BÖLÜM ❅ 12: "MANİPÜLATÖR"

3.8K 267 161
                                    

Multi; Ashlee - Take Care Of Me

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen! Bu arada geçmiş bölümleri oylamadıysanız iki dakika uçup yıldızı boyar mısınız? Teşekkürler <3

Keyifli okumalar!

BÖLÜM ❅ 12 "MANİPÜLATÖR"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 12
"MANİPÜLATÖR"

Bugün diğer günlerin aksine yağmur yağmıyordu ancak hava o kadar bulutluydu ki İstanbul ağlamamak için kendine direnen bir genç kıza benziyordu. Üsküdar'da, sahilin karşısında sıralanan onlara kafeden birine sahip olan Tuğçe'nin mekânına vardığımızda, şans eseri arabayı park edebilecek güzel bir yer bulmuştuk. Arabadan inmeden önce, Tuğçe'yi bulunca Sıraç'ın yapacağı ve benim bu işin içerisinde olduğumu göstermemek için uzak duracağım konuşmanın nasıl işleyeceğini konuştuk ve ardından arabadan inerek kafeye ilerlemeye başladık. Daha önceden iki katlı bir ev olan ancak şu an kafe olarak işletilen yer, oldukça güzel bir dekorasyona sahipti. Havaların bozmasından dolayı dışarıdaki oturma yerleri kapatılmıştı, bu yüzden iki katı da kullanılan binanın içerisine girerek güler yüzlü garsonun sunduğu tercihle üst kata çıktık. Cam kenarında, Kız Kulesi'ni manzara edinmiş bir masaya oturup garsonun uzattığı menüye bakarken kafamı kaldırıp etrafa bakındım. Hafta sonuna rağmen etraf o kadar kalabalık değildi ve oldukça nezih görünüyordu. Sağ tarafımda kalan küçük koridoru ve peşinden açılan karşılıklı iki kapıyı gördüğümde bu iki kapıdan birinin patronun, yani Tuğçe'nin odasına açıldığına emindim.

Tuğçe'nin burada olup olmadığını garsona sormadan önce bir şeyler içmeye karar vermiştik çünkü bu sürede konuşabilir, yanımda duran mavi dosyanın içerisindeki ifadeleri okuyup yorumlayabilirdik. Eğer ilk önce patronlarının burada olup olmadığını garsonlara sormuş olsaydık illaki ne konuştuğumuza dikkat edeceklerdi; bu rahatsız edici olurdu, özellikle Tuğçe'ye ne konuştuklarımızdan bahsetme ihtimalleri oldukça yüksekken...

Menüyü karıştırırken hiçbir şey yemek istemediğimi fark ettim, bu yüzden havanın soğukluğuna rağmen bir limonatada karar kılarak menüyü kapattım. "Ne yiyeceksin?" diye sordu Sıraç hâlâ menüye bakınırken.

"Limonata içeceğim."

Sıraç beni başıyla onayladı, menüyü kapattı ve bileğinde gümüş bir saatin olduğu sol elini kaldırarak, "Bakar mısınız?" diyip garsona seslendi. Siyah kabanını çıkarttığını şu an fark ediyordum, üzerinde boğazlı siyah bir kazak vardı ve vücudunun ne kadar da biçimli olduğunu fark ettirecek kadar dardı. Hoş görünüyordu ve sırf böyle düşündüğüm için aklımı davaya odaklamam gerektiğini kendime hatırlatarak bakışlarımı yanımıza gelen garsona çevirdim.

"Bir limonata ve bir filtre kahve lütfen." Sıraç, bunca zamandır oturduğumuz her bir mekânda karşısındaki garsonlara olabildiğince kibar davranıyordu; bu sonradan yapıştırılırmış ve göze batan bir kibarlık değildi, bariz bir şekilde içinden geldiği belliydi.

İNFİLAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin