Adaletin terazisi dengelidir.
Adaletin kılıcı caydırıcıdır.
Adalet tarafsızdır.
On yedi yaşında şüpheli bir aracın kendisine kasıtlı olarak çarpmasıyla küçüklüğünden bu yana yapabildiği en iyi şeyi, dans etmeyi bırakmak zorunda kalan Şeyda, acımas...
Merhabalar! Hepinize keyifli okumalar, yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.
SINIR 85+ OY 250+ YORUM
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BÖLÜM ❅ 35 "YARGI"
"Kaza gerçekleştikten yaklaşık bir ay sonra Türkmen alkollü olduğu bir anda bana yaptıklarını anlattı. Şeyda'nın ailemin itibarını zedelediğini, buna hakkı olmadığını, cezasını çektiğini ve bundan sonra yolumuza çıkamayacağını söyledi."
Hâkim, böyle şeylere ne kadar alıştığını gösterecek şekilde hiç şaşırmamıştı. Bakışlarını karşısındaki adama çevirdi ve, "Bunu kabul ediyor musun?" diye sordu.
"Sayın hâkim," diyerek devraldı konuşmayı avukat. "Müvekkilim böyle bir suçlamayı kabul etmiyor. Handan Hanım eski eşine olan kini yüzünden onu cezaevine gönderme fırsatını değerlendirmek için yalan söylüyor."
Hâkim bıkkın bir ifadeyle Handan'a döndü. "Burada yalana yer yok kızım. Doğruları mı söylüyorsun? Söylediklerini detaylandır."
"Yalan söylemiyorum, hâkim bey. Türkmen ve ben geçtiğimiz seneye kadar on senelik bir birlikteliğin içerisindeydik. Bu olay gerçekleştiğinde henüz evlenmemiştik. Şeyda önemli bir daveti basıp erkek kardeşime daha önce aralarında geçen bir husumet yüzünden bağırıp çağırdığında herkes buna şahit oldu. Erkek kardeşim nazik bir insandır, kesinlikle ona kötü davranmamıştı. Aynı şekilde babam da yalnızca Şeyda'ya oradan gitmesi gerektiğini söylemişti. Ama sanırım Türkmen bunun yalnızca toplum içinde kibar davranmak zorunda kaldıkları için gösterdikleri bir tepki olduğunu düşündü." Handan iç çekti. "Bilmiyorum. Babamın gözüne girebilmek için ya da benim adıma işleri halledebildiğini göstermek için böyle bir şeyi yaptı. Nedenini kestiremiyorum ama Türkmen bana kendisinin yaptığını söyledi. Hatta tam olarak, 'Dans edebilecek bir bacağı olmadığında sesi de kesilecek.' demişti."
Hâkim, Handan'a inandığını belli eden bir yavaşlıkla nefes aldı ve daha sonra iddiaları doğrulayıp doğrulamadığını sormak için Türkmen'e dönmek yerine Handan'a, "Tüm bunları biliyordun ve buna rağmen gidip şikâyette bulunmadın mı?" diye sordu. Kaşlarını havaya kaldırdı. "Hatta bu adamla evlendin mi, kızım?" Handan sessiz kalınca hâkimin başını iki yana salladığını gördüm. "Ne için boşanmıştınız?"
Handan'ın sesi cılızdı. "Bana şiddet uyguluyordu. Erkek kardeşim durumu fark edip boşanmamız için her şeyi ayarlayana kadar bunu ne başkasına söyleyebilmeye ne de ona boşanmak istediğimi dile getirmeye cesaret bile edemedim. Onun şiddete eğilimi var ve Şeyda'nın başına gelenlerin sorumlusunun o olduğuna adımın Handan Yıldırım olduğu kadar eminim, sayın hâkim."
