9. Bölüm: "Ağır Bedel."

222 25 2
                                    

Altımız da buradaydık. Kapıdaki kimdi? Burayı bizden başka kimse bilmiyordu. Yüreğim korkuyla çarptı. "Açmayın." dedim gergince. "Ya burayı bilmesi sakınca teşkil edecek biriyse?" Ammar kafasını olumsuzca salladı. "Olmaz Ecrin. Evde olduğumuzu mutlaka anlamıştır, her kimse. Açmazsak başımız daha çok belaya girebilir." Diğerleri de Ammar'a "Haklısın." deyince susmak zorunda kaldım ve kenara çekildim.

Kapıyı açmaya Nûra gönüllü olmuştu, bunu yaptığında karşımızda bir teyze vardı, bizimkiler önümde olduğu için tam göremiyordum. "Buyrun?" dedi Nûra, nazikçe. "Kızım, ben az ilerdeki komşunuzum." dedi teyze seri bir konuşmayla. "Siz geleli iki ay olmuştur, hoşgeldiniz diyemedim, kusura bakmayın." Bu ses neden bana bu kadar tanıdık geliyordu? Ammar merakına yenik düşüp başını kapıdan uzattı. "Teşekkür ederiz teyze. Düşünmen yeter." Teyze Ammar'ı farkedince, "Eşin mi? Maşallah çok gençsiniz." dedi Nûra'ya doğru. Nûra anlamadı. "Efendim teyze?"

Arkada kıkırdamaktan nefessiz kalmıştım. Cidden ellerine yüzlerine bulaştırıyorlardı. Ammar ne diye çıkmıştı ki ortaya? "Karı koca mısınız, diyorum." dedi teyze sesini bir tık daha yükseltip. "Ha, yok yok." dedi Nûra telaşla. "Arkadaşız biz." Nûra'daki paniğe hepimiz kıs kıs gülüyorduk. Teyze anlamamış olmalı ki, bir soru daha yöneltti. "Beraber mi yaşıyorsunuz?" Sesindeki uçsuz bucaksız bir şaşkınlıktı. "Tam olarak öyle değil ama neden bu kadar şaşırdınız?" dedi Nûra. "Yaşayamaz mıyız?" Kadından ses çıkmadı. "Burada sadece ikimiz yokuz, yanlış anlamayın." Bunu dedikten sonra kapıyı ardına kadar açtı Nûra.

O zaman teyzeyle göz göze geldik. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. "Ecrin?" dedi, ben olduğuma inanmayan gözlerle. "Ferhunde teyze?" Kelimeler iğreti bir şekilde ağzımdan dökülmüştü. Gözleri yanımdaki çocuklara kaydı. Lalezar'ı, Nûra'yı süzdü. Sonra tiksinir gibi baktı bana. "Seni küçük kahpe!" Duyduğum hakaretin ağırlığı altında ezilirken, başımın asıl şimdi belada olduğunu anlamıştım.

 "Seni küçük kahpe!" Duyduğum hakaretin ağırlığı altında ezilirken, başımın asıl şimdi belada olduğunu anlamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Annene babana yazık! Hiç utanmıyor musun?" dedi karşımdaki kadın. Başına doladığı tülbenti rüzgarda uçacak gibi oluyordu ara ara. "Utanmıyorum." dedim sertçe. "Ne yapıyorum ki ben? Bunların hepsi çocukluk arkadaşlarım." Yavaştan öfkeleniyordum. Derin bir nefes alıp devam ettim. "Asıl sen utan teyze. Başındaki tülbenti doğru takmadan bana nasıl karışırsın? Annem gibi örtünsen yanmam valla. O zaman beni uyarmaya belki hakkın olur."

Ferhunde teyzenin gözleri şokla büyürken, arkadaşlarım da korkuyla bana bakıyordu. Kadın tek bir kelime daha etmeden arkasını döndüğü gibi gitti. "Bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim." dedim rahatlamışça. Ammar ise hala gergindi. "Ecrin..." dedi beni dürtükleyerek. "Ferhunde isimli teyze, evine değil, sokağın çıkışına doğru gitti." "Ee? Ne olmuş yani?" diye sordum. Ammar neden bu kadar telaşlıydı?

"Sanırım sizin eve doğru gidiyor." deyince bütün vücudumu elektrik çarpmış gibi irkildim. Beni aileme mi ispiyonlayacaktı? Ne olduğunu anlamadan dışarı koştum. Çıplak ayaklarımla zemini hissettiğimde farkettim, ayakkabı giymemiştim. Az önce neler demiştim kadına! Kızıp beni şikayet etmeyi istemekte haklıydı fakat o zaman tüm hayatım mahvolacaktı. Ferhunde teyze ne bilsindi işin ciddiyetini? Aklınca benden intikam alacaktı.

SAHRA YANGINLARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin