Bölüm 37 - "Her kötü günün bir sabahı var"

91 10 2
                                    

Huzursuzca yerimde kıpırdanıp duruyordum. Gece Kuzey'i kovuşumun üzerinden dört beş saat geçmişti herhalde. Kalp ritimlerim bir türlü düzene girmek bilmediği için, bütün vücuduma etki yapıyordu. Hem zihinsel hemde fiziksel açıdan rahata eremediğim için uykuya dalamıyordum. Oysa hem zihnim hem de bedenim uykuya muhtaç gibi bitkin düşmüştü.

Böyle olmayacağını anladığımda yataktan doğruldum. İsteksizce ayağa kalktım ve banyoya doğru yöneldim.

Yüzüme soğuk su çarpmanın iyi geleceğini düşünüyordum.

Musluğu açtım. Suyun iyice soğumasını beklemeye başladım... işte bu an zihnimde gece Kuzey'e söylediklerim yankılanmaya başladı.

Kimse, senin onu sevdiğin kadar sevmeyecek beni.

Suyu avuç içlerine doldurup yüzüme hızla çarptım. Nefessiz kaldığım o bir iki saniyede tekrar zihnimde kendi sesim yankılandı.

Uğruna savaşabileceğim bir aşk bile değil bu. Kapkaranlık.

Tekrar yüzüme soğuk suyu çarpmaya başladım.

Karşımda onun için döktüğün her göz yaşında, gözyaşım olup, akıyorsun gözlerimden...

Lavabonun kenarlarına ellerimle tutumdum. Bir an düşüp bayılacak gibi olmuştum.

"Allah kahretsin," dedim hıçkırıklara boğulmadan hemen önce. Tutunduğum yerlere ellerimle vurdum.

"Allah kahretsin!"

Yüzüme çarptığım soğuk sudan geriye kalan birkaç damla, tenimde rahatsız edici bir his bıraka bıraka boynumdan aşağı aktılar en sonunda yok oldular.

Banyoda bir süre öylece kaldım. Hıçkırıklarım duvara çarpa çarpa etrafımda yankılandı bir süre. Ve bir süre sadece kendimle yüzleştim.

Düğün gecesini düşündüm. Kuzey'i görmeyeli o kadar zaman olmasına rağmen hala içimde ona dair bir şeylerin kalmasına mı şaşmalıydım yoksa bir anlığına bütün öfkemin yok olup kalbimin ona doğru akmasına mı şaşırmalıydım bilemiyorum.

Bildiğim tek şey, benden geriye pek bir şey kalmamış olmasıydı.

Toparlandım.

Zaten önünde sonunda toparlanmak zorundaydım.

Her şey aslında bir şeyin sonsuza kadar sürmeyeceğini kabullenmekle başlıyordu.

Sonsuza kadar o banyoda hıçkırarak ağlayamazdım. Ve sonsuza kadar Kuzey'in arkasından yaş tutamazdım.

Banyoda gözyaşlarımı silip, ayağa kalkmam - Kuzey'e olan hislerimi çürütmekten çok daha kolaydı elbette.

Aynada kendimi izledim biraz... öfkeli gözlerle.

Ama elbette Kuzey'e olan hislerim bir gün çürüyecekti. Bir gün büsbütün öldürecektim onu. Ruhumda.

Biraz hava almanın iyi geleceğini biliyordum. Balkondan dışarı baktığımda hava zaten aydınlanmaya başlamıştı. Bu yüzden dışarı çıkıp biraz sahilde yürümenin iyi bir fikir olduğunu anladım ve hemen üzerime basit bir şeyler geçirip kendimi odadan dışarı attım.

Araf Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin