BÖLÜM ❅ 31: "KÖR"

3K 258 176
                                    

Multi; SYML - Meant To Stay Hid

Selamlaaaar! Farkında mısınız bilmiyorum ama ikinci parta geçtiğimizden beridir hiç aksatmadan her hafta bölüm tamamlayıp atabiliyorum. Buna inanmam ama bir nazar boncuğunuzu alırım. Böyle devam. 🤝🧿

Lütfen bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın! Teşekkür ederim. Hepinize keyifli okumalar. 🌚

BÖLÜM ❅ 31"KÖR"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 31
"KÖR"

Sevgi dolu büyümüştüm. Annemin ve babamın sevgisini her zaman hissederdim, bana bunu göstermekten bir an bile çekinmemişlerdi. Sevgiyi bana karşı olan tavırlarından, saygıyı ise birbirlerine olan davranışlarından öğrenmiştim. Bir insanın sözünü kesmemeyi, yorum yapmadan önce dinlemeyi, hayır diyebilmeyi ama kalp kırmamayı, haksızlığa karşı sessiz kalmamayı, öfkeliyken konuşmamayı... Yalnızca onları izleyerek bile bunca karakteristik özelliğe sahip olmuştum.

Beni, kendi davranışlarıyla eğitmişlerdi.

Sık sık tekrarladıkları nasihatleri büyüdüğümde daha da anlam kazanmaya, kendi kendime onları tekrarlamama sebep olmuştu. Annem hiçbir zaman, "Onunla görüşme." dememişti; annem her zaman, "Kaşın gözün çok güzel diyen herkese aldanma." demişti. Babam hiçbir zaman, "İnsanlardan uzak dur." dememişti; babam her zaman, "Kimseye güvenme ama onlara güveniyormuş gibi görün." demişti.

Beni, kendi cümleleriyle yoğurmuşlardı.

Dansın benim için vazgeçilemeyecek bir tutku olduğunu benden önce fark etmişlerdi. Dans ve ben doğaldık, hiçbir zaman benim için tutku, aşk veya hobi diye isimlendirilebilecek bir kalıba girmemişti; yalnızca hayatımın kendisiydi. Bunun için beni desteklemişlerdi; derslerime odaklanmamı ve dansı bırakmamı değil, derslerimi aksatmamı ve dansa devam etmemi öğütlemişlerdi. Hep arkamda, hep önümde, hep yanımda...

Beni, kendimle gurur duymamı sağlayacak şekilde büyütmüşlerdi.

Babam öldüğünde yalnızca bir ebeveyn değil; bir akıl hocası, bir dayanak, bir dost kaybetmiştim. Üzerinden geçen araba bacağımı benden alamamıştı ama ben babamı toprağa verdiğimde bir bacağımı da onunla toprağa gömmüştüm.

Bu yüzden ağzımda ekşi bir tat, gözlerimde büyük bir ağırlık ve başımda güçlü bir ağrı ile bilincimi geri kazanmaya çalışırken, "Anne..." dudaklarımdan çıkan tek kelimeydi. Yirmi üç yaşında kendi işi olan, kendi arabasına binen, kendi evinde yaşayan biri olsam bile değişen hiçbir şey yoktu; annem benim son akıl hocam, son dayanağım, son bacağımdı.

"Uyandı," Tanıdık ses yakınlardan derin bir uğultuyla geldiğinde kendimle savaşarak gözlerimi aralamaya çalıştım. Sonunda göz kapaklarımı birbirinden ayırabildiğinde bakışlarım odağını kaybetmişti, farkında olabildiğim tek şey sonsuz bir beyazlıktı. Bu beni ilkel bir telaşa sürükledi ancak kafası, beyazlığı arkada bırakan Sema'yı görünce ufak bir rahatlama yaşadım.

İNFİLAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin