BÖLÜM ❅ 39: "POKER MASASI"

2.9K 259 574
                                    

Multi; Manga - En Güzel Şarkım

Selamlar. 🙃

Bir süredir yazdığım en uzun bölümlerden biri oldu, asla yazmayı bırakamadım ve kendimi durduramadım. Bölüm aşırı eğlenceli ve dolu dolu. Lütfen bol bol satır arası yorum yapın, anlık tepkilerinizin hepsini okumak istiyorum. ❤️

Vaktim olmadığı için bölümün son okumasını yapmadan paylaşıyorum. Yazım yanlışı varsa kusura bakmayın. Hepinize keyifli okumalar!

SINIR:
120+ OY
500+ YORUM

BÖLÜM ❅ 39"POKER MASASI"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 39
"POKER MASASI"

Nisan ayının son perşembe günü, kararmaya başlamış olan havada hayranlık uyandırıcı pembe bir görüntü vardı. Parçalanmış beyaz bulutlar, bir noktada mor rengine bürünen gökyüzüne dağılmıştı. Park ettiğim arabamdan inip peşimden arabayı kilitlerken gözlerimi bu görüntüden alamıyordum. Uğraşılmış ve duygu katılmış bir tablonun içerisinde yer almışım hissi uyandıran bu eserden ancak başımı yeryüzüne çevirerek kurtulabildim. İnce ceketime rağmen tenimi ürperten soğuk esintiye karşı yürüyerek havaalanının giriş kapısına ilerledim. Kalabalığa rağmen onu görebileceğim bir yere geçerken bir yandan da Sıraç'ı aramak için elimdeki telefonun ekranını aydınlatıyordum. Son görüşmelerden adını bulup üstüne bastıktan sonra telefonu kulağıma taşıdım ve açmasını bekledim.

Gitmesinin üstünden bir buçuk hafta geçmiş olan Sıraç, sonunda Türkiye'ye geri dönüyordu. Onu eve götürmesi için abisini ya da Mehmet Ali'yi çağırması fikrini kesin bir dille reddederek onu karşılamak için gelmeyi istemiştim. Birkaç ay önce Sıraç'ı yine uzunca bir süre görmedikten sonra adını koymaya dilimin varmadığı o karadelik, yine göğüs kafesimin içerisinde yer edinmişti. Onun adı özlemdi ve artık bunu kendime itiraf etmekten, hatta dile getirmekten endişelenmiyordum. Türkiye'ye ayak bastığı andan itibaren onu görememe düşüncesinden hoşlanmayacağım kadar onu özlemiştim.

Akşam saatine rağmen şaşırtıcı derecede pek de kalabalık olmayan havaalanının önünde beklerken Sıraç sonunda telefonumu açtı. "Seni bekliyorum, neredesin?"

"Ce-e, arkandayım."

Karşımdaki geniş kapılardan çıkacağına o kadar emindim ki aceleyle arkamı dönüp bir metre ötemde valiziyle birlikte dikilen Sıraç'la göz göze geldiğimiz an üstüme bir şaşkınlık çökmüştü. Gözlerinin altında yorgunluktan gelen koyuluklar vardı, normalde onu bir kere bile az uyku çekmiş şekilde görmemiştim ama şu an gerçekten yorgun görünüyordu. Buna rağmen dudaklarında, damarlarımdan sıcacık bir dalgalanmanın süzüldüğünü hissettiren harika bir tebessüm vardı. Yorgun gözlerine rağmen bakışları onu her gördüğümdeki gibi parıltılara sahipti.

İNFİLAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin