Bölüm 74: Çin'in Evine Veda 1

86 12 14
                                    

_Azerbaycan'ın gözleri yavaş yavaş kapanıyordu. Türkiye kardeşinin başını düzeltti. Dikkatli bir şekilde -6. kat yazısının yanından geçti. Ne ile karşılaşacağını bilemediği için olabildiğince sessiz olmaya çalışıyordu. Karanlık, dayanıksız merdivenlerden dikkatle aşağı inmeye başladı. Merdivenler aşağı doğru uzadıkça karanlık kendini göstermeye başlıyordu. Türkiye karanlık arttıkça merdivenlere daha dikkatli basmaya çalışıyordu. Ancak karanlık gittikçe kendini belli etmeye başladığında bir an merdiveni tam olarak hissedemedi ve ayağı takılarak bir sonraki düz alana kadar yuvarlandı.

❕❗❕❗❕❗❕❗❕❗

_Omzunda, daha önceden alçıya alınmış kolunun ağrısını şiddetli bir şekilde hissedebiliyordu. Zar zor göz kapaklarını araladı ve ilk gördüğü gözleri faltaşı gibi açılmış, tuhaf tuhaf ona bakan Azerbaycan oldu. Azerbaycan'ı bu hâlde görünce hızlıca doğrulmaya çalıştı. Fakat merdivenden yuvarlandıktan sonra her tarafı ağrıdığı için bunu ayapamıyordu.

Türkiye: Kardeşim, ne oldu? Niçin öyle bakıyorsun?

_ Azerbaycan gözlerini ovuştururken, yine o tatlı sesiyle;

Azerbaycan: Her yer çok karanlık! Çikolata, karanlığın bir bitter çikolataya benzediğini söyler.

_ Türkiye, Azerbaycan'ın bu sözlerine güldü. Çikolata bir oyuncaktı. Konuşamazdı. Konuşsa bile bunları söyleyemezdi.

Türkiye: Çikolata niçin öyle diyor?

Azerbaycan: Çünkü karanlıkta ne olacağı belli olmaz. Karanlık iyiliği de, kötülüğü de örter.

_ Türkiye yavaşça ayağa kalkarken;

Türkiye: Bu yorumları yapmak için biraz fazla küçük değil misin Azerbaycan?

Azerbaycan: Hayır. Ben büyüdüm. Hem ileride bana "ağabey" diyenler olacak!

_ Türkiye gülümseyerek Azerbaycan'ın saçlarını okşadı. Kardeşi çok sevimli bir şekilde ona gülümsüyordu.

Azerbaycan: Haydi! Gidelim!

Türkiye: Nasıl gideceğiz? Her yer karan-

_Azerbaycan, koşarak aşağı iniyordu. Türkiye onun ilerlediği tarafa doğru baktı. Küçük bir lamba alt katı aydınlatıyordu. Lambanın tam arkasında bir yazı vardı: -7. kat

7. Kat

_ Türkiye önündeki son basamağa da dikkatli bir şekilde bastı ve biraz zorlanarak yürümeye başladı. Şükürler olsun ki Türkiye'nin ayağının takıldığı basamak zemine çok yakındaydı. Bu nedenle de ağır yaralanmamışlardı. Türkiye yavaş yavaş, yürümeye çalışarak kardeşi Azerbaycan'ın yanına geldi. Nefes almaya çalışarak;

Türkiye: Azerb-

Azerbaycan: Haydi gidelim!

  Azerbaycan -7. kat tabelasının gösterdiği yöne doğru koşmaya başladı. Türkiye de onun arkasından yavaş yavaş ilerliyordu. Artan karanlığın içinde kaybolmaya başlayan Azerbaycan'a seslendi.

Türkiye: Azerbaycan beni bekle! Koşturma, düşeceksin! Azerbaycan!

  Azerbaycan koşmaya devam ederken ablasının uyarılarının pek de umrunda olmadığı anlaşılan bir ses tonuyla;

Azerbaycan : Abla ben dikkatliyim. Düşmem!

_O sırada Azerbaycan'ın gitti yönden şiddetli bir gürültü duyuldu.

Türkiye: Azerbaycan!

_Türkiye panikle Azerbaycan'ın gittiği yöne doğru koşmaya başladı. Acaba o düşenler... Hayır hayır! Kötü düşünmemeliydi. Ancak Azerbaycan o tarafa doğru gidiyordu? Gürültünün geldiği yöne ulaştığında beton ve taşlardan oluşmuş bir tümsek ile karşılaştı. Her taraf toz, toprak olmuştu. Çevreye beton parçaları saçılmıştı. Türkiye bunları gördüğü zaman şaşkınlığın verdiği etki ile titremeye başladı.

Countryhumans 2020 ^~^ {2021}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin