Bu sırada Japonya, Çin'in evinin önlerine geldiklerini farketti.
Azerbaycan: Aaa! Parka gelmemişiz!
Japonya yutkundu. Birazdan olacakları tahmin edebiliyordu. Bunu bir şekilde engellemeliydi. Ama o an aklına bir fikir gelmedi. Sadece oturup olanları seyretti.
Türkiye: Çin!
Türkiye sinirle arabadan indi ve sanki patlayacakmış gibi hızlı adımlarla Çin'in evine doğru yürümeye başladı.
Azerbaycan: Ablam niçin bu kadar sinirli, Japonya ağabey?
Japonya: Bir duruma kızdı.
Azerbaycan: Tamam da neye?!
Japonya dalgındı. Azerbaycan'a cevap vermedi. Sedeca olacakları nasıl engelleyebileceğini düşünüyordu. Eğer engelleyemezse, bunun sonuçları çok kötü olacaktı.
Türkiye: Çin! Neredesin?!
Çin kapıyı açarken bir yandan da söyleniyordu. Bu saatte, burada, dışarıda ona nefretle seslenen kişi kim olabilirdi?
Çin: Tamam, anladık! Bu kadar bağırmaya ne ge-
Çin karşısında uzun kırmızı elbiseler içinde, uzun düz saçlı, uzun boylu, güzel ülkeyi görünce şaşırdı. Onu, burada görmeyi hiç beklemiyordu.
Çin: Türkiye?
Türkiye yanıt vermedi. Sadece alev çıkan gözleriyle Çin'e bakıyordu.
Çin: Buraya niçin geldin?
Türkiye: Sen, Doğu Türkistan'a bir daha zarar vermeyeceğine dair söz vermiştin!
Türkiye, Çin'i tuttuğu gibi duvara yasladı. Çin ne olduğunu anlamamıştı.
Çin: Ben Doğu Türkistan'a dokunmadım bile!
Türkiye: Bugün?
Çin bir an duraksadı. Bugünü hatırlamaya çalışıyordu. Acaba Doğu Türkistan'a zarar vermiş miydi?
Çin: Bugün... hayır...
Türkiye: Peki biz Doğu Türkistan'ı oradan uzaklaştırmasaydık?
Çin yine durdu. Bu sefer cevap vermedi. Öylece Türkiye'ye bakıyordu. Türkiye de cevap bekler bir ifadeyle ona bakıyordu. Yutkundu. Duygusuz bir şekilde bakmaya devam ederken ciddi ve sakin bir ses tonuyla;
Çin: Tayvan'ı oraya getiren de sendin...
Türkiye: Soğuktan ölmek üzere olan birini öylece dışarıda bırakamazdım!
Çin: Senin derdin ne?!
Türkiye, Çin'i sertçe duvara itti ve en ciddi ifadesiyle;
Türkiye: Doğu Türkistan'ın peşini bırakacaksın! Bir daha seni, onun yakınında görmek istemiyorum!
Türkiye bunu dedikten sonra Çin'i orada bırakıp hızla arkasını döndü. Çin hâlâ ne olduğunu anlayamamışken Türkiye; her adımda hızıyla beraber nefreti de artan duygular içinde arabaya doğru ilerlemeye başladı.
Japonya bu olayın çok kötü sonuçları olacağını düşünmekten kendini alamıyordu. Evet... Çok kötü olaylar olacak, belki de savaş çıkacaktı? Ya da... Çin bir daha onların yanına yaklaşmayacak ve bunların hiçbiri olmayacaktı?
Japonya bunları düşünürken Türkiye hızla arabanın kapısını açtı ve arabaya bindi. O anda Japonya'nın tüm düşünceleri dağıldı.
Türkiye: Burada daha fazla beklememizin bir anlamı yok. Gidelim.
Japonya o anda sinirli olduğu için Türkiye'ya ne bir soru sordu, ne de olay hakkında bir yorum yaptı. Sadece Türkiye'nin dediği gibi arabayı tekrar çalıştırdı ve oradan ayrıldılar.
Yüksek tepeden aşağıya inerken arabanın içindeki bu gergin ve sessiz ortama, ayrıca az önce olanlara bir anlam verememiş olan Azerbaycan;
Azerbaycan: Bana hediye almaya gidelim mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Countryhumans 2020 ^~^ {2021}
AdventureRusya: Ne yapabiliriz? Azerbaycan: Şehri terk edebiliriz¡ □■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■ Rusya: Gördün mü, Çin? Türkiye bizi affetmedi. E, haklı da tabi. Ben olsam, kendimi affetmezdim. Hem seni de affetmezdim. Seni hiç affetmezdim¡ Türkiye'yi de...