BÖLÜM ❅ 8: "FİLM BAŞLADI"

3.9K 289 79
                                    

Multi; Mark Ronson feat. Miley Cyrus - Nothing Breaks Like a Heart

Keyifle okuyun Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen!

Keyifle okuyun✨ Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 8
"FİLM BAŞLADI"

Siyah lastik tokamı bileğime geçirdim, sol elimle kıvırcık kumral saçlarımın diplerini ovalarken sağ elimle zile bastım. Yorucu, sinir bozucu ve oldukça düşündürücü bir günün geride bıraktığı stres, başımın ağrımasına sebep olmuştu. Tabii saçlarımı sıkıca toplamamdan ve aç olmamın da bu duruma faydası vardı.

Sema kapıyı açıp geri çekilirken, "Hoş geldin," dedi keyifli bir gülümsemeyle. Ayakkabılarımın bağcıklarını eğilerek çözdüm, ayakkabılarımı içeri aldım ve Sema'yı öpüp onu selamladım.

"Ne yemek var?" diye sordum güzel bir şeylerin olmasını umut ederek. "Lütfen karnımı doyurabilecek bir şeyler olsun."

Sema parmaklarını göstererek tek tek saymaya başladı. "Ezogelin çorbası, bulgur pilavı ve dünden kalan taze fasulye."

"Harikasın."

Bir an önce sofranın başına oturabilmek için çabucak odama girdim, çantalarımı bırakıp üzerimdeki kıyafetlerden kurtuldum. Gri bir pijama takımı giyinip odadan çıktım ve elimi yüzümü yıkayarak hafif makyajımı da çıkarttım. Mutfağa girdiğimde, Sema ikimizin de tabaklarını hazır etmişti.

"Nasıl geçti günün?" diye sordu, ben duraksamadan çorbamı yemeye başladığımda. Kafamı tabağımdan kaldırdım, lokmamı yuttuktan sonra gözlerimi devirerek nefeslendim.

"Berbat. Hiçbir kelime günümü daha iyi açıklayamaz."

Sema kaşların usulca çattı. "Ne oldu?"

"Aman," Çorbamdan bir kaşık daha aldım. "Buğra diye bir hâkim var, canımı sıktı. Yalçın'ın da biraz ters günüydü galiba... Sinirlerimi yıprattılar." Sıraç'tan Sema'ya bahsetmek istemiyordum çünkü vereceği tepkiler beni korkutuyordu. Onunla bir kafede oturmayı kabul ettiğimi söylesem, muhtemelen yemek yiyor olduğumuza aldırmadan bana hakaret ederdi. Kendi arkadaşımı Sıraç'a karşı bu kadar doldurmuşken aksi bir tavır bekleyemezdim zaten.

Sema iğrenir bir ses çıkarttı. "Siz hukukçular genelde gıcık değil misiniz zaten?"

"Çok konuşma, memura hakaretten içeri attırırım seni."

"Stajyer demek istedin herhalde..."

"Ya, Sema!" Kaşlarımı çatarak ona baktım ve masanın altından bacağına bir tekme savurdum. "Savcıyım ben."

"Stajyer savcı." Bir tekme daha attım ve o da yüzünde hayret dolu bir ifadeyle bana baktı. "Silahı olan bir insana çok sert davranışlar bunlar, Şeyda Hanım. Kendinize gelin."

İNFİLAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin