Anne rahmine düşen bebeğin suya bırakılması dünyaya geldiğinde boğulduğunu hissettiği zamanlarda bu hissin tanıdık olmasını bilmesi için miydi? Yaşam dalgalarla dolu hırçın bir denizdi. Kimi zaman suyun yüzeyine çıkarken kimi zaman suyun içinde kalırdınız. Size hayat veren suyun yeri geldiğinde canınızı alabilecek olması oradan tanıdık olmalıydı.
Kalabalığa karıştığımda suyun altında yanımda bulunan yosunları kimsenin görmesini istemezdim. Yüzeye çıktığımda beni o suyla boğacaklarını bildiğimden daha önce yüzeydeyken boğulduğumdan, altında kalırdım. Birileri beni anlasın diye çabam olmazdı. Biri elini uzatsın ve beni oradan çeksin istemezdim. Mahkum edildiğim şeye alışık yaşardım.
Ta ki kahvelerle tanışana dek. Bana baktığında o suyun üstünde olmadığım halde beni görebiliyor, hissedebiliyordu. Beni oradayken bile görebiliyor olması susuz kalmış bir balık gibi çırpınmama neden oluyordu. Onun için geçerli olmayan bu kalkan için yeni bir korunak bulmam gerektiğini bana baktığında hissediyordum.
Ya da kaçıyordum kendimden.
Dediğim gibi yalan bendim, gerçek ise oydu.
Zihnimdeki sisten ayılmaya çalışırken birinin beni izlediğini fark edebiliyordum. Bu hissi herkes çabucak fark edebilirdi. Film izlerken, kafede oturup bir şeyler içerken ya da şimdi olduğu gibi uyurken. Gözlerimi araladığımda Arda'nın direksiyona başını yaslamış halde beni izlediğini gördüm. Birkaç kez gözlerimi açıp kapadım. Oturduğum yerde düzeldim.
"Sonunda uyandın küçük." dedi. Elimi ağzıma götürüp, esnedim. Onun tarafında açık olan camdan içeri soğuk rüzgar giriyordu. Etraf sessizdi ve sokak lambalarının sarı ışıkların bir kısmı Arda'nın keskin yüz hatlarına vuruyordu.
"Gelince uyandıracağını söylemiştin." dedim emniyet kemerimi çıkarıp.
"Uyandırmak istemedim." Yüzüne baktım. Benim aksime gözleri dinç duruyordu.
"Neden ?" Kaşlarım istem dışı yukarı kalmıştı. Neden bunu sorguladığım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Gidip eve uyumalıydım.
"Canım öyle istedi." Omuz silktim. Üzerinde durup düşünmek ya da bir şey söylemek istemedim. Sadece içimde tuhaf bir his vardı ve midemde kıpırtılar oluşturuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUHTAÇ (TAMAMLANDI)
RomanceVar olmak sahip olduğum en büyük acıydı. Doğmak kaderim, sevgisizilik ise gerçeğimdi. Bana gerçeğimi anlatan, hüzünlü masalları dinlerken kuvvetli bir rüzgar esti. Rüzgar yeni bir masalı sıcak elleri ve güzel kahverengi gözleri getirdi bana. Karş...