22.Bölüm-HAYALLERİN ÖTESİNDE MUTLULUK İÇİNDE

276 26 28
                                    

Uzun süre suyun içinde kaldığnızda nefes almak hayalden de öteye gitmiş, umutsuzluk içinde çürüyüp gitmişti. Nefes almak için çırpınmıyor aksine hissetmemeyi dilerken buluyorsunuz kendinizi. Suyun üstünü, nefes almayı unutmuş sadece acı yok olsun dilekleri geçiyor zihninizden.

Uçup giden uçurtmanın geri dönmesini beklemiyor artık çocukluğunuz. Sadece bir an önce annem kızsa da bana gidip yatağımda o titrememle birlikte ağlasam uykuya bulansam diye düşünceler geçiyor zihninizden.

Ama bir gün umulmadık bir şey oluyor. Kahverengi gözlere sahip bir ruh uzatıyor elini. Suyun en dibinden çıkarıyor, uçurtmanın kaçan ipini elinize tutuşturuyor. Bütün bunların nasıl olduğunu anlamadan nefes alıyorsun, uçurtma tekrar göklerde senin ellerinde oluyor.

Uzak kaldığın, adlandıramadığın belki de hiçbir zaman bilemeyeceğin duyguların arasında buluyorsun ruhunu. Sadece bildiği iki duygudan ibaret olmadığını görüyordu ruhunuz. Yaşam acı ve üzüntüden oluşmuyordu.

Bilmediğiniz bir anda ufacık bir mesaj size heyecanı tutuşturuyor elinize. Yaşamın bir parçası kucağınıza düşüyor. Bilinmeyen duygular artık tanıdık olmaya başalıyor.

Hissettim heyecanla dumura uğramıştım. Bir anlık durup kendime baktım. Yüzümde kocaman bir gülümseme midem de tuhaf bir his vardı. Bir mesaj beni neden bu kadar mutlu ediyordu anlamıyordum. Bu hallerim beni sinir ediyordu. Küçük sarı elbisesini giymiş Derin ellerini iki yana açmış gülüyordu. Onun mutlu olmasını sevmiştim. O yüzden kafamda ki duygularıma dair hisssetiğim sorulara kilit vurup mesaja baktım.

KİMDEN: Arda

MESAJ: Seninle ilgili bilmediğim ne çok şey varmış böyle... Ben yokken bunların ortaya çıkması canımı sıkıttı.

Tekrar tekrar mesajını okumuştum. Saat sekiz buçukta atılmıştı ve şu an saat on bire geliyordu. Masa tenisiden bahsettiğini anlamıştım hemen. Çünkü o yokken olan bir şeydi. Tek beni huysuz eden şeyse Kaanın her şeyi yetiştirmesiydi. Geç yazmış olmamı önemsemedim ve cevap yazdım.

ALICI:Arda

MESAJ: Benim için Kaanla bir anlaşma falan mı yaptın?

Hiç düşünmemiş direkt yazmıştım. Mesaj gelmesini beklerken gidip kendime kahve yapıp salona geçtim. Benim içn oldukça uzun geçen bu süre zarfında telefonumda bir hareketlilik olmamıştı. Odama çıkıp kendime bir roman almış ve tekrar salona inmiştim ama yine telefonumda bir hareketlilik yoktu. İçimde tuhaf bir hüznün filizlendiğini hissediyordum.

Ev sessiz olduğundan dışarıda çıkan fırtınanın sesi rahatlıkla duyulabiliyordu. Kahvemden bir yudum alıp içimi sıtırken camın kenarına geçtim. Sulu kar yağmaya başlamıştı. Arabalar dışında dışarıda kimse yoktu. Gezen bir kedi bile göremiyordum.

Gidip koltuğun yanında bulunan abajurun loş ışığını açmış, Ardanın en son taktığı plağı çalıştırmıştım. Sakin klasik müzik evde yankılanırken sanki o evdeymiş gibi bir his bürünmüştü içimi. Tekli koltuğun birinde rahatça oturmuş elindeki kahve bardağından arada yudum alırken gözleri her zaman ki gibi düşünceliydi.

Koltuğa oturmadan önce telefonu almış her zaman koltuğun üzerinde bulunun yeşil battaniyeyi üzerime çekmiştim. Telefona bakmaktan kendimi alı koyamıyordum. Bir an keşke telefonumu yanıma alsaydım demiştim. Aradığım ya da beni arayan pek kimse olmadığından telefonu elime almak aklıma gelmiyordu. Telefonu bıraktım ve elli sayfa okuduktan sonra bakacağıma dair kendimi şartlamıştım.

Saat on ikiye geldiğinde ve elli sayfayı tamamladığımda boş ekranla hayal kırıklığına uğramıştım. Belkide uyuyordu. O yüzden görmemiş olabilirdi. Tekrar elli sayfa okumaya dair şartlanıp odakladım. Bazen dikkatim dağılsada odaklanmış ve tekrar elli sayfayı okumayı başarmıştım. Ama mesajın geldiği falan yoktu.

MUHTAÇ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin