9.Bölüm- KELİMELER DENİZİNDE 'HİÇLİĞİN' AĞIRLIĞI

390 50 70
                                    

İnsan dünyayı ne zaman sırtında ağırlamaya başlardı?

Bataklıkta ne kadar çırpınırsanız o kadar çok batardınız. Boşluğun yer almış olduğu gözlere baktığımda kelimeler ağzıma dolmuş kurmak istediğim cümleler bataklıktaki boş çırpınışa dönmüştü. İnsan gördüğünün peşinden gitmeye daha yatkındır. Tam bu anda görmediği ama inandığı, peşinden gittiği olmak isterdim.

Dünya'yı çok kez birçok anda sırtımda ağırlamıştım. İlk defa bir yalana süslenmiş gerçek boynuma dolandığında bütün dünyanın ağırlığını ben sırtlamış gibi hissetmiştim. O bataklıkta ne kadar batacak olsamda o boşluğa gerçeği haykırmak, bu yükten kurtulmak istiyordum.

Çisem'e, Demir ile buluşmayacağımı söylerken şuan yan yana duran iki yalan gibiydik. Oysaki gerçekti. Kaan yanında iki yetişkin ile dışarı doğru ilerlerken Aysun ve Arda bize bakıyordu. Daha sonra Ardanın kaşları hafifçe çatılmıştı. Bir an için arkamızda ki birine kafa selamı verdiğini düşünmüştüm. Önüne döndü ve arkasına bakmadan dışarıya çıktı. İçim enkaza dönmeye başladığında Aysun hala bize bakarken dışarı çıkmak için yürümeye başladım. Demir ve Hikmet amca arkamdan geliyordu. Dışarı çıktığımda sert rüzgar yüzüme çarptı. Birden üşüdüğümü hissettim. Deri ceketimin fermuarını çekerken gözlerim etraftaydı. İleride sigara içen Arda'yı seçebilmiştim.

Ona doğru gidecekken Demir'in sesi arkamdanyankılandı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ona doğru gidecekken Demir'in sesi arkamdanyankılandı.

"Üşüyor musun Derin?" Dedi. Beni izlediğini farkına bile varmamıştım. Avına odaklanmış aslan gibi Arda'yı izlerken bir an sadece burada biz varmışız gibi hissetmiştim. Ellerim ceplerimde ona döndüm.

"Biraz ama sorun değil. Soğuğu severim." Bir şey demesine izin vermeden Hikmet amcaya döndüm. Ardanın olduğu taraflara doğru bakıyordu. Sanırım arabasının anahtarını verdiği görevliyi arıyordu.

"Hikmet amca bir arkadaşımı gördüm de ona selam verip geliyorum."Dedim. Kafasını sallayıp konuştu.

"Tamam Derin. Ben de gidip arabayı isteteyim."Hızla kafamı sallayıp Arda'nın yanına doğru yürümeye başladım. Bir an önce karaya ulaşmak için çırpnıyordum resmen. Kafası yerdeydi ve kaşları çatıktı. Ona seslenince kafasını kaldırdı.

"Arda.." Gözlerimin içine bomboş bakarken doğru kelimeleri bulamıyordum. Yavaşça dudağımı ısırdım. Kendimi gergin hissediyordum. Ve büyük ihtimal gergindim.

"Biraz konuşabilir miyiz?" Sesim suçlu gibi çıkmıştı. Oysaki bir suçum bile yoktu. Ben bile böyle hissederken... Belirsizlik karşımda dikili duvar gibi duruyordu.

"Şey az önce gördüğün kişi Demir." Söylediğim cümlelere göz devirmek istiyordum. Ne saçma cümlelerdi böyle. Daha önce kimseye bir açıklama yapma gereği duymamıştım. Şimdi açıklama yapmak tuhaftı. Sanki eve neden geç geldiğini izah eden bir çocuk gibiydim.

MUHTAÇ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin