Bölüm 71: Anahtar ve -5. kattaki kapı

113 11 23
                                    

Türkiye: Bir dakika...

  Türkiye cebinden Japonya'nın verdiği anahtarı çıkardı ve kapının yanına doğru tuttu.

Türkiye: Desenler birbirlerini tamamlıyor.

Azerbaycan: A! Sen bu anahtarı nereden buldun?

Türkiye: Japonya vermişti. Yeni taşınacağımız evin anahtarıymış.

Azerbaycan: Yeni bir yere mi gideceğiz?

Türkiye: Evet.

  Azerbaycan küçük bir çocuk edasıyla;

Azerbaycan: Ama Çin var. Buraya geldiğimiz gün bahçeye çıkmak istemiştim, Çin dışarı çıkmama izin vermemişti.

  Türkiye, Azerbaycan'a gülümsedi.

Türkiye: Bunu yapması hiç doğru değil. Ancak sen endişelenme kardeşim, buradan kurtulmanın bir yolu var.

Azerbaycan: Peki abla.

  Türkiye gümüş anahtarı, kapının kilidinden içeri soktu ve çevirdi. Ağır, gümüş kapı yavaş yavaş açıldı ve yeraltındaki tünellere benzeyen bir koidor göründü. Bu koridor da evin diğer bölümleri gibi çok karanlıktı.

Azerbaycan: Girecek miyiz?

  Türkiye ve Azerbaycan birbirlerine baktılar.

Türkiye & Azerbaycan: Girip bakmaktan bir zarar gelmez!

  Türkiye ve Azerbaycan merakla içeri girdiler. İçerisi, dar, nemli ve karanlıktı. Çok eski ve dayanıksız bir koridor olduğu her yanından belliydi. Koridorun zemini bile tarih öncesi çağlardan kalmış gibi pürüzlüydü.

Türkiye: Hiç ışık kaynağı yok mu acaba?

Azerbaycan: Abla olsa bile nasıl bulacaksın? Her yer karanlık, önümüzü bile çok zor görüyoruz!

Türkiye: Haklısın. Belki de buranın bir çıkışı vardır?

Azerbaycan: Çıkış mı? Zaten buraya geldiğimiz yer "çıkış" değil miydi?

Türkiye: Evet. Ama onun dışında bir çıkış var mı merak ettim.

Azerbaycan: Hmmm... Anladım.

  Türkiye ve Azerbaycan dar koridorda ilerlemeye devam ediyorlardı. Zemin çok pürüzlüydü ve onları rahatsız ediyordu. Azerbaycan durdu. Ayaklarını ovuşturmaya başladı.

Azerbaycan: Abla, ayaklarım çok acıyor!

  Türkiye, kardeşinin bu masum hâline gülümsedi. Öylece cevap bekleyen kardeşini tutup kaldırdı ve ovuşturduğu ayaklarına baktı. Kardeşinin ayakları pürüzlü ve bir o kadar da sert zeminde yaralanmıştı. Kardeşine bunu belli eymemeye çalışarak;

Türkiye: Şimdilik yürüme, olur mu?

Azerbaycan: Tamam.

  Azerbaycan, ablasının bu şekilde konuşmasından ayaklarının yaralandığını anlamıştı. Türkiye, Azerbaycan'ı kucağına aldı ve yürümeye devam ettiler. Yol ilerledikçe zemin yavaş yavaş düzleşmeye başlıyordu. Duvarlar düz bir hâl alıyor, uzaklardan bir ışık yavaş yavaş kendini belli etmeye başlamıştı. Türkiye ve Azerbaycan artık geldikleri yerden çok uzaklaşmışlardı. Geri dönmeleri çok zordu. Ancak ileriye gidebilir ve daha güvenli bir çıkışa ulaşabilirlerdi. İlerlemeye devam ederken Türkiye duvardan led ışıklarla yazılmış bir yazı gördü.

-6. KAT

Türkiye: Azerbaycan, kardeşim şuna bak!

  Azerbaycan, ablasının gösterdiği yöne baktı. Işıklı led ışıklarla yazılmış tabelayı farketti.

Azerbaycan: Abla, yoksa burası evin -6. katı mı?

Türkiye: Ben de bilmiyorum kardeşim. Evin alt katlarına açılan bir kapının anahtarının Japonya'da ne işi var?

Azerbaycan: Sana kendi evinin anahtarı olduğunu söylemiş.

Türkiye: Evet. Ama... Yoksa... Bu ev Japonya'nın mı?

Azerbaycan: Japonya ağabeye soralım.

  Türkiye heyecanla ayağa kalktı.

Türkiye: Haklısın. Hem belki de burada bir çıkış da vardır?

👀👀👀👀👀👀👀

Çin: Neredeler?

Japonya: Bilmiyorum.

Çin: Elbet biliyorsundur.

Japonya: Gerçekten bilmiyorum.

Çin: Biliyorsun. Senin yanındaydılar.

Japonya: Evet, ama daha sonra gittiler. Anlamıyor musun?!

Çin: Anlıyorum. Hem de çok iyi anlıyorum.

Japonya: Yanlış anlama da (!)

Çin: Nereye gittiler?

Japonya: Kaç kere söyleyeceğim: BİLMİYORUM!

Çin: Peki. Belki daha sonra söylemek istersin?

Japonya: Ne?

  Çin cevap vermeden odadan çıktı ve demir kapıyı sertçe kapattı. Kapının sesi, kapandıktan sonra bile bir süre yankılanmaya devam etti. Japonya büyük, depoya benzer odada tek başına kalmıştı. Bağlı olduğu sandalyeden ne kadar kurtulmaya çalışsa da bunun hiçbir faydası yoktu. Karanlık, soğuk ve sessiz odada öylece kalakalmıştı.



























Countryhumans 2020 ^~^ {2021}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin