19.Bölüm-ZİHNİN BİRİKİNTİSİ

255 30 44
                                    

*Ülkemizde yaşanan üzücü olaylardan dolayı hepimize geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. İnanın diyecek bir şey bulamıyorum. Ciddi anlamda canımın yandığı, ağlamadan edemediğim ciddi kayıpların olduğu yangınlara şahit olduk ve bunlar hala devam ediyor. Umarım bir an önce bu süreç biter ve yaralarımızı sarmaya başlarız. Uzakta olup herhangi bir şey yapmaya gücünüz yoksa en basit ama en güçlü olan yardımı: Çevreyi temiz tutmayı lütfen ihmal etmeyelim.Çevreye çöp atan ve bundan rahatsızlık duymayan herkesin o yangınlarda bir payı olmuş oluyor. Evet, belki birileri bilerek yakıyor ama bildiğiniz üzere ormanda bırakılan çöplerin de yangına sebep olduğunu ve bunu artırdığını biliyoruz. Duyarlı bireyler olmamız dileğimle.*


UZUN BİR ARADAN SONRA TEKRAR BİR ARADAYIZ. BAZI ÖZEL SEBEPLERDEN DOLAYI BÖLÜM ATMAYA ZAMANIM OLMADI.  ŞİMDİ KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM. ANLATACAK ÇOK ŞEYLERİ VAR DERİN VE ARDA'NIN. OY VE YORUM ATAN HERKESE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. OY VE YORUMLAR MOTİVASYONUMU ARTIRIYOR. BU BÖLÜMDE DE SİZİNLE SATIR ARALARINDA BULUŞMAK İSTERİM.

HEPİNİZE İYİ OKUMALAR! ^_^





Zaman, yaşamın bütün ağırlığını: Ucuna ip bağladığı büyük bir çuvala doldurmuştu ve hızla onu çekmeye başlamıştı.

Kimi zaman çuvaldan düşen duygular; kırılıyordu ve paramparça oluyordu. Onların yanı sıra yok olan duygularda vardı. Zaman düşen, kırılan, yok olan hiçbir şeyi önemsemeden hızla ilerlerken nasıl hissettiğnizin, size ne olduğunun bir önemi yoktu.

Siz var olsanızda yok olsanızda zaman ilerler ve sizden götürmek istediklerini götürürdü.

Zaman hızla akmış, sizi olmak istemediğiniz an'a, zamana teslim etmişti.

Yaklaşan sınavlarlarla birlikte yoğun bir stres başlamıştı. Bazı sabahlar okula gidecek gücü bulamıyordum kendimde. Bazı sorumlukların sizi boğduğu anlar vardı. Ne yapacağınzı bilemezdiniz ya da yapmak isteyip yapmadıklarınızın arasında kalırdınız. Böyle anlarda kaybolup gitmek istiyordum ama yine de burdaydım.

Dersler yoğunlaşırken herkes üniversite sınavlarını konuşuyordu.Ardayla bununla ilgili hiç konuşmamıştık. Bu yolun sonunda ne olacağını bilmiyordum. Şu an tek odaklandığım yolun güzelliğiydi.

Çantamı toplayıp sıradan kalktım. Son dersti ve matematik oldukça zor geçmişti. Basit çizimleri yapamamak sinirlerimi bozuyordu. Çantamı sırtıma takarken Ardanın heybetli bedenin gölgesi üzerime düştüğünde kafamı kaldırıp ona baktım.

"Haydi gidip biraz sahilde dolaşalım. " Sunduğu teklif bir anda içimdeki kara bulutları dağıtmıştı. İçimde tatlı bir yağmur başladığında gülümsedim ona.

"Olur. "Dedim. Yüzümde ki gülümseme onu afallatırken usullca kafasını salladı.

İkimizde yan yana sessizce aşağı inip arabaya bindik. Çok geçmeden Arda arabayı bir sahil kenarına çekmişti. Aşağı indiğimde soğuk keskin bir şekilde yüzüme dokndu. Kabanımın önünü sıkıca ilikledim.

Ardayla sessizce yan yana yürürken sahilin boş oluşu dikkatimi çekmişti. Denizin üstündeki martılar ve kulağında kulaklıkla hızlı adımlar atan iki kişi dışında boştu. Oysaki yazın kalabalık ve oldukça sesli olurdu.

Sanki kış gelince bazı yerler bazı insanlar gibi terkediliyordu. Usulca Ardaya baktım. Sigarasını içerken sesiz ve dalgın duruyordu. Biz hep kışı yaşıyorduk sanki onunla. Hikayesini bilmiyordum ama yediği bir ayaz vardı onunda. Yinede her şeye ve herkese rağmen derince çektim içime soğu. Kıymet bilene kış özeldi. Marifet onu görebilmekteydi zaten.

MUHTAÇ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin