Ertesi sabah, yeni güne başlama isteğim törpülenmiş olsa da yataktan kalkmak zorundaydım. Aynanın karşısına geçip kuş yuvasına dönmüş saçlarıma baktım. Ne duş alasım, ne de şık bir şeyler giyesim vardı. Üşengeç bir edayla yerde duran dünkü kıyafetlerimi üstüme geçirdim. Bitmesine az kalmış deodorantımı her yerime boca ettikten sonra, odamdan çıktım. Görünüşe göre annemgil daha uyanmamıştı. Tezgaha dışarı çıkacağımı belirten bir not yerleştirip evden ayrıldım.
Tabii ki grup evine gidecektim. Gideceğim başka bir yer yoktu maalesef. Dün Siraç ile yaşadıklarım her aklıma geldiğinde boğazım düğümlense de, adımlarım beni oraya sürüklüyordu.
Kapıya yaklaştığımda, anahtara ulaşmak için elimi kotumun cebine soktum. İçerden bir takım sesler duymam, evin boş olmadığını bildirdi bana. "Biraz daha versene." Yanılmıyorsam, bu Lalezar'dı. "Ama zaten yeterince verdim." diyen oğlan sesi de Ammar'a ait olmalıydı.
Neden bahsediyordu bunlar? Güneş yeni yükselmişken, bu erken saatte neyin peşindelerdi? Kapıda iki çift ayakkabı olması, evde sadece onların olduğu ipucunu ele veriyordu. Bu yüzden kesinlikle gizledikleri bir şey vardı. İçeri girmekten vaz geçip, pencerenin altındaki duvara yaslandım.
"Yapma ya!" Arkadaşım cadalozca çığlık attıktan sonra hafif bir gümbürtü koptu. Büyük ihtimalle duvara ya da zemine vurmuştu. Onu bu kadar sinirlendiren şey hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ama seslerinin bana yakından gelmesine bakarak yerde oturduklarını varsayabilirdim. "Bana bak Ammar!" dedi Lalezar yavaş ama öfkeden titreyen sesle. "Beni bu belaya bulaştıran sensin." Kelimelerin arasında derin soluklar alıyordu. Ara ara ahşap döşemeye armağan ettiği yumruklar, beni ürpertmeye başlamıştı.
"Bu yüzden beni memnun etmek zorundasın. Ver şimdi!" Arkadaşım tekrar çığlık attığında, Ammar'ın belli belirsiz kıkırtısını duydum. "Çok eğlenceli." dedi sakince. "Boktan bir madde için bana yalvardığını görmek, öyle hoşuma gidiyor ki, buna günlerce devam edebiliriz. Ayrıca..." Yerdeki tahtalar yavaşça gıcırdadı. Düşündüğüm şeyin olmamasını umuyordum. Ama bunun başka bir açıklaması olamazdı değil mi? Ammar yüksek ihtimalle Lalezar'a yanaşmış olmalıydı.
"...Ayrıca, bilmen gereken bir şey var. Bugün uyuşturucu için yalvaran bir körpe, yarın başka şeyler için kıvranır. Sonuçta, artık on, on iki yaşlarındaki çocuklar bile masum değil." Ammar'ın söylediği son sözler kanımın çekilmesine yol açtı. Tüm tüylerim diken diken olmuşken, etrafta sert bir tokat sesi yankılandı. "Sapık." Hissettiğim kadarıyla Lalezar zar zor ayağa kalkmıştı. "Hepsi... Hepsi senin olsun." dedi aynı ızdırap dolu sesle. "Gidip başka bir yerden bulurum ben. Gerekirse... Gerekirse tüm paramı veririm. Ama senin gibi bir pisliğin... Avucuna bakmam. Sana güven olmaz. O uyuşturucu karşılığında her şeyi isteyebilirsin şimdi benden."
Nefesinin titrediğini duyabiliyordum. "Allah kahretsin. Arkadaş olduğumuzu sanmıştım! Bütün erkekler aynı. Hiçbiriniz malum şey dışında bir şey düşünmüyorsunuz!" Ayak sesleri yakınlaşırken, Lalezar'ın kapıya doğru yürüdüğünü anlamıştım. Panikle kendimi evin yan tarafına atarken, onun evden çıkıp ilerdeki caddeye gittiğini gördüm.
Az önce o evde yaşananlar sayesinde ellerim titriyordu. Lalezar iyice uzaklaştıktan sonra, geldiğim yoldan geri döndüm. Grup evine girmeyi düşünmedim bile. Belki de yarım saat geç uyansaydım bu garip olaya tanık olmayacaktım... Bu durumda ne yapmam gerekiyordu? Her şey bir yana, sakinliğimi koruyabilecek miydim?
▪
Sadece kulaklarımla tanık olsam bile, o olay moralimi çok bozmuştu. İki arkadaşım bizden gizli uyuşturucuya başlamıştı. Onaylamayacağımızı hissetmişlerdi demek. Lalezar ve Ammar zararlı maddelere hepimizden daha meyilliydiler, bunu biliyordum. Ama bu kadar ileri gideceklerini düşünmemiştim, düşünememiştim, konduramamuştım.
Şimdi ne yapmalıydım? Diğerlerine söylemem işleri daha da berbat ederdi. İkisini karşıma alıp konuşamazdım da, sonuçta onları gizlice dinlemiştim. Dört gün, hafif hasta olduğumu söyleyip beni grup evine davet eden arkadaşlarımı reddettim. Ama buna daima devam edemezdim. Şüphlenmelerini istemediğimden beşinci gün isteksiz adımlarla grup evine vardım.
