Bölüm 18 - "Gece"

171 29 59
                                    

Aramızda epey bir mesafe olmasına rağmen, genç adamın alkol kokusunu keskin bir şekilde alabiliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aramızda epey bir mesafe olmasına rağmen, genç adamın alkol kokusunu keskin bir şekilde alabiliyordum. Bu koku, bana babamı hatırlatmıştı. Ne acı ki, babamı alkol kokusundan hazırlayabiliyordum ancak. Bizim bildiğimiz bir iki kadehten insanın üzerine sinebilecek bir koku değildi asla. Bu, başladığında durmasını bilmeyen ve açgözlü bir şekilde bedenini alkole boğan insanlara sinen kokuydu.

Adam, ayakta yalpalanırken kokudan gelen miğde bulantısına karşılık kendimi iki adım geriye doğru çektim ama adam sürekli elini omzuma veya kollarıma dokundurarak beni iyice ürkütüyordu. Elini sert bir şekilde kavrayarak kendisine doğru ittirdim.

Hareketim canını şıkmış olacaktı ki, tek parmağını tehditkâr bir şekilde havaya kaldırdı ve bana doğru salvolar şeklinde hakaretlere başladı.

"Hepiniz nankörsünüz!" diye çıkışınca garezinin bana değil bütün kadınlara olduğunu anladım. Aslında adama biraz olsun acımıştım. Onu bu hale getiren bir kadın vardı. Bu cümleyi arka arkaya tekrarlarken, bana doğru gelmeye devam etti ve ben, refleks olarak geriye doğru gidiyordum.

Gerginliğe gerginlik katan şey, sarhoş adamın parmağını sert bir şekilde kavrayıp önüme geçen Burak'tı. Adamın parmağını öyle bir tutmuştu ki, zaten ayakta zor duran adam açıdan dizleriyle hafif aşağı doğru çöktü. Sonra elini hızla Burak'tan kurtardı ve ayık kalabilmek için son gücüne kadar direndi.

"Değmez bu kaltaklara!" Daha Burak, neler olduğunu anlayamadan adam bakışlarını bana dikti ve aynı küfrü daha kaba bir şekilde suratıma karşı söyledi.

"Lan!" Burak, adamın suratına okkalı bir yumruk geçirirken öyle yüksek sesle kükremişti ki müziğe rağmen bütün dikkatler üzerimize çekildi. Adam yere yığılırken, bizi izleyen birkaç kişiden küçük feryatlar koptu.

Burak'ın tekrar adama doğru eğilip onu dövmeye yelteneceğim düşündüğüm için iki elimle onu kolundan tutup engellemeye çalıştım. Burak, zaten adamın kör kütük sarhoş olduğunu anlamış, bu yüzden de tekrar vurmak için yeltenmemişti bile. Çok geçmeden, iri cüsseli iki kişi yerde burnu kanayan adamı iki kolundan tuttuğu gibi çıkışa doğru sürüklemeye başladı.

"Bir barda olay çıkarmadığın kalmıştı." dedim kolundan elini çekip Burak'ın yanından uzaklaşarak.

"Bizi de yaka paça dışarı atmadan gidelim buradan." Aslında teşekkür etmem gerekiyordu ama onun yerine asıl endişemi dile getirirken, Burak öfkenin verdiği adrenalinle nefes nefese bana doğru döndü. Bedeni ve yüzünde gayet net bir şekilde belirgin olan öfkesi, bana döndüğünde azalmıştı.

Araf Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin