4.Bölüm- GÜVEN DUYGUSU

498 47 25
                                    

Sarılmak.
Hissettirdiği duygular arasında güven başta geliyordu. Tehlikeli bir in'i kucağınıza bırakıyorlardı. Oraya ait olabilir, barınabilirdiniz. Ya da kaçabilirdiniz. Çünkü güven, hayal kırıklığı ile birlikte ince bir çizginin üzerinde dururdu. Sarsıldığında hayal kırıklığı hemen yanı başınızda belirirdi.

Arda bana sarılırken ona güvenmek usulca sarmıştı bizi. Kalbimin hızlı atışına, bedenimi saran bu diğer heyecana bir isim veremiyordum. Sanki diğer duygularım bir boşlukta sallanıyordu. Boşukta ki isimsiz duyguyu tanımladığım da bu anda olmak istemeyeceğimi biliyordum. Çünkü ben daha önce hiç bir başkasının in'inde bulunmamıştım. Bu da beni korkutuyordu.

Biliyordum güven en güzel duyguların başında gelirken aynı zamanda en zehirlisi en tehlikeli olandı. Yine de tadacak olsam da o hayal kırıklığını; Bazı anlar bazı insanlar değerdi bu güvene. Kısa bir sürede olsa o kollarda hissetmiştim bunu.

Arda'nın arabasına geldiğimizde kapıyı açmakta tereddüt etmiştim. Beni eve bırakmasına hiç itiraz etmemiştim. Daha bugün tanıdığım bir adamın arabasına binmem ne kadar doğruydu?Şu an yaptığım şey ona güvenmek değil miydi? İşin kaçınılmaz yanı ise bana bu duyguyu onun vermiş olmasıydı. Üstelik görünüşü pekte tekin durmuyordu. Kafamı kaldırdığımda onun şoför kapısının tarafında durmuş bana baktığını gördüm.

"Dene küçük. Bana güvenmeyi dene." Dehşete düşmüş şekilde ona baktım. Duygularımı bu kadar çabuk anlıyor olması beni ürkütüyordu.

"Neden sana güveneyim ki? Sana güvenmem için bir neden söyle?" Kaşlarımı soru sorarcasına kaldırmıştım. Gözlerini gözlerimden ayırmıyordu.

"Bana güvenmen için bir nedenim yok. Hem ben dene dedim. Bana hemen güven demedim. Zaten öyle hemen herkese güvenme." Dudağımı ısırdım. Usulca kafamı salladım.

"Deneyecek misin küçük? Seni burada sabaha kadar bekleyemem."Ses tınısından bir şeyler anlamayı bekledim ama kocaman bir boşluktu. Deneyecektim. Arabanın kapısını açtım. Kafasını sallayarak yüzündeki yarım gülümsemeyle kendi kapısını açtı. Koltuğa oturduğumda eteğimin açılmamasına dikkat ettim. Daha sonra emniyet kemerimi bağladığımda o da aynı şeyi yapmıştı. Ana caddeye çıktığımız da çabucak, anlayabileceği ve benim tarif edebileceğim şekilde apartmanımın adresini verdim. Arabanın içi sessizdi. Kırmızı ışık yeşile döndüğünde konuşmaya başladı.

"Ailenle yaşıyorsun değil mi?" Kafasını bir an bana çevirdi daha sonra önüne döndü. Biraz bekledim. Doğruyu söylersem ne kadar doğru olur diye tarttım. Deneyecektim. Kafamı salladım.

"Hayır, tek yaşıyorum."Kafasını iki yana salladı.

"Yalnış cümle küçük. Genç bir adam seni evine bırakıyor ve sende ona evde tek yaşadığını söylüyorsun."Şaşkınca ona baktım.

"Deneyeceğimi söyledim."

"Arabaya binerek bunu zaten gösterdin. Öyle her önüne gelene tek yaşadığını söyleme" Kaşlarım çatıldı.

"Benim yerim de başkası da olabilirdi." Haklıydı.

"Neden ailenle yaşamıyorsun?"Cevap verip vermemekte kararsız kaldım ama zaten tek yaşadığımı çoktan söylemiştim.

"Beni istemiyorlar."Kulağa iğrenç geliyordu. Ailesi tarafından istenmeyen biri. Sesli söylemekte oldukça tuhaftı. Ona karşı bu kadar dürüst olmam daha da tuhaftı. Bir an sessiz kaldı ama sonra hemen kendini toparlamıştı.

"Neden ?" Tek kaşı havaya kalkmıştı.

"Bu biraz karışık bir mesele. İlk günden tanıştığım birine hemen anlatamayacağım bir mesele." Kafasını anladığını belli edercesine salladı. İlerden krem rengi apartmanımı gördüm.

MUHTAÇ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin