"Sıra kimde?" Nûra'nın sorusuyla Huzeyfe atıldı. "Ben çeviriyorum." Yaklaşık on dakikadır şişe çevirmece oynuyorduk fakat klişe sorulardan artık hepimiz çok sıkılmıştık. Sıra kime gelse, doğruluğu seçiyordu. Bu da çocuksu itirafları dinlemek demekti. İlk platoniğin, insanlardan gizli yaptığın aptalca bir hareket, en büyük ifşan... Bunların ortaya dökülmesi hiçbirimizi heyecanlandırmıyordu.
Ammar bunu fark etmiş olmalı ki, "Ortamı biraz ısıtalım. İşi daha zevkli hâle getirecek bir fikrim var." dedi yerinden kalkarken. Mutfağa doğru ilerledi, buzdolabını karıştırmaya başlamıştı. Bir yandan da "Lütfen olsun, lütfen." diye mırıldanıyordu. Sonunda hazine bulmuş gibi "İşte burada!" dedi coşkuyla.
"Orada neler oluyor, Ammar?" diyen Nûra başını mutfağa doğru uzattı. "Hayırdır, bizden habersiz savaş mı kazandın?" Başımı kaldırıp salon girişine yaklaşan Ammar'a baktım. "Öyle de denilebilir." Nûra'ya cevap verirken sırıttı. "Bu olaya sizi de dahil edebilir miyim?" Arkasında sakladığı iki büyük boy şişeyi gözler önüne serince, içimi bir huzursuzluk kapladı. Tuhaf gelecek ama, hayat tarzımdan tam anlamıyla memnun olsam da, grupta kör kütük sarhoş olmayı itici bulan tek kişiydim, sanırım.
Diğerlerindeki bu alkol hevesini anlayamıyordum. İçki benim için mecbur kalındığında içilen, acı bir ilaçtı sadece. Bu mecburiyet de ağır bir depresyon veya travma olabilirdi. Alkol içmekten korkmuyordum. Ama bünyem zayıftı ve bilincimi kaybedeceksem gerçekten kötü bir gün geçiriyor olmalıydım.
Nûra bu teklif sayesinde pek heyecanlanmış gibi durmuyordu. "Zıkkım iç, Ammar." dedi göz devirerek. "Gün geçtikçe daha da alkolik birine dönüşüyorsun." Saçını kulağının arkasına iliştirdi. "Seninle birlikte olacak kıza acıyorum." Ammar kıkırdadı. "Neden? Kızlar zararlı alışkanlığa sahip erkeklere bayılır. Senin düşüncenin aksine, ben partnerimin çok şanslı olacağına inanıyorum."
Nûra alayla güldü. "Sağlığını ve vücudunu kaybedeceksin. Ayrıca alkol bağımlıları çok uzun yaşamaz." Ammar pek takmış gibi görünmüyordu. Duvara yaslandı ve dikkatini şişeyi açmaya verdi. "Bir dakika Nûra." dedi ilk defa konuşan Siraç. "İzin verelim de biraz daha saçmalasın." Sonra Ammar'a döndü. "Neden çok şanslıymış olmayan yengemiz?" Ammar gözlerini Siraç'a çevirdi. "Çünkü ben, karizmatik bir tarzım olduğunu düşünüyorum." dedi hafif bir sırıtışla.
Yanımdaki Huzeyfe ayağa kalkarken göz devirdi. "Egon tavana değiyor." Ammar'ın yanından geçerken sesi soğuktu. "Narsist." Mutfağa yürüdü. Ammar onu da kaale almadı. "Boşver Ammar." dedi Lalezar. "Ben senin tarafındayım. Erken ölsek de sorun değil." "Aynen aynen." Alaylı bir tonla bunu söyleyen Siraç oturuşunu değiştirdi. "Ölünce cesediniz yakışıklı olacak değil mi? Ölmenize, dışınızın değil de içinizin yıpranması sebep olduğu için." Mutfaktan Huzeyfe'nin sesi geldi. "Cesetler kimin umrunda? Kabul edin, genç ölüler bile itici." Ortalıkta dönen muhabbet gittikçe midemi bulandırmaya başlamıştı.
Gözlerimin önünde şehir mezarlığı belirdi. Açık bir mezara doğru yürürken gördüm kendimi. Geceydi. Bekçi kapıları kilitleyeceğini söylüyordu. Ama bu riski umursamadan yeni kazılmış kabire doğru eğildim. Yağmur yeni dinmişti, toprak ıslaktı ve kokusunun varlığını hissediyordum.
Mezarın içi karanlıktı. Sanki boş gibiydi. Ayak sesleri duyunca irkildim, arkamda biri vardı. Elindeki fener gözlerimi kamaştırırken kabristan bekçisi olduğunu anlayıp rahatladım. "Sağır mısın?!" dedi sözleriyle beni tokatlamak ister gibi. "Kapıları kapatacağımı söyledim! Burada neyi bekliyorsun? Kimi bekliyorsun? Burayla bu kadar ilgiliysen, geceyi burada geçirmekten de korkmazsın, o zaman." Benden uzaklaşıp dev kapıya doğru yürüdü. Panikle arkasından koştum. "Hayır. Yanlış anladınız. Ben sadece biraz dalgındım, şimdi çıkıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHRA YANGINLARI
ChickLitEcrin, dindar bir ailenin kızıdır fakat düşünce tarzı ve fikir yapısı anne babasından tamamen farklıdır. Ailesi onaylamasa da oldukça cüretkar bir hayat sürmektedir. Çocukluktan beri arkadaş olduğu Nûra ve Lalezar da onun kafasındadır. Sahabe isimle...