ARAF serisinin ilk kitabı olan UMUT ÇİÇEĞİ için son 1 bölüm! 📢
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bu arada ülkemizin farklı bölgelerinde meydana gelen orman yangınlarında vefat eden insanlarımız ve canlılarımıza Allah'tan rahmet diliyorum ve zarar gören ormanlarımız adına gerçekten çok üzüldüğümü belirtmek istiyorum.El ele, elimizden ne geliyorsa birlik olup yardım etmemiz gerekiyor.
Ne yapabiliriz?
- "TEMA VAKFI" üzerinden 10 TL bağış yaparak bir fidan bağışlayabiliriz. 🌱
- "KIZILAY" üzerinden "YANGIN" yaz 2867'e gönder ve 10 TL bağış yaparak yangında acil insani desteğe ihtiyacı olan vatandaşlarımıza yardım edebiliriz. 🆘
~~~~~~~~~~Bölüm daha önce yayınlanacaktı fakat şu son günlerde ülkem adına gerçekleşen şu felaketler eşiğinde çokta ilgilenemedim bölümle. Bu sebeple biraz gecikti.
Umarım bu zor günlerde bir nebzede olsun keyif verir size...
***
Tüm vücudum buz kesti. Kendimi ondan uzaklaştırmayı bir kenara bırak, hareket dahi edememiştim. Kuzey'in dudakları dudaklarıma değiyorken, onu uzaklaştırmak için kendimde ufacık bir güç aradım ama bulamadım.
Tek bir saniyenin ardından geri çekildi. Bende bıraktığı duygularla baş başa kalmak, bir köşeye attığım duyguları hatırlamama sebep oldu.
Bedeni, yüzü ve en önemlisi gözleri fazlasıyla yakınındaydı hala. Sanki kıpırdasa yine ruhlarımız birleşecek gibiydi.
Annemin öldüğü gün, mucizelere inanmayı bırakmıştım.
"Artik mucizelere inanmak istiyorum," dedim aklımı oyalayan düşünceye inat.
Hayata inat, inanmak istiyordum. Kuzey, mucizelere inanmayı çoktan bırakmıştı. Tıpkı benim gibi, umutsuzca yaşamaya devam ediyordu.
"Bende," diyerek karşılık verdi. O esnada nefesi nefesime karıştı. Tüylerimi diken diken eden o ân yüzünden yutkunmak zorunda hissettim kendimi. Bir ân için beni tekrar öpeceğini sandım ve bu düşünce beni garip bir şekilde heyecanlandırmıştı. Ama bu heyecanın yanında daha ağır basan bir duygu vardı. Utanç...
İlk kez bir başkasının beni arzulaması, ve ilk kez bir insanı arzuluyor olmak çok farklı bir duyguydu. Ve aynı zamanda korkutuyordu. Bu duyguya esir düşmüşken nasıl kurtulacağımı düşünmeye başlamıştım ama kaçış yolu bulamamaktan korkuyordum.
Kuzey'in elini tekrar yanağımda hissettiğinde korkularım biraz daha arttı. Göz kapaklarıma kadar titriyorken ona nasıl karşı koyabilirdim?
Sonra tenime değer parmak uçlarına odaklandım gözlerim kapalı. Parmak uçları titriyordu. Önce gözlerime dokunan parmakları yanaklarıma doğru indi ve en sonunda boynuma narin dokunuşlar bıraktı.
Dudaklarım birbirlerinden hafifçe ayrıldı ve belim kaskatı kesildi. Gözlerimi açmaktan korkuyordum. Beni izliyor muydu? Yoksa onunda gözleri kapalı mıydı?
Hala boynumda hissettiğim elin baş parmağı alt dudağıma dokundu. Karnıma ağrı girmişti.
Nasıl oldu bilmiyorum ama beni tekrar öpmek için yeltendiğini hissettim ve durum dahada kötüye gitmeden göğsüne dokundum.
"Kuzey." Tüm cesaretimi ve tüm utancımı bir kenara bırakarak gözlerimi açtım ona bakabilmek için. Onun gözleri açıktı.
O an nefes alışverişlerimiz hızlanmış olduğunu yeni fark ettim. Gergindi. Bu gerginliğinin sebebi onu durdurmuş olmam mıydı yoksa içinde bulunduğumuz durum muydu bilemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Araf
Romance"Sen, acını yaşarken yanında susacak birini arıyorsun. Bense keşke konuşacak birileri olsa diyorum. Bir anda öyle bir girdin ki hayatıma... İlk karşılaşmamızda bile, aramızda gerçek bir şeylerin yaşanmayacağına adım gibi emindim. Bana âşık olduğunu...