1. Bölüm: "Biricik Yuvamız."

945 39 6
                                    

13.02.2021

Daima en iyi arkadaşım olan anneme ithafen.

Yaza sadece bir ay kalmıştı. Kavurucu sıcaklar başlamadan, ilkbaharın son esintilerini hissetmek için bisiklet sürmeye çıkmıştım. Pedaldaki ayaklarım, beni sokağın çıkışına yönlendirdi. Başta ne tarafa gideceğimi kestiremesem de, çok geçmeden kararımı vermiştim. Ağaçlı patikadan geçerken dökülen kiraz çiçeklerinden bazıları saçıma ilişti. Gülümsedim. Ruhumdaki huzur tüm vücuduma peydah oluyordu. Bugünün ve diğerlerinin hep böyle geçmesini diledim. En sevdiğim beş arkadaşımla fazla samimiydik. Birbirimizi sürekli görmek isteyecek kadar yakındık.

Kızlı erkekli bir gruptan bahsediyorum.

Ailelerimiz fazla dindardı ve bu yüzden görüşmemize karşıydılar. Hiçbirimiz onları anlamıyorduk. Küçüklükten beri süregelen bir arkadaşlıktan kime zarar gelebilirdi ki? Konu farklıydı ama, dertleri yaptığımızın haram olmasıydı. Böyle gidersek cehenneme kütük olacaktık.

Aklıma babamın öfkeden köpüren yüzü geldi, ıkırdadım. Cehennemde yanacak olsam bile, bu beni ilgilendirirdi, anne babamı değil. Üstelik annem mahşer gününde anne babanın çocuğundan, çocuğun anne babasından kaçacağını söylüyordu. Herkes kendi derdinde olacaktı yani. Daha ne o zaman?

Ağustos'ta on sekizime girecektim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ağustos'ta on sekizime girecektim. Belki de artık ailemin beni kendi halime bırakma zamanı gelmişti.

Koyu kestane saçlarımı dağınık bir topuz halinde toplamıştım, altımda minik bir şort vardı. Bedenimin üst kısmının yarısını kapatan dantel büstiyerle kendimi çok güzel hissediyordum. Ne olur ne olmaz diyerek üstüme ceket de almıştım. Evden uzun bir pantolonla çıkmış, sonra ondan kurtulmuştum. Annem ve babam beni bu şekilde görse, evlatlıktan reddetmezlerdi ama dünyaları yıkılırdı. Çünkü onların hayalindeki ben bambaşka biriydi.
Onların fikirlerine katılmasam da saygı duymak zorundaydım. Sonuçta beni dünyaya getiren insanlardı.

Ailelerimiz buluşmamıza izin vermediği için haliyle arkadaşlarımla birbirimizi evlerimize davet edemiyorduk. Bu yüzden farklı bir çözüm için epeyi kafa yormuştuk. Rahatça gülüp eğlenebileceğimiz, kısıtlanmayaağımız bir mekan bulmalıydık kendimize. Böyle bir yere bedavaya sahip olamayacağımız için para biriktirmeye başlamıştık. Bu hepimiz için bir hayal olsa da, bir ay önce küçük müstakil evimizi satın alabilmiştik. Onu zevkimize göre döşemiştik, evin her yanı bizden bir şeyler taşıyordu. Ailelerimizin haberi yoktu, olmayacaktı da.

Şimdi oraya gidiyordum, varmama bir sokak kalmıştı. Son köşeyi dönünce ikinci yuvamı gördüm. İtiraf etmek hoşuma gitmese de o evde kendi evimden daha rahattım. Ne yapayım? Ailemle düşünce yapımız o kadar farklıydı ki, sanki aramızda fersahlarca mesafeler vardı. Onlara ulaşamıyordum, onlar da bana.

SAHRA YANGINLARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin