Bölüm 3 - "Cesaretin var mı?"

443 60 30
                                    

"Cesaretin var mı?"

Bölüm müziği: Toygar Işıklı: sonunda, piyano versiyonu.

Bölüm müziği: Toygar Işıklı: sonunda, piyano versiyonu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar:)
***

   Gözlerim kıpırdanmaya başladığında, uykunun derin halinden tam olarak çıkamasam da uyanmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerim kıpırdanmaya başladığında, uykunun derin halinden tam olarak çıkamasam da uyanmıştım. Yeni bir güne uyanmak bile, her daim şükretmem gerektiğini hatırlatıyordu bana. Üç sene öncesini düşündüğüm zaman, yaptığım şeye inanamıyordum. Her şeye rağmen hayat çok güzeldi. Nefes aldığımız her an, bir şükür sebebiydi. Bu halimize de şükür...

Dünden kalan yorgunluğu üzerimden bir türlü atamıyordum. Uykudan uyanmanın en güzel yanı, uyandığın o ilk anlarda dünü hatırlamamaktı. Uyumanın da iyi tarafı buydu. Ne kadar berbat bir gün geçirirsen geçir, uyurken ve uyanırken o kötü anların üstüne zaman örtülüyordu. Ve artık ilk anki gibi acıtmıyordu. Telefonuma baktım. Cemre'den iki arama ve altı mesaj vardı.  Saate baktım. On bir olmasına yarım saatten az kalmıştı. Okul bittiğinden beri bu saatlerde uyanmaya alışmıştım.

Cemre'yle dün yaşananlar hakkında bir şekilde konuşmam gerekiyordu, ama gerçekten bunu isteyip istemediğime dair bir sonuca varamıyordum. Babam ruhuma öyle derin yaralar kazımıştı ki, onu hayatımdan çıkarmış olmak bile, ondan bahsedildiğinde hiçbir şey hissetmiyor olmama yetmiyordu. Fazla derinlere dalmadan, yatağın üzerinde doğruldum ve ablamı aradım.

"Deniz? Şükürler olsun. Neredeydin?" Ablamın endişeli ses tonunu duydukça, gözlerimi devirdim.

"Konuşmamız lazım." Sesim olabildiğince ruhsuz çıkmıştı.

"Kesinlikle! Deniz, ben babamla görüşmeyi bırakmıştım, gerçekten! Sana yalan söylemedim ben. Sadece geri döndüğünü söyleyemedim sana."

"Bunları yüz yüze konuşsak daha iyi olacak sanki abla. O adam buralarda mı? Eğer öyleyse," Cemre lafımı böldü.

"Değil! Onunla konuşmak istemediğini anlayınca, gönderdik onu Deniz. Bir daha senin yanına, sen istemedikçe yaklaşmayacak."

Araf Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin