15

174 18 0
                                    


"O değildi"

Gün boyunca Kağanın acınası bakışları üzerimdeydi.

Bunu artık önemsemiyordum.

Adının Merve oldugunu ogrendigim kiza ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu ama o kızla ciddi anlamda uğraşacaktım.

Sırada sessiz bir şekilde otururken bakışlarım sınıf kapısına yöneldi.

Caner kapıdan girip Kağanın yanına yöneldi beni farketmemişti yada farketmişti bilemiyorum bu çocuğu anlamak gerçekten zordu.

Bakışlarım onda takılı kaldığı bir anda yüzüne odaklandım normal halinden daha asi duruyordu.

Kağanın masasına eğildi.

Sert bir şekilde birşeyler söyledi.

Kağanın bakışları anlık bana kaydı.

Ağzını okuyabildigim kadarıyla 'Nil burada' gibi birşeyler saçmaladı.

Caner anlamaz bir şekilde benim olduğum yere döndü.

Beni gördüğü anda bakışları değişti çatık kaşı duzlesti.

Kagana geri döndü onu onaylıyor gibi hareketler yapıp eğildiği yerden doğruldu.

O sıra Emre sınıfa girdi.

Kağan kafasını asi bir şekilde kaldırıp Emreye baktı.

Sanırım kavga etmislerdi.

Fatih bu gun ortalikta yoktu.

Kağan sıradan kalktı.

Emre direkt olarak Kagana bakıyordu.

Kağan Emreyi hic umursamayarak yanindan sıyrılıp geçti.

Caner ise Emrenin yanına geldi.

"Yanlışı seçiyorsun Emre" dedi kesin bie dille.

Sonra bakışları bana döndü Canerin, onlari izledigimi bilmiyordu sanki.

O da Kağan gibi Emrenin yanından geçip gitti.

Kafamı öyle boş hissediyordum ki

Önümde duran kurşun kalemi aldım.

Tahta sıranın üzerine büyükçe bir kalp çizdim bir tarafına küçük harfle başlayacak şekilde Nil yazdım.

Diğer tarafına gayet büyük bir yazıyla CAN yazdım kalbin tam ortasına eğik yazıyla 'gelmeyenim' yazdım sonra görüntünün hoşluğuna gülümsedim.

Onu asla unutamazdım.

Çocukluğumun en güzel tarafı oydu.

Onu düşündüğüm zaman içimde ki huzuru size nasıl tarif edeyim?

Yerimde yeterince oturduğumu farkedip ağır bir şekilde kalktım sıradan.

Merveye son bir bakış attım.

Gerçekten masum bir kız gibiydi.

Sarı uzun bakımlı saçları vardı.

Mavimsi iri gözleri.

Erkek olsam peşinden koşacağım tarzdan birisiydi.

Düşüncelerimden sıyrılıp Şifayı aramaya koyuldum.

Lavaboya doğru yürürken Veliyle denk geldik.

Yüzüne soğuk bir ifadeyle bakıp kafamı salladım.

Yüz ifadesi bana yardım etmek istiyor gibiydi.

Ama hiç yardım etmiyordu.

Belki de elinde değildi bilmiyorum.

Velinin yanından geçip lavaboya yürüdüm.

Bingo!

Sarı yılan benim canımın canını yakıyor.

Buse ve 2 fedaisi Şifayı kenara çekmişler.

Şifa dik bir şekilde onlara bakarken bir tanesi kolundan cekiştiriyor, diğer saçına yüklenmiş .

Şifayı o durumda görünce icimdeki küçük kız tüm gücüyle bağırmaya başladı.

Çok uzun sürmeden içimdeki his dışıma çıktı.

Sesli bir şekilde gürledim.

"Sarııı!" Buse ağır bir şekilde arkasını dönerken sert bir şekilde çektim Sifanin önünden sıkıca kolundan tutup hızla lavabo taşlarına savurdum.

Şifanın saçından tutan kız bana göstererek iyice saçına asıldı kızın.

Yaptığı bu hareket karşısında gözlerim karardı.

Vücudumun alev aldığını hissediyordum.

Kızın kafasına öyle hızlı bir yumruk attım ki , kafası duvara öyle bir çarptı ki bir an kafası koptu sandım.

Şifa seri bir hareketle saçını kurtardı kızdan Buse hala yalpalarken boğazından tutup kafası duvara çarpan kızın üzerine ittim onuda ikisini arka arkaya sıkıştırdım.

Üçüncü kızı Şifa tuttu ben birşey yapmadım hırsını alması gerekti sonuçta.

Busenin nefes alamadığını farkedince elimi boğazından çektim.

Derin derin nefesler alarak öksürmeye başladı.

"Geber" diye tısladım.

Içimde ki öfkenin geçmediğini farkettiğimde derin bir nefes aldım.

Şifayı kolundan tutup çıkarmak istedim çıkarken Busenin tam gözlerinin içine baktım.

"Artık korkacaksın benden Buse" hızla gözlerim diğer iki kızı turladı.

Hafızama yer etmeliydim.

Unutmamalıydım.

Sifayla beraber çıktık oradan.

Sınıfa yönelip Şifayı önüme çektim suratına baktım.

Gözlerim dolmaya başlamıştı.

"Niye geç geldin o kadar" dedi güçsüz çıkan sesiyle.

"Nil ben seninle varım, senin yanında güçlüyüm bunu herkes biliyor"

Elimle ağzını kapattım.

"Sen çok güçlü bir kızsın Şifa"

"3 kişi gelmişler abi napacaktın nasıl kafa tutacaktın?"

Şifanın gözünden bir yaş aktı, akmasıyla sildim.

"Sen yettin ama kafa tuttun"

omuzlarından sıktım.

"Sen bana ne bakıyon canımın canını yakmışlar gözüm döndü"

daha fazla duramayip sımsıkı sarıldı bana.

Geri cevirmedim onu gözlerimde yaşlar kendini göstermeye başladı zorla tutuyordum zaten.

Şifayı hızla geri ittim.

"Yeter be sende iyice drama kraliçesi oldun"

buruk bir gülümsemeyle sıraya yöneldi.

Oturdu.

Bende yanına oturdum.

Gözlerim sıranın üzerindeki yazıya odaklandı.

Küçük harflerle yazdığım ismim silinip büyük harflerle yazılmış.

Kalbin tam ortasında benim 'gelmeyenim' yazdığım yerin altında çok güzel bir yazıyla 'görmeyenim' yazılmıştı.

Şaşkınlıkla yazıya bakakaldım.

Hiç bir tepki gösteremedim.

'Gelmeyenim.'
'Görmeyenim.'

FARKLI ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin