*Bölümle ilgili düşüncelerinizi merak ediyorum. Kafanızı kurcalayan sorular var mı?
Geçmiş bütün iyi ve kötüsüyle sana ait olandır.
Geçmiş sensindir.
Kaçmaya çalıştığın bütün ağırlıklar bir gün gelip seni bulacaktır. Onlarla yüzleşmeye başladığında kaçtığın o yanınla barışa ulaşırsın. Artık bilirsin ki o da sana aittir ve sen her şeyinle güzel olansındır. Hiç kimse kusursuz değildir.
Sen de öyle.
Savaşların en zoru kendinle olandır. Kendini affettiğinde, en büyük zafer sana ait olan olacaktır.
Benim en büyük zafeim Ayça ve Ümit'i affettiğimde olacaktı.
Bunun ne zaman olacağı ise meçhuldü.
Hızla yüzüme kapanan telefondan sonra Akınla aramızda kısa bir süre sessizlik geçti.
"En iyisi ben gideyim. Bir tane daha kavganın ortasında kalmanı istemem."Ayağa kalkıp kabanının önünü ilikleyip konuşmaya devam etti.
"Arda'nın sıkı bir sağ kroşesi vardır." Sesi alaylıyken az önce benimle konuşan o değilmiş gibi davranıyordu.
"O zaman görüşmek üzere." Dedi ama gitmesine izin vermeden hızla konuştum.
"Sevgizlikle sınanan bir tek Arda değil. Sen de öylesin." Kendimden emin çıkan sesim onu duraklattı. Hafifçe masaya eğildi.
"Annem de babam da beni sever." Söylediklerinden kendin bile emin değildi. Sesi bana bunu fısıldıyordu.
"Belliki bu yeterli değil." Toparlanıp yukardan bana baktı.
"Belliki burada yanılan tek bir kişi var." Alçak çıkan sesi tüyler üpeticiydi.
" O da sensin." Arkasını döndü ve tam gidecekken tekrar konuştum.
"Belki de bu sevgizilikle sınan yanın anne baba sevgisi değildir." Söylediklerim tekrar dönüp bana bakmasına neden oldu.
"Yapılan haksızlıklar böyle hissetmene neden oluyordur." Uzunca bana baktı ve hızla kafeden çıktı. Gözden kaybolduğunda kısa süre sonra tanıdık araba kafenin önünde durduğunda bardağın altına bir miktar parayı bırakıp dışarı çıktım.
Ardayla tam kapıda karşılaştığımızda telaşlı gözleri ilk bana daha sonra ardıma baktı.
"Gitti." Dedim sessizce. Gözleri yüzümü telaşla incelerken sessizce bana baktı.
"Derin ben..." Ne diyeceğini merak etsemde bir şey demesine izin vermeden sıkıca sarıldım ona. Bir anlık kolları beni sarmasada afallaması geçtikten sonra sıkıca sarıldı.
"Ne anlattı sana küçük?" Sessi kulağımın dibinde çıkarken sıcak çıkan nefesi beni gıdıklandırıyordu. Bedenimi ondan çekip yüzüne baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUHTAÇ (TAMAMLANDI)
Roman d'amourVar olmak sahip olduğum en büyük acıydı. Doğmak kaderim, sevgisizilik ise gerçeğimdi. Bana gerçeğimi anlatan, hüzünlü masalları dinlerken kuvvetli bir rüzgar esti. Rüzgar yeni bir masalı sıcak elleri ve güzel kahverengi gözleri getirdi bana. Karş...