Japonya başında çok şiddetli bir ağırı hissediyordu. Gözlerini açmak için biraz çabaladı ve sonunda tek gözünü açabildi. Açmayı başardığı gözünden içeri parlak, beyaz bir ışık girdi. Işık onu rahatsız ediyordu ama sönmüyordu da. Japonya sonunda iki gözünü birden açmayı başardı ve o şiddetli beyaz ışığa baktı. Ama bakarbakmaz gözlerini kapadı. Sonra nazik ve ince bir ses Japonya'ya seslendi.
(Ses): Japonya?
Japonya: Diğer dünyaya gittiğinden bu sefer eminim. Çünkü Türkiye'nin seslerini duyuyorum ve bu sesler çok derinden. Ayrıca şu an başımdaki ağrıyı da hissetmiyorum. Beyaz ışık, Türkiye... Tamam, o zaman diğer dünyaya mutlu gidiyorum demek bu. Ama keşke ölmeden önce Türkiye'ye onu sevdiğimi söyleyebilseydim. Şu an içimde çok kötü bir his var. İçimden Türkiye'yi bulup "Seni seviyorum, Türkiye ¡" demek geliyor. Şu beyaz ışık gerçekten çok parlak.
Japonya: Işık çok parlak¡ Ahh¡ Bu gerçekten parlak¡
Türkiye: Kapatmamı ister misin?
Japonya: Dur... ne?
Japonya gözlerini açtı. Hastane odasındaydı ve yanında Türkiye vardı. Başında sargı vardı. Ayrıca beyaz ışığın kaynağı da yatağın üstünde bulunan floresan lambasıydı.
Japonya: Beni duydun mu?
Türkiye: Ahh...evet?
Japonya telaşlandı.
Japonya: Ne kadarını duydun peki?
Türkiye: Birkaç cümleni.
Japonya: Yani birkaç cümle ni derken hangi cümleler onlar?
Türkiye: Hmmm...Işığın parlak olduğunu söylediğin cümleler.
Japonya: Türkiye, hangi cümleleri kurduğumu söyler misin?
Türkiye: Japonya hatırlamıyorum¡ Tamam, ne var ki bunda?
Japonya: " Seni seviyorum." cümlemi duydun mu, duymadın mı?
Türkiye: Ben öyle bir cümle duymadım, Japonya.
Japonya derin bir nefes aldı.
Türkiye: Bir dakika¡ Sen kimi seviyorsun?
Japonya donakaldı, kıpkırmızı oldu.
Japonya: N-ne? H-hey? Yani... sevdiğim kişiye işte.
Türkiye: Sevdiğin kişi mi?
Japonya: E-evet.
Türkiye: Ah, peki... Şu içer misin?
Japonya: Olur.
Türkiye ayağa kalktı ve Japonya'nın yanına gelip yatağın yanındaki sehpanın üzerindeki surarahiden bardağa şu doldurdu. Japonya dikkatle onu izliyordu.
Japonya: Ne yapıyorum ben?¡ Onun o melek gibi ve neşeli yüzünü soldurdum¡ Ah, ne diyecektim peki? Geçip karşısına "Seni seviyorum, Türkiye¡" mi diyeceğim? Hayır, hayır şu an bunun sırası değil.
Türkiye: Japonya... Japonya...
Japonya irkildi.
Japonya: Hı?
Türkiye: Şu istemiştin. İşte suyun.
Japonya: Ah, teşekkür ederim.
Japonya su dolu bardağı Türkiye'den alırken yanlışlıkla eli Türkiye'nin eline deydi ve Japonya istemsizce gülümsedi.
Japonya: Ah¡ Bu hayatımın en güzel günü olmalı. Yok, hayır. Daha Türkiye'ye onu sevdiğimi itraf edeceğim gün var.
Japonya su bayrağını aldı ve suyunu içerken gözlerini Türkiye'ye kilitledi. Türkiye, Japonya'nın bu şekilde kendine bakmasından rahatsız olmuştu.
Türkiye: Japonya, bir sorun mu var?
Japonya: Hayır.
Türkiye: Oh, peki.
Türkiye yatağın yanındaki koltuğa oturdu. Japonya hâlâ ona bakıyordu. Türkiye ise Japonya'nın ne yapmaya çalıştığını anlamıyordu ama bu pek hoşuna gitmemişti.
Türkiye: Japonya... ah...ummm...Ben...
Japonya: Türkiye gerçekten çok masum. Onu kırmak istemiyorum. Ama sanırım bana biraz kırıldı. Benim yeni bir konu açmam gerekiyor.
Japonya: Türkiye, sen buraya nasıl geldin?
Türkiye: Nasıl gelmiş olabilirim?
Japonya: Onu sormuyorum. Yani senin buraya gelmene nasıl izin verdiler?
Türkiye: İzin vermediler ki¡
Japonya duraksadı ve şaşkınlığından dolayı biraz yüksek bir sesle devam etti.
Japonya: Nasıl yani?¡ Buraya doktorundan izin almadan mı geldin?¡
Türkiye, Japonya'yı susturdu.
Türkiye: Şşşşt¡ Buraya doktorumdan ve diğer ülkelerden habersiz geldim.
Japonya: Niçin?
Türkiye: Başın kanamıştı. Durumunu merak ettiğim için geldim.
Japonya: Duydun mu Japonya? "Durumunu merak ettiğim için geldim." dedi. Ah, bu kız çok tatlı.
Japonya: Ah, öyle mi? Teşekkür ederim.
Türkiye: Sen kötü bir rüya gördün sanırım.
Japonya: Evet. Rüyamda annemi kaybettiğim anı gördüm. Ah, bu gerçekten korkunçtu¡
Japonya: Annemi hatırlamak gerçekten üzdü.
Türkiye: Oh, üzgünüm.
Japonya: Sen niçin üzgünsün?
Türkiye: Sana bu acı verici olayı hatırlattığım için.
Japonya: Hayır, bu önemli değil.
İkisi de sessizleşti.
Japonya: " Seni seviyorum." cümlesini ona kurmuştum.
Türkiye, hızla Japonya'ya döndü.
Türkiye: Ah¡
Japonya: Türkiye'nin o melek gibi yüzü tekrar neşesini kavuştu. Bu kızı hiç üzmek istemiyorum. Türkiye'nin mutlu olması bana yeter. Onu gerçekten seviyorum ve onun hep gülmesini istiyorum. Aynı bu şekilde¡
EVET. BU BÖLÜM BU KADARDI. BAKALIM İLERİDE NE OLACAK? AKLIMDA BİRKAÇ FİKİR VAR ASLINDA...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Countryhumans 2020 ^~^ {2021}
AventureRusya: Ne yapabiliriz? Azerbaycan: Şehri terk edebiliriz¡ □■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■ Rusya: Gördün mü, Çin? Türkiye bizi affetmedi. E, haklı da tabi. Ben olsam, kendimi affetmezdim. Hem seni de affetmezdim. Seni hiç affetmezdim¡ Türkiye'yi de...