24.-Bölüm MASALLARLA TİTREYEN SAYFALAR

258 25 44
                                    

Bölüm şarkısı benim için çok değerli. Sizden ricam dinlediğiniz bölüm şarkılarının çevirilerine bakmanız. Bazılarının çevirisiyle birlikte koyuyorum.  Bu bölüm için aşırı heyecanlıyım. Lütfen olumlu, olumsuz düşüncelerinizi benimle paylaşın ve oy atmayı unutmayın olur mu?

Beni buradan takip ederseniz çok sevinirim. Profilimde ilerleyen zamanlarda bir şeyler paylaşacağım. Siz de ortak olun. ^_^

Hepinize iyi okumalar dilerim.



Siyah geceye kavuşurken, gürültü sessizliği kucaklamıştı. Peşimi bırakmayan bir arkadaştı sessizlik. Beynimde, ruhumda, yanımda hatta Ardanın yanında da çoğunlukla yer alıyordu. Tek fark onunlayken sessizlik içinde anlaşma yapan gözlerimiz bir sohbet içindeydi. Bana çok şey anlatan bir şeydi bu. Onu ordan çıkartmak için adım atmama izin vermesini istiyordum. Onunlayken hissetiklerimi hissedip hissetmediğini merak ediyordum.

Salonda loş ışıkta oturmuş yılın son gününü geçmesini bekliyorduk. Bütün o yorucu sınavlar sonunda bitmişti ve yılı tüketmiştik. Bu yıl kadar diğer yıllarında güzel geçmesini umut ediyordum.

Saatin on iki olmasına az kalmıştı. Benim için kutlanacak bir yanının olmadığı bir gündü. Arda içinse bir önemi yoktu. Her şeye uyum sağlıyordu. Geniş koltukta uzanmış ona bakıyordum. Tekli koltukta rahat oturuşuyla duruyor iki elini önünde birleştirmiş ara ara boşluğa dalan gözlerini fark ediyordum. Orada ne görüyür ne düşünüyordu? Bilmiyordum. O sessiz duvarlarının ardında neler vardı? Bana bir adım atıp o duvarlarının ardını kendi göstermeliydi. O sınırı geçmeme kendi elleriyle izin vermeliydi. Benim ona attığım adımların onunda benim için atmasını bekliyordum. Gözlerim onu göz hapsine aldı. Bakışlarımız buluştuğunda ardından sesini duymam gelen uykum dağıtmıştı.

"Haydi bir itiraf yap küçük. " Dedi. Gözlerine baktım. Çıkan sesi toktu. Sesi beni bir boşluktan kolayca çıkarabilirdi. Bataklığa saplandığımda beni oradan çıkarabileceğini gözlerinde görebiliyordum. Bazı zamanlarda da o gözlerde beni orada bırakabileceğini de görüyordum. Gördüklerim içimi bir sarmaşık gibi kaplayan güvensizlikten dolayı bana öylede düşündürüyor olabilirdi. Yine de bunu ne zaman öğrenebileceğimi bilmiyordum. Düşüncelerime bir kenara bırakıp ona odaklandım.

"Nasıl bir itiraf? " O da benim gibi dik oturmuştu.

"Herhangibir itiraf. " Birden böyle bir şeyi ortaya atması onunda söyleyecek bir şeylerinin olduğunu düşündürmüştü.

"Sende yapacak mısın? " Elini çenesinin altına koydu. Kemikli ellerinin ayrı bir ruhu vardı. Birisine yeniden can verbilecek kadar güzledi.

"Sen yapta ilk önce, ben de yaparım. "Pazarlıkçı bir yanı vardı. Aynı zamanda ikna edici bir yapısı.

"Tamam ama biraz bekle. Önce düşüneyim. " Kafasını iki yana salladı. Kumral saçları dağınıktı.

"Hayır, aklına ilk geleni söyle. " Bir an duraksadım. O ise dikkatle beni izliyordu. Onun bu yanı baktığı kişiyi değerli ve özel hissettirirdi. Zihnim yeni bir soruya perde açmıştı. Dikkatle baktığı kişiler de böyle hissediyor olabilir miydi? Yüzünün olmadığı bir kız zihnimde belirdi. Yanımda oturmuş o da Ardaya bakıyordu.

Saçma düşüncelerimi yok etmek istercesine kafamı iki yana salladım.

"Bazen ağzımdan çok iyi laf aldığını düşünüyorum."Hızla kurduğum cümlelerim gerçeklik barındırıyordu. Kilitli kapıları nasıl açması gerektiğini bilen biriydi. Ya da ben buna inandırıyordum kendimi.

MUHTAÇ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin