32. Bölüm

9.2K 377 176
                                    

Selamlar, ben geldim. Oylarınızı ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum çiçeklerim..









Ya bir de umut olmasa..
Evet umut var.
İçimde bunun aksini söyleyen korkuya rağmen..



Gökalp, Zeynep'in evinin önünde durup genç kızın odasına baktı. Işıkları yandığına göre karısının uyumadığı belliydi. Arabadan indi. Sarhoş olmasa da aklının karışık olduğu ortadaydı. Buna ikna etmeye çalıştı kendini. Çünkü birazdan yapacağı şeyin doğru dürüst bir açıklamasını yapacağını sanmıyordu. Eline küçük bir taş aldı ve Zeynep'in penceresine attı. Bekledi..

Genç kız bakmayınca tekrar eline bir taş aldı yerden. Attı. Kimse bakmadı..
Gökalp sinirle yere eğildiğinde biraz daha büyük bir taş aldı ve sertçe attı. Çıkan ses sanki tüm mahalleye yayılmışçasına güçlüydü. Cam kırılmadı ama sesi kırılmışçasına yüksekti.

Camın bu kadar sağlam olması Gökalp'i şaşırtırken bir taraftan da kayınbabasına camları nereden taktırdığını sormayı aklına yazdı. Belki de şimdi sorabilirdi. Zira diğer pencereden çıkan Mustafa bey öfkeli gözlerle kendisine bakıyordu. Küçük bir tebessümle baktı Gökalp kayınbabasına.

"Selamünaleyküm baba. Zeynep'e bakmıştım da ben.. "

Mustafa bey, damadına kaşlarını çatarak bakıyorken yanından kendisini sıkıştırarak çıkan Güldane'ye döndü. "Hanım bir dur! Dibime girdin zaten."

Güldane hanım aldırmadan Gökalp'e bakıp konuştu. "Hayırdır oğlum bu saatte? Camı kırmaya niyetliysen söyle de, Mustafa arkadaşına yeni cam getirtsin." dedi gülerek.

"Hah, ben de onu soracaktım anne. Bu camları nereden aldınız siz? Maşallah pek bir sağlammış." diyerek Zeynep'in penceresine baktı tekrar.

"Mustafa'nın arkadaşı var. Oradan aldık. Sahi neredeydi onun dükkanı Mustafa?" kocasına dönüp sordu Güldane hanım.

"Merkezde. Gökalp'in kursuna yakın." Mustafa bey olayın camların nereden alındığına geldiğini anlayamadan cevap vermişti.

"Bizim eve taktıralım bunlardan." diyen Gökalp kendi kendine konuşuyordu.

"Senin ne işin var damat bu saatte, burada?"

Gökalp, Mustafa beyin öfkeli sesiyle tekrar diğer cama baktı. "Zeynep'e bakmıştım ben. Neden çıkmıyor?"

"Ah o deli kız film izleyecekti. Kulaklık vardır şimdi onda. Dur ben bakayım." deyip içeri kaçan Güldane hanımın ardından Mustafa bey sıkıştığı pencere kenarından ayrıldı. O da içeri geçip kapıyı açmak için aşağı indi.

Gökalp aşağıda hâlâ Zeynep'in penceresine bakarken kapının açılmasıyla bakışları oraya döndü. Kayınbabası kızgındı. Çatılan kaşlarıyla ona bakıyordu. Genç adam yaklaşıp Mustafa beyin elini öptü.

"Nasılsın baba?"

"İçtin mi sen?"

Kahretsin! Nereden anlamıştı? Sertçe yutkunurken bakışlarını yere dikti.

"Bir daha kapıma gelirken ayık ol damat! Ayrıca camı kırmaya da çalışma." diyen uyarı dolu sesle kafasını salladı usulca. Güldane hanım, kocasının arkasından dışarı çıkıp Gökalp'e baktı.

"Hoşgeldin oğlum." dedi sevecenlikle. Genç adam cevap verip elini öpünce gülümsedi.

"Zeynep gelmiyor Gökalp.." Güldane hanımın söyledikleriyle yüzü düştü genç adamın.

NAMÜTENAHİ (FİNAL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin