Türkiye telefonunu cebine soktu ve içinden düşündü.
Ah... Güney Kore, Kuzey Kore'ye biraz fazla baskı yapıyor. Bence Kuzey Kore o kadar da kötü niyetli biri değil. Of. Bunu düşünmeyeceğim.
Türkiye'yi bu düşüncelerden uyandıran yine ben oldum. Arkadan sessizce ona yaklaştım.
Ben: Türkiye!
Türkiye: Hey?
Ben: Benim, ben. Nasılsın?
Türkiye: İyiyim. Arkadan gelme bir daha¡
Ben: Peki, gelmem. Nasıl isterseniz... Sen ne yapıyorsun burada?
Türkiye: Alışveriş yapacağım.
Ben: Rusya bir alışveriş siparişi vermiş.
Türkiye duraksadı: Oh, ne? Bundan haberim yoktu.
Ben: Olsun. Sen de Azerbaycan'ın çikolatasını alırsın.
Türkiye: Azerbaycan senden çikolata mı istedi? Ihhh... Ona akşama çikolata alacağımı söylemiştim.
Ben: Çikoltayı benden değil, ama Rusya'dan istedi.
Türkiye: Ah, Azerbaycan¡ Gel, ona çikolata alalım.
Ben: Tabiki abla...
Türkiye ile marketin içine girdik. Türkiye çocuk atıştırmalıkları bölümüne doğru hızlı adımlarla ilerlerken ben de arkasında ona yetişmeye çalışıyordum.
Ben: Az önce kimin yaşındaydım, biliyor musun? Kuzey- Güney Kore kardeşlerin ve büyük kız kardeşin Doğu Türkistan'ın yanındaydım.
Türkiye durdu. Arkasını dònüp bana baktı.
Türkiye: Kore kardeşlerin ve büyük kız kardeşim Doğu Türkistan'ın mı yanındaydın?
Onun bu tuhaf sorusu karşısında ne diyeceğimi bilemedim.
Ben: Evet... Onlara ne olduğunu biliyor musun?
Türkiye çok derinden gelen sessiz bir ses tonuyla bana cevap verdi.
Türkiye: Sis şehre iniyor...
Ben: Ne?¡
Türkiye üzgün gözleriyle bana baktı ve biraz toparlanıp yürümeye başladı.
Türkiye: Pakistan'a ve Doğu Türkistan'a dondurma alalım. Azerbaycan da dondurmayı çok sever.
Anlamamıştım. Türkiye niçin bir anda böyle üzülmüştü?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Countryhumans 2020 ^~^ {2021}
AdventureRusya: Ne yapabiliriz? Azerbaycan: Şehri terk edebiliriz¡ □■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■ Rusya: Gördün mü, Çin? Türkiye bizi affetmedi. E, haklı da tabi. Ben olsam, kendimi affetmezdim. Hem seni de affetmezdim. Seni hiç affetmezdim¡ Türkiye'yi de...