediği savurma hareketi havasını söndürmüştü.
"Uzun zamandır hiç bunu yapmamıştık," dedi Mehmet Ali derin nefesleri arasından. Kollarını kenarlığa yasladı ve sağ tarafında kalan Sıraç'a baktı.
"Yüzmeyi mi?" Sıraç gözlüklerini çıkartarak onu bir kol mesafesi zemine attı, elini ıslak saçlarından geçirip parmaklarıyla onları taradı.
"Hayır, hafta içi işe gitmemeyi,"
"Bunu hak ettik, biraz da keyfimize bakalım."
Cuma günü saat öğlen üçe yaklaşıyordu ve geçirdikleri toplantı onları mutlu edecek sonuçlarla sonlandığı için Mehmet Ali, Sıraç'ın aklını çelip bugünlük işi bırakmayı ona kabul ettirmişti. Sıraç'ın en keyif aldığı etkinliklerden birisi şüphesiz yüzmekti, bunu teklif ettiğinde Mehmet Ali oldukça uyumlu bir tavırla omuz silkmiş ve onaylamıştı.
"Keyfin yeterince yerinde değilmiş gibi bir de keyfimize bakalım diyorsun." Mehmet Ali dişlerini göstererek güldü ve sağ eliyle havuzun yüzeyindeki suyu iteleyerek Sıraç'ın yüzüne attı. "Seni uzun zamandır bu kadar mutlu eden şeyin işlerimizin rast gitmesiyle hiçbir alakası olmadığına arkadaşlığımız üzerine bahse girerim."
İsmi bile geçmemişti ancak sohbetin dayandığı kişinin fikri bile Sıraç'ı gülümsetti. Omuz silkti ve, "Ne diyebilirim ki?" dedi keyifle. "Haksız sayılmazsın."