Kapıyı açıp içeri girdiğimde, herkes kendi halindeydi. Nûra dışında geldiğimi fark eden de olmadı. Bir köşeye kıvrılıp, telefonumla uğraşmaktan başka bir şey yapasım yoktu. Huzeyfe'nin yakınındaki boşluğa yerleştim ben de. Huzeyfe ve Nûra hararetli bir şekilde, bir şey hakkında konuşuyorlardı.
İlgilenmediğim için ne olduğuna dikkat etmedim. Ammar'ın şimdiye dek odada olmadığını mutfaktan çıkınca fark etmiştim. Durgunca oturan Lalezar'ın önüne çöktü. Doğru ya! Gizlice çevirdikleri o pis iş yüzünden kavga etmişlerdi. Ammar ona sarkıntılık etmişti, ve uyuşturucu kullandıkları ortaya çıkar diye, Lalezar hiçbirimize bundan söz edemiyordu..
"Lalezar, konuşmalıyız." dedi Ammar. Arkadaşım gözlerini ondan kaçırıp buz gibi bir cevap gönderdi. "Seninle konuşacak hiçbir şeyim yok benim." Diğerli kendi aralarında muhabbete daldığı için, ikisinin kısık sesle malum şey hakkında konuştuklarını fark eden bir tek bendim.
"Lalezar, iki dakika dinle lütfen! Konuşmama izin ver!" dedi bu sefer Ammar. Paniklemiş görünüyordu. "Son bir kez!" Sesini alçalttı. "Eğer bir daha sana karşı yanlış bir harekette bulunursam, söz veriyorum kendimi affettirmeye çalışmayacağım."
Onlara çok yakın oturmasam da, duyduklarımın ne anlama geldiğini biliyordum. Ve tüm bu küslük emaresi, kulaklarımla şahit olduğum olayı doğruluyordu. "Son kez." dedi Lalezar. "Seni dinleyeceğim ve defolup gideceksin. Bundan kimseye de bahsetmeyeceksin." Sertçe saçlarını arkaya attı. "Hadi ne diyeceksen de artık."
Ammar'ın arkası bana dönük olduğu için yüzünü göremiyordum ama hareketlerinden rahatladığı anlaşılıyordu. "Burada olmaz. Mutfağa gelir misin? Diğerlerinin şüphelenmesini istemiyorsun, değil mi? Kendi aramızda halledeceğiz bunu, bu sadece ikimizi ilgilendiriyor." Lalezar isteksizce kalktı ve ayaklarını sürüyerek Ammar'ı takip etti. Mutfağa gittikleri için onca gürültünün içinde onları duyabilmek zor olacaktı.
Yine de kulak kabartıp duyabildiğim kadar duymalıydım. Ammar'a karşı güvenim sarsılmıştı, ya Lalezar'ı yine sıkıştırırsa? Ne yapmalıydım ki? İşin kötüsü bunu kimseye de söyleyemezdim. Bu durumu Lalezar bile saklıyorsa, benim ortaya çıkarmam çok kötü olurdu. "Ben birkaç gün önceki olay için, gerçekten çok üzgünüm. Çok özür dilerim." Ammar'ın sesini duyunca düşüncelerimden sıyrıldım.
"Kendimde değildim, biliyorsun. O zıkkım toz, kontrolü benden alıyor. Bunu yaşadığın için nasıl olduğunu biliyorsun. İğrenç bir duygu ama sence de buna değmez mi?" Lalezar sessizdi. Cevabını duyamamıştım. "Lalezar, nasıl hissettiğini biliyorum. Bana kırgınsın ve bu yüzden, bu işi tek başına halletmek istiyorsun. Ama bu imkansız." Dinlemeye devam ederken ellerimin titrediğini fark ettim. "Nasıl imkansız?" dedi Lalezar, sönükçe. "Çok mu pahalılar?" "Sadece bu değil Lalezar. Marketten cips alır gibi sahip olamazsın onlara. Kız halinle ara sokaklardaki torbacıların peşine düşersen de çok korkunç şeyler yaşayabilirsin." dedi Ammar.
"Bu işe bir kere bulaştın. Vazgeçemeyeceğini biliyor olmalısın. O zaman sana yardım etmeme izin ver. Birlikte yapalım." Dudaklarımı çok sert ısırdığım için acımışlardı. Ammar'a inanamıyordum! Kendinin bu pisliğe girişmesi yetmezmiş gibi arkadaşımı da sürüklüyordu. Lalezar ise buna dünden razı görünüyordu. Ne yapabilirdim ki! Onlar çoktan bağımlı olmuşlardı, yetişememiştim.
"Peki." Lalezar, kararlıca bunu söylerken, ayaklarımın altından yer kaymıştı. Gerçekten de ciddiydi bu kız! Bu aşamadan sonra, elimden ne gelirdi ki? Arkadaşım karanlığa koşarak gidiyordu ve bunu bile isteye yapıyordu. "O hareketi lütfen bir daha tekrarlama, Ammar. Üstünü kapatıp unutursak, seni affederim." "Tabii ki, tabii ki! Bu işte beraber olduğumuza seni pişman etmeyeceğim, sakın endişelenme." diye cevapladı Ammar.
İkisi heyecan ve sevinçlerini gizlemeye çalışarak mutfaktan çıktıklarında, yaydıkları karanlığı hissedebilen tek kişi bendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHRA YANGINLARI
ChickLitEcrin, dindar bir ailenin kızıdır fakat düşünce tarzı ve fikir yapısı anne babasından tamamen farklıdır. Ailesi onaylamasa da oldukça cüretkar bir hayat sürmektedir. Çocukluktan beri arkadaş olduğu Nûra ve Lalezar da onun kafasındadır. Sahabe isimle...