Merhaba arkadaşlar! İkinci bölümü biraz gecikmeli de olsa paylaştım. Bu bölümden sonra hikayeye tam olarak giriş yapmaya başlayacağız.Bölüm şarkısı benim için çok özel. Muhtaç'ı ben 2015 yılında kaleme aldım. Bu şarkı beni o zamanlara götürüyor. Umarım sizde seversiniz.Yorumlarınızı bekliyorum. Sevgiyle kalın.🌸
Zaman bazı anlarda asılı kalırdı. O anlara toprak atan insanlar dolaşırdı etrafında. Geçmiş geçmişte kalsa da bazı anlarda geçmezdi. Gözüm nereye dokunsa, elim nereye değse o anlarda kayboluyordum. Uyku benim için kollarını açtığında geçmişte uyanmıştım. İçimde saklayamadığım heyecanın kıpırtısıyla on dört yaşında ki bedenimde açmıştım gözlerimi. Bu heyecan tek bir ana aitti. Bir daha hiç bu kadar heyecanlanır mıydım bilmiyordum. Beceriksizce montumu giyerken kalbim gövdemden çıkacak gibi atıyordu. Ben saymayı öğrenmeye başladıktan sonra çok saydım. Saydım...Saydım.Annemi görmeyeli kaç sene olmuştu öğrenmiştim. Tam yedi yıldır görmüyordum onu. Sesi nasıldı? Saçları, yüzü değişmiş miydi? Kokusu? Hatrımdan çıkalı epey olmuştu. Her şeyden habersiz Ümit'le soğuk, yağmurlu bir kış günü yine o kafede annemi bekliyordum. Sessizliğim, heyecanıma karışmış, soğuk ellerim buz tutmuştu.
Ümit'in bıkkınca telefonuna bakarken benim gözlerim ise merakla her fırsatta açılan kapıya bakıyordu. Kapı açıldığında tanıdığım bakışlarla karşılaştım. Her şeyi unuturdum da ben... Bir tek her aynaya baktığımda onunki ile aynı olan mavileri unutmazdım. Görmeyeli epey değişmişti. Saçlarının duruşu, bedenini saran beyaz gömleğiyle en son gördüğüm o zamanlarda ki gençliği gitmiş daha olgun görünmüştü bana.
Sandalyeyi çekip karşıma oturduğunda ona olan öfkem uçup gitmiş özlemle doldurmuştu içimi. Bir an beni sarmalayıp, saçlarının düştüğü gövdesine çekecek; 'Kızım, çok özledim seni. ' Diyecek diye beklerken dudaklarından çıkan ilk cümle;
"Lütfen kısa tutalım. İşim var benim. " Olmuştu. Gözleri gözlerime hiç değmedi. Kucağımda tuttuğum ellerim birbirine kenetlenirken yine de özlemle bakıyordum ona. Ümit telefonunu kapatıp bana döndü. Bakışlarım bir anlık onun kahvelerine gitsede gözlerimi bir türlü alamıyordum annemden. Benim dışımda her yerde olan bakışlarına inatla bakıyordum ki göz göze gelip ona burdayım demek istiyordum.
"Derin, senden ilk önce beni sessizce dinlemeni istiyorum. " Ümit kafasını hafifçe eğip benimle konuştuğunda pes edip dönüp ona baktım. Onu sessizce dinlememi istiyordu. Sessizliğin benimle yan yana oluduğu ilk an değildi ama onlar tarafından hediye edilen ilk andı. Sustum.
"Biliyorsun Suna ve onun kızlarıyla anlaşamıyorsun. " Bu bilmediğim bir şey değildi ama yine de sessizce dinledim onu.
"Ayça'nın da eşi seni istemiyor. "Bunu demeden önce dönüp anneme baktı. Ne diyeceğini merakla beklerken yine sessizdim.
"İkimizin yanında da yaşaman çok kolay olmuyor. Bu hem senin açından hem de bizim açımızdan da böyle. "Sesi gittikçe stresli bir hale dönüşürken ağzından çıkan her bir kelimeninin beni çürüteceğini sezmiştim. Bu da bildiğim şeylerdi. Sekiz yaşına kadar annemin yanında kalırken de onu çok sık göremezdim. Beni görmek ona acı veriyordu. Sinirli birine dönüşüyordu. Beni görmek onun yüzünde ki gülümsemeyi solduruyordu. Yüzünde ki gülümseme silindiğinde,bana her bağırdığında ki sesi artık onun yüreğinde olan ağırlığımı ve yük olduğumu hatırlatıyordu bana. Beni Ümit'in yanına yolladığında öfkem ve özlem içinde gelmiştim. Zaman süzülüp geçerken elekten öfke elendi, geriye küçük yüreğimde özlem kalmıştı.
"Biz de düşündük ki seni başka bir eve... "Ağzından çıkacak kelimeler bile ondan utanmıştı ama yine de kurdu cümlelerini.
"Tek kalacağın, sana ait olacak bir eve taşınmanı daha doğru bulduk. "Gözleri vereceğim tepkiyi görmek için dikkatle bakarken bana verilen sessizlikle birlikte kilit vurduğum dudaklarımla, tepkisizce baktım ona. Cebinden bir şey çıkaracakken sesli bir şekilde yere düştüğünde annem eğilip aldı yerden. Yerden alığı şeyin bir anahtar olduğunu bana uzattığında gördüm. Bu bana baktığı ilk andı. Kafenin açık camından soğuk rüzgar içeri zehir gibi yayılırken uzunca baktım ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUHTAÇ (TAMAMLANDI)
RomanceVar olmak sahip olduğum en büyük acıydı. Doğmak kaderim, sevgisizilik ise gerçeğimdi. Bana gerçeğimi anlatan, hüzünlü masalları dinlerken kuvvetli bir rüzgar esti. Rüzgar yeni bir masalı sıcak elleri ve güzel kahverengi gözleri getirdi bana. Karş...