Bölüm 15 - "Aşk olmadan..."

167 31 73
                                    

15. Bölüm - "Aşk olmadan."

Yazmaya başlama tarihi: 06.02.2021

Bölüm şarkısı: Kolpa: Sen Olmadan

Yayınladığım bölümlere göre, biraz daha uzun oldu. Ben bu bölümü çok sevdim🌪Umarım sizde beğenirsiniz.. bir kahve/çay alın yanınıza ve keyifle okuyun.

***
Güne güzel uyanmıştım.

Üzerime rahat bir şeyler giyip, hemen banyoya girdim yüzüme su çarpmak için. Dün erken uyuduğum için, haliyle erken kalkmıştım. Akşam, Kuzey'le birlikte dışarı çıkacağımı düşündükçe sinir uçlarım heyecandan geriliyordu. Ben bu hisle ne yapacaktım bütün gün? Musluğu soğuk ayarına çevirince su, hızla akmaya başladı. Avuçlarımın içine suyu doldurup, hızla yüzüme çarptığımda aslında suyun soğukluğunu yeni anlamıştım. Buz gibi su yüzüme çarptıkça hem ürperiyor hem de rahatlıyordum. Musluğu kapatıp, yandaki havluyla yüzümü sudan arındırdım. Aynadaki yansımama baktım bir süre. İşte şimdi uyanmıştım...

Seri hareketlerle, banyodan çıktığımda aşağıdan sesler gelmiyordu. Bu da demek oluyordu ki ablam hâlâ uyuyordu. En iyisi aşağı inip kahvaltı hazırlamaktı. Bu yüzden odama tekrar girmek yerine basamaklardan aşağı indim ki ne göreyim.

Önce tam olarak gördüklerimin doğruluğundan şüphe ettim ama tabiki de gerçekti. Vural buradaydı. Koltuğum L şeklini aldığı yere, ayaklarınını uzatmış ama hâlâ oturur pozisyonda uyuyordu. İşin komik tarafı ablamda yanına uzanmış, başını göğsüne yaslamış yatıyordu. Üzerlerinde hâlâ dünkü kıyafetler. Masada dün yemekte açılan şarap şişesi ve biri hâlâ dolu diğeri boş iki bardak... Anlaşılan dün bayağı bir sohbet etmişlerdi. Belki de film falan seyredilmişti bilemiyorum. İkisine uzaktan biraz baktıktan sonra onları nasıl uyandıracağını bilemedim. Beni burada görmelerinde bir sakınca var mıydı? Gerçi bu halde uyanmayı göze aldıklarına göre varlığım sıkıntı değildi onlar için. Peki nasıl uyandıracaktım ama?

En iyisi, onları hiç fark etmemiş gibi kahvaltıyı hazırlamaya başlamaktı. Zaten bardak tabak seslerinden, uyanırlardı diye düşünüyordum. Buzdolabını açtım. Kahvaltı için hiçbir eksik yoktu. Peynir çeşitleri, siyah ve yeşil zeytin, tereyağ, domates ve salatalık çıkarttım. Çıkarttığım bütün peynir çeşitlerini tek bir tabağa özenle yerleştirdim. Nedeni bilinmez ama her kahvaltıyı gerçekten özenerek hazırlardım. Bir şeyleri kestikten sonra tabakta onu güzelleştirmeyi severdim. Üzerine dolaplardan birinde bulduğum ceviz ve bademden serpip, diğer tabağa geçtim. Domatesleri ve biberleri de doğrayıp diğer tabağı hazırladıktan sonra, iki tabağı da elime alıp masaya koydum. O esnada salondan gelen sesler duydum ve uyanmak üzere olduklarını anladım. Hiçbir şey olmamış gibi kahvaltıyı hazırlamaya devam ederken, beni fark edecekleri anı düşünmekten yüzüm kızarıyordu. Bende komiktim ama.. sanki ikisini tevbe Estağfirullah yatakta basmış gibi panikliyordum.

"Deniz." Ablamın sesinde mahcuptuk ve panik seziyordum. Başını sesin geldiği yöne kaldırdığımda, ablamın saçlarının hafif dağılmış olması hoş görünüyordu gerçekten.

"Efendim abla?" diye sordum gayet normal konuşmaya çalışarak.

"Biz," dedi Vural'a bakarken. Sırtı bana dönüktü, ama hareket etmemesinden dolayı hâlâ uyukluyor gibiydi. "Uyuya kalmışız dün gece." dedi ve tamamen koltuktan ayağa kalktı.

Araf Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin