15.Bölüm-TOPRAĞA GÖMÜLÜ OLAN DUYGU TOHUMLARININ FİLİZLENMESİ

337 26 27
                                    

Herhese merhaba! Kaldığımız yerden tam gaz devam. Bölümleri okumayı, bana destek olup oy ve yorum yapmayı unutmayın olur mu? Pazar günü yayımlamayı düşündüğüm bölüm için çok heyecanlıyım. Umarım takipte kalır ve sizde heyecanıma ortak olursunuz. Sevgilerimle.^_^

Endişe ruhun izlerini taşırdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Endişe ruhun izlerini taşırdı.

Endişe ruha aitti. 

Birini onun yerine düşünmek basit görünen eylemlerin arasına karışırken bundan yoksunsanız basitlikten sıyrılır öneme bürünürdü. Biri için endişelenmek, onu düşünmek bütün bu detaylar kimi için anlamsız ve değersizdi. Benim aksime. Birisinin beni düşünmesi ve benim için telaşlanması benim için kıymetliydi.

İnsan neyin eksikliğini neyin uzaklığını yaşıyorsa onu özlüyor onu değerli biliyordu. Benim için endişelenen gözleri yeni yeni görürken biri için endişeli kalbe yeni yeni sahip oluyordum. Ben doğalı on yedi yıl olmuşken ruhum daha yeni doğmuş duyguları yeni tanıyor, anlıyor ve hissediyordu.

Karşımda yorgun bir ifadeyle dikilen Ardaya bakarken dikkatle inceledim yüzünü. Başka bir şey görünmüyordu ama merak etmiştim. Ne olmuştu ona böyle? Endişe bir ağırlığa büründü. Gövdemde ağırlık yapmadan hemen önce kanat çırpan kalbimin bir kanadını kırmıştı.

Bir an duraksasamda aramızda birkaç adım bırakıp yanına ilerledim.

"Sana ne oldu böyle?" Sesimde ki tuhaflıktan dolayı kaşları havalanmıştı. Ben de  kendimden böyle bir ses tonu beklemiyordum. 

"İyiyim, Küçük. Sakin ol korkulacak bir şey yok." Elindeki siyah çantasını kapının oraya bırakıp karton poşet ile mutfağa girdi. Peşinden gittiğimde karton poşetten içi dolu iki cam kavonoz çıkardı.

"Sana pekmez aldım." Bu sefer benim kaşlarım havalanmıştı. Tuhafça baktım ona.

"Bunlar doğal pekmezler. Biri dut diğeri de armut pekmezi."Cam kavanozların üzerindekileri okuduktan sonra tezgahta bana doğru uzattı.

"Satan teyze kansızlığa iyi gelir dedi." Kansızlığımın olduğuna dair birkaç defa bir şeyler söylemşitim ama bunları aklında tutmasını beklmemiyordum.

"Kansız olduğumu unutmamana şaşırdım." Çekmeceden tatlı kaşığını alıp bana baktı.

"Unutulacak gibi değil ki." Gözleri gözlerimi hapsine aldığında kahve gözleri koyulaştı.

"Soğuk ellerin bana annemi anımsatıyor." Dedi. Gözleri tezgaha düştüğünde  anıların onu boğduğunu görebiliyordum.

"O soğuk elleri hiç tutmadım. Tutmakta istemedim."Ses tonunu sabit tutmaya çalışsada hüzün ilk adımını atmış ortaya çıkmıştı.

"Belki seninkileri sıcaklığa kavuştururuz." Hafifçe öksürdükten sonra alayla gülümseyip konuştu.

"Ayrıca her ay düzenli kan kaybettiğini göze alırsak oldukça mantıklı bir alış verişti." Ona gözlerimi devirdim. Kavonozun birini açıp kaşığı daldırdı.

MUHTAÇ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin