-Bu bölüm hakkında lütfen bana düşündüğünüzü yazın. Arda hakkında bir şeyler öğrenmek istediğinizi biliyorum. Göğün altındaki iliğe düğme yani yirmi yedinci bölümde de onun geçmişinden bir şeyler yazdım. Sizlere birkaç ip ucu koyuyorum ki ileriki bölümlerde bütün düğümleri çözebilin. -
Mutluluk ateşle yanmış ve çoğalmıştı. Gülümsemeler yere düştüğünde mutluluk kül olup uçmuştu. Elle tutulur hayal kırıklığı kalmıştı o kahverengi gözlere. Heyebetli bedeni geçmişten darbe almıştı. Zehirli sarmaşıklara karşı büyük bir çınar ağacı gibi dimdik şekilde dursa da zehir kökleri sarmış, gözlerine ulaşmıştı. İki gün önce huzurun gözlerinden yayılıp bütün doğayı şenlenirdiğini gören ben şimdi ondan gelen hüzünle bir kuşun kanat çırpıp gidişi bile hüzünlü hale getirmişti. Huzurlsuzluğu, mutluzluğu kuşun kanadına kadar ulaşmışken bedeni, ruhuyla birlikte sessizliğe gömülmüştü.
Geçmiş karşısında canlı, kanlı dururken heyecanı, özlemi, mutluluğa karşıp gitmişti. Sevinci artık yerdeydi. Geçmiş fırtınayı sessizliğe gömerek gelmişti buraya. Çatılan kaşları, sıktığı çenesi lal olmuş diline kelimeler ulaştığında elinden alınan her şeye karşılık burayı ya ateşe verecek ya da sular altında bırakacağını gösteriyordu.
"Uzun zaman oldu kardeşim. Neden böyle suskun duruyorsun. Yoksa iyi değil misin? " Fatma babannenin ve benim Ardayla bakışlarımdan oluşan konuşmadan sonra içeri girmiştik. Ardanın abisine olan benzerliğini onun karşısında oturduğumda daha rahat seçiyordum. Arda sinirle kafasını iki yana eğip susukunluğunu korudu. Ela gözler beni bulduğunda gülererk konuştu.
"Ardanın bugün konuşacağı yok gibi. En iyisi biz tanışalım. Ben Akın, sen de? "Eğilip bana elini uzattığında tedirğin olmuştum.
"Derin. "Büyük eli elimi nazikçe kavradığında benim gibi soğuktu elleri. Nedense sıcak olmasını beklemiştim. Gözleri gözlerime dik dik baktığında Arda elimi hızla çekti. Akın gülerek geri yaslandığında bizim aksimize oldukça rahat görünüyordu.
"Ne oldu da geldin buraya? "Ardanın sesi ölümcül soğuklukla çıkarken kıpırdandım. Fatma babanne temkinli şekilde onlara bakarken yüreği ağzındaydı.
"Neden gelemez miyim ben buraya? Burası benimde evim. Hem bak uzun bir zaman sonra seninle tekrar karşılaştık. En son Kaanların barında mı karşılaşmıştık? "Hızla uzun uzun cümlelerini sıralarken kaşları hafifçe çatılmıştı. Parmaklarını şıklatıp kafasını bir şey hatırlamak istercesine sallarken konuşmadan önce birkez daha ellerini şıklattı.
"Heh tamam hatırladım. Bir yıl önce barda karşılaşmıştık. Yanlış hatırlamıyorsam kaşımı patlatmıştın." Olumsuz anlamda kafasını iki yana sallerken tekrar konuştu.
"Yanlış hatırlıyor olamam. Tam üç dikiş atmışlardı. "Bana baktı sonra tekrar Arda'ya .
"Bu gün bu güzelliğin hatrına bir yerimi patlatmazsın artık? "Samimiyetten uzak gülümsemeyle bakarken Arda sinirle anlını kaşıdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUHTAÇ (TAMAMLANDI)
RomanceVar olmak sahip olduğum en büyük acıydı. Doğmak kaderim, sevgisizilik ise gerçeğimdi. Bana gerçeğimi anlatan, hüzünlü masalları dinlerken kuvvetli bir rüzgar esti. Rüzgar yeni bir masalı sıcak elleri ve güzel kahverengi gözleri getirdi bana. Karş...