78. Bölüm: Bir Avuç Umut

79 9 18
                                    

BU BÖLÜMDE

SADAKO,

MİEKO,

VE

KAĞITTAN SON TURNA KUŞU

ADLI KİTAPLAR BANA İLHAM KAYNAĞI OLDU.

🌄🌅🌇🌄🌅🌇🌄🌅🌇

Japonya: Ya-yangın!

Türkiye: Kardeşim buradan inmemiştir, değil mi?

_Türkiye yanan kabine hayretle bakarken sadece bir tutam avundurucu söz bekliyordu. Kardeşinin o kabinin içinde olduğuna ve onu kaybettiğine inanmak istemiyordu.

Japonya'nın Gözünden

Bunu hiç beklemiyordum. Hatta Doğu Türkistan'ın ve Tayvan'ın alt katta olmasının iyi olduğunu düşünüyordum. Ne güzel, giderken onları da yanımıza alabilirdik. Ancak bu yanan kabin... Kağıttan bin turnanın yanması kadar üzdü beni.

Kendime bir söz vermiştim; ne olursa olsun, sonunu görene kadar umudumu kaybetmeyeceğime dair. Umutlu olmalıyım. Belki Doğu Türkistan ve Tayvan bu a sansörden inmedi. Ya da asansör düşerken içinde değillerdi. Ya da... son ihtimâl tamamen ümitsizce. Bunlara inanmak istemiyorum.

Türkiye için dünya durmuş gibi. Şu anda ne gördüğünü, ne yaşadığını anlayamıyor. Kardeşini kaybetme acısını anlayamam, çünkü hiç kardeşim olmadı. Fakat ailemden birini, çok sevdiğin birini kaybetmenin ne olduğunu çok iyi bilirim. Annem öldükten 1 gün sonra yaşayıp, yaşamadığımı bilmiyordum. Kendimi apayrı bir dünyada gibi hissediyordum. Bütün varlığım, sanki bana ait değildi.

Türkiye'nin 9 kardeşi var. Gerçekten çok kalabalık bir aileler. Keşke küçükken benim de bir kardeşim olsaydı. Belki o zaman kendimi yanlız hissetmezdim.

Biraz daha uzaktan bizi seyreden Azerbaycan'a bakıyorum. Yanımıza gelip, gelmeme konusunda kararsız görünüyor. Elinde ona yaptığım turna var. Turnayı korumak istercesine iki avcunun arasına almış. Şaşkın gözlerle ablasına bakıyor ve olayı anlamaya çalışıyor.

"Azerbaycan!"

Büyük kahverengi gözlerini benim üzerime çeviriyor. Masum bir duyguyla;

"Japonya ağabey, ablam niçin o kadar üzüldü?"

Ne diyeceğimi bilemiyorum.

"Ablan... Endişelenme..."

Bir cümle bile olamayan kelimelerim onu rahatlatmış gibi durmuyor. Şüpheli bir ses tonuyla;

"O hâlde ablama da söyle, üzülmesin."

Ona bütün içtenliğimle gülümseyerek cevap veriyorum;

"Haklısın. Sonunu bilmediğimiz olaylara bu kadar üzülürsek yaşamımızda mutlu olamayız."

Azerbaycan sevinçle elindeki turnayı gösteriyor;

"Evet! Turna kuşu!"

Gülümsüyorum. Daha sonra yanımda aklından birçok soru geçen ama hiçbirini cevaplayamayan Türkiye'ye dönüyorum. Sakin bir ses tonuyla;

"Türkiye..."

Türkiye beni duymuyor. Tamamen yanan kabine odaklanmış. Sesimi biraz daha yükselterek tekrar sesleniyorum.

"Türkiye."

Türkiye'nin yangına kilitlenen gözleri, ateşin titremesi gibi titriyor. Gözlerine dolan gözyaşlarını tutmaya çalışıyor.

Countryhumans 2020 ^~^ {2021}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin