Bölüm 85

114 12 6
                                        

Türkiye: O günden sonra dedemin durumu daha da fazla kötüleşti.

Türkiye olgun kalmaya çalışarak konuşmaya devam etti. Dedesinin onun hayatında önemli bir yeri vardı ve şimdi ise dedesinin yerinde büyük bir boşluk hissediyordu.

🔎🔍🔎🔍🔎🔍🔎🔍🔎🔍🔍

Halam, dedemi çadıra götürdüğü zaman atımın bakımı ile ilgileniyordum. Babam, annem ve çevredekilerden bazıları da yardıma gitti. Ben ise  uzaktan olan biteni seyrediyor ve anlamaya çalışıyordum. Küçükken dedemi masallardaki devler ve kurtarıcı kahramanlar arasında bir karakter sanırdım. Bu nedenle de dedemi o şekilde görmek tuhaf geldi.

Çadırın önündeki insanlar kalabalıklaşmaya başlarken, benim tek düşündüğüm dedemin hemen iyileşip kalabalığı nasıl dağıtacağıydı. "Hayvanları otlattınız mı?", "Sizin işiniz-gücünüz yok mu? Haydi, herkes işinin başına! Yoksa bu kış yine zor duruma düşeceğiz.",  "Yarın yola çıkıyoruz. Siz hâlâ ne diye oyalanıyorsunuz?!" ya da benzerlerini diyebilirdi. Dedem böyle biriydi. Obanın sorumluluğu ondaydı ve biraz da fazla gurur yaptığı için yardıma ihtiyacı olsa bile bunu kimseye söylemezdi.

Çadırın önündeki kalabalık akşama kadar dağılmadı. Akşam olduğunda ise halam ve babam sorun olmadığını söylediler ve yardıma geldikleri için teşekkür ettiler. İnsanlar eve gidip dinlenmelerini, çünkü 3 gün sonra yola çıkacağımızı söylüyorlar. Kalabalık yavaş yavaş dağalıyor. Ben ise yine atımın yanında, uzaktan olan biteni seyrediyorum.

Kalabalığın dağılmasını ve çevrenin sakinleşmesini bekledim. Herkesin işinin evine, işine döndüğünde emin olunca yavaşça ayağa kalktım ve saman içinde kalmış elbiselerimi sirkeledim. Sonra da artık güçlenmeye başlayan atıma baktım. Dedem yine haklı çıkmıştı. Bir gün o at büyüyecek ve ben ona binecektim.

Osmanlı: Kırım, sen Türkiye'yi gördün mü?

Çadır girişindeki halam dalgın düşüncelerinden sıyrılıp cevap verdi.

Kırım: Onu en son bu sabah gördüm. Aatı ile ilgilenmeye gidecekti.

Osmanlı: Onu yanlız bırakmayın. Tekrar kaybolmasın. Ben de ilgilenmeye çalışacağım.

Kırım: Tamam.

Babam çadırdan çıktı ve obadaki bütün atların olduğu yere doğru ilerlemeye başladı. Bense o sırada çadıra yeni ulaşmıştım. Çadırın önüne geldiğimde halam Kırım önce şaşkınlıkla bana baktı. Evet, şimdi çıkıp gelmemi beklemiyordu. Ayrıca içeri girip dedemi o hâlde görmemi de istemiyordu.

Kırım: Anadolu? Sen atın ile ilgilenmeye gitmemiş miydin?

Türkiye (Anadolu): Gittim.

Kırım: Hmmm... Biz senin hâlâ atının yanında olduğunu düşünüyorduk.

Türkiye (Anadolu): ...

Kırım: Baban seni aramaya gitmişti. Tekrar kaybolmanı istemiyor.

Türkiye (Anadolu): ...

Kırım: Obadan fazla uzaklaşma. Yine başına bir iş gelir.

Türkiye (Anadolu): ...

Kırım: Haydi, babana haber ver. Geri dönsün.

Türkiye (Anadolu): ...

Hiç konuşmadan yavaş ve isteksiz adımlarla yürümeye başladım. Ayaklarımı ileriye doğru atıyordum ama sanki bir el onları tutup geriye çekiyordu. Dedemi görmek istiyordum. Dedemin durumunu merak ediyordum. Ama bunun için biraz daha sabretmeliydim. Babama haber vermek için çadırdan çok uzaktaki atımın yanına doğru yürümeye başladım.

Countryhumans 2020 ^~^ {2021}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin