Merhabalaaar <3
Bir süredir bölüm atmıyorum çünkü bölümü alelacele yazmak istemedim. Bununla ilgili sebepleri bölüm sonunda söyleyeceğim, lütfen hepsini okuyun.
Bölüm Şarkısı: Eminem - Black Magic
Şanışer - Bütün Gülleri ÇalmışlarEmeğimin karşılığı olarak oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen! Hepinize keyifli okumalar <3
BÖLÜM ❅ 45
"GURUR VE KORKU"İlk defa bir şeylerle yüzleşme konusunda bu kadar çekimserdim.
İstanbul'a döneli henüz birkaç saat olmuştu. Sıraç valizlerimizi giyinme odamıza taşıdıktan sonra bir duş alarak hazırlanmış ve aceleyle evden çıkmıştı. Bir süredir aksattığından dolayı görüşmesi gereken kişiler olduğunu bildiğim için ona acelesinin ne olup olmadığını sormamıştım. Sahip olduğu zenginliği kolayca elde etmediği kesindi çünkü çok çalışıyordu.
Valizlerimizin içerisindeki kıyafetleri ayırarak onları tamamen toparladıktan sonra telefonumu elime alarak istemeye istemeye rehberime girdim. Dün akşam beni aradığını gördüğüm Melike'ye dönüş sağlamam gerektiğini biliyordum ama konunun ne olduğundan emin değildim. Beni öylesine, daha önce çalıştığımız dosyalardan biri hakkında da arıyor olabilirdi, başımdaki büyük beladan dolayı da.
Henüz işin içerisinde değilken Tolunay hakkında bir şeyler bildiğimi ondan saklama gereği duymuştum çünkü ona malzeme verebilmek için burnumu kimsenin işine sokmak istememiştim. Fakat iş artık yalnızca haberini aldığım bir dosyadan fazlası olmuş ve ister istemez benim de içinde bulunduğum bir hâle dönüşmüştü.
Yalnızca bir kere uyuduğumuz yatağın bana ait sol tarafına oturdum ve Melike'yi arayarak telefonu kulağıma götürdüm. Uzun zamandır ilk defa bir konuşma yapmaya bu kadar isteksizdim. Aramayı açmasını beklerken içimdeki bir parça, aramayı yanıtlamamasını diliyordu.
Tüm bu isteklerim kör gibi davranmakla eş değerdi. Ben bir şeyleri görmeyi reddetsem de bir şeyler orada illaki yaşanacaktı.
Bir savaştan nasıl da kaçtığımı fark ettiğim o an kendi kendime kaşlarımı çattım ve tüm ruh hâlimi toparlayarak çenemi hafifçe havaya kaldırdım. Savaşın ne kadar zor olduğu, sonuçlarının neler doğurabileceğinin bir önemi yoktu. Bunu öyle ya da böyle karşılamak zorundaydım.
"Alo? Merhaba Şeyda." Melike telefonu herhangi bir keyif yakalamadığım sesiyle açtığında, "Merhaba," diyerek ona karşılık verdim. "Dün akşam aramışsın. İsviçre'deydim de, dönmeye fırsat bulamadım."
"Rahatsız ettiğim için özür dilerim."
"Hayır, önemli değil. Bir sorun mu var?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNFİLAK
Teen FictionAdaletin terazisi dengelidir. Adaletin kılıcı caydırıcıdır. Adalet tarafsızdır. On yedi yaşında şüpheli bir aracın kendisine kasıtlı olarak çarpmasıyla küçüklüğünden bu yana yapabildiği en iyi şeyi, dans etmeyi bırakmak zorunda kalan Şeyda, acımas...