BÖLÜM ❅ 40: "İHANET"

3.2K 261 159
                                    

Multi; Jonathan Roy -  Keeping Me Alive

Selamlaaaar.🐥 Sizi özledim, nasılsınız?

Asla kısa tutamadığım uzunca bir bölüm daha yazdım. Umarım çok seversiniz. Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.

SINIR:
150+ OY
500+ YORUM

Aşağıdaki fotoğraf aşırı Şeyda ve Sıraç gibi geldi.🥺

BÖLÜM ❅ 40"İHANET"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 40
"İHANET"

Hayatımın hiçbir zamanında bir ilişki içerisinde olmayı kovalamamıştım. Asosyal bir insan değildim, yabani olmakla ise alakam yoktu. Karşımdakinin bana karşı hisleri olduğunu hissettiğim, hatta bildiğim zamanlarda bile kendimi herhangi bir duygu kırıntısı için zorlamamıştım. Mantığını hayatının ortasına yerleştirmiş ve verdiği tüm kararları onun etrafında alan biri için bu konuda fazlasıyla hislerimin yanındaydım. Mantık duvarlarımı yıkıp geçen ve hislerime sızmayı başaran tek kişi ise Sıraç olmuştu. Bunu biliyordum çünkü beni dikkatle incelediği, ardından dudaklarına, gördüğüm en güzel tebessümü yerleştirdiği an onunla her deliliğe atılabileceğimi tüm benliğimle hissediyordum.

Islak saçlarıyla hastalanmasın diye ısıtıcısı açtığım arabayı eve doğru sürerken aklımda hâlâ o vardı. Poker oynamak onu hırslandırmanın yanında oldukça eğlendiriyor olmalıydı çünkü her an saklambaç bile oynamak isteyebilecek bakışlarını unutmam imkânsızdı.

Bugün yine gecenin bir yarısında güneşimin doğuşunu yavaşlatsın istedim.

"Of telefonumun gitti ya." Yol boyunca sayamadığım kez söylenen İzel, evin kapısını kapattığımda da aynı şey için yakındığında, "Pirince koysana bir," dedim. "Belki düzelir."

"Telefon koca havuza girdi, üç beş pirinç mi düzeltecek bunu?"

"Dene sen yine de."

Dediğimi yaparak mutfağa girdiğinde üzerimdeki gömleği çıkartarak odama geçtim. Kıyafetlerimi değiştirip rahat bir şeyler giyinirken İzel mutfaktaki işini halletmiş olacak ki odamın önünden geçip gitti.

"Ben bir duş alacağım, Minik Nemesis."

"Tamam, düşüp bayılmayacaksan yatacağım."

Boğuk bir gülme sesi geldiğinde çoktan odasına geçtiğini anlamıştım. "Bayılmam merak etme, Gökalp sağ olsun ayılttı beni." Saniyeler içinde sesini yükseltti. "Onun kafasını koparacağım bu arada!"

"Ayık kafayla yaptığını sanmıyorum."

"Hâlâ kafasını koparacağım."

Birkaç saatlik tanıdığı bir insana böyle bir şeyi yapmaya kalkmayacağını bildiğimden onu ciddiye almadım ve İzel'den önce lavaboya girerek işlerimi halettim. Daha sonra odama geri döndüm, telefonumu şarja taktım ve gözlerimi yumdum. Çoğunlukla bu kadar geç yatmaya alışkın değildim, bu yüzden saat gece ikiye yaklaşırken bilincimi kaybetmem dakikalar sürmüştü.

İNFİLAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin