Adaletin terazisi dengelidir.
Adaletin kılıcı caydırıcıdır.
Adalet tarafsızdır.
On yedi yaşında şüpheli bir aracın kendisine kasıtlı olarak çarpmasıyla küçüklüğünden bu yana yapabildiği en iyi şeyi, dans etmeyi bırakmak zorunda kalan Şeyda, acımas...
Bölümü erken istediniz, ben de gönderiyorum. Bu bölüm için kemerlerinizi sıkı bağlayın çünkü muhtemelen Sıraç sizi uzaya uçuracak. Keyifli okumalar!
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfennnn!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BÖLÜM ❅ 16 "GEZEGENLERİN YÖRÜNGELERİ"
Leziz akşam yemeğimizi bize ısmarlayan Avni önde yürüyor, ben de Gönül'le onun bir adım arkasından ilerliyordum. Bu akşam için iddianın gerektirdiği yemeği yemek adına sözleşmiştik ve işin iyi yanı, büyük bir dolandırıcı olan İlker suçunu tam da bugün itiraf etmişti. Karaca Aydem'le yakınlaşarak yaş farkını gözetmeksizin onu kendisini özel hissettirmiş ve daha sonra istediği vasiyetnameyi yazarak onu intihara zorlamıştı. Aynı zaman diliminde iki aydır da İlbilge'yle takılıyor ve onunla evlilik hazırlıklarına başlıyordu. Tüm bunlar şeytanın yapmaya tereddüt edeceği kurnazca bir plandı ancak öngörülemez de değildi. İlker, polislerin sıkı sorgulamaları üzerine yaptığı her şeyi itiraf etmiş ve mahkeme gününe kadar tutuklanmıştı.
"Yemek için teşekkürler," dedim, otoparktaki arabalarımıza binmek için ayrılmadan önce. Avni, genel olarak ters bir adam olsa ve bugün bir yenilginin bedeli ödese bile gülümsedi.
"Eh, hak etmiştin ama şunu bil ki yalnızca benden önce davrandığın için kazandın."
"Sonuç olarak taç başımda," Omzumu silkerek ona gülümsedim ve daha sonra gıcıklığı bir kenara bırakarak iyi akşamlarımı dileyip ona sarıldım. İkisi aynı yöne doğru gideceği için Avni'nin arabasına binecek olan Gönül'e de sarıldım ve daha sonra onlardan ayrılarak Polo'ma doğru ilerlemeye başladım. Bugün, neredeyse tek başıma nefes alabildiğim ilk saniye olabilirdi çünkü sabahtan beridir tam anlamıyla oradan oraya koşturuyordum. Yalçın'ın soruşturmasını yürüttüğü ve katılması gereken tam üç mahkeme vardı ve hepsine izleyici olarak girip gözlem yapmıştım. Daha sonra Aydem ailesi hakkındaki gelişmeleri takip etmiştim ve bir ton dosya işiyle uğraşmıştım. Tüm bunları yaparken telefonuma yalnızca iki kere bakma fırsatı bulmuştum ve ikisinde de Sıraç'ın cevapsız aramasını görmüştüm.
Arabama binip kapıyı örttüğümde yaptığım ilk şey çantamdan bile çıkartmadığım telefonumu elime almak ve gelen çağrılarla mesajlara bakmak oldu. Sıraç beni yarım saat önce tekrar aramıştı.
Sıraç Emir YILDIRIM: Senin için endişelenmeye başlıyorum. İyi misin?
On dakika önce attığı mesajına cevap yazmaktansa onu direkt olarak aradım ve telefonu kulağımda tutup beklemeye başladım. Beni üç kere ısrarla aradığına göre gerçekten önemli bir şey söyleyecek olmalıydı. Sesimi özlediği için beni arayacak hâli yoktu ne de olsa...
