5.Bölüm

12.1K 523 79
                                    

Nasip;Dalda duran çiçektir,
Solsa da yine açar...

"Zeynep, müsaitsen konuşabilir miyiz? "

Gökalp bunu söylerken gözleri Zeynep'teydi. Bu kız ağlamış mıydı?
Yanındaki Büşra da ağlamış gibiydi. İkisinin de gözleri ve burunları kırmızılaşmıştı.

"Yanlış bir zamanda mı geldim?" diye sordu.

Büşra ise,
"Hayır hayır Gökalp abi. Biz biraz duygusallaştık işte. Siz konuşun. Benim de zaten işim vardı. Bu arada hoşgeldin." dedi.

Gökalp hafifçe kafasını salladı.
"Hoşbuldum. Teşekkürler Büşra. Abin görevde galiba. Onu göremedim mahallede."

"Evet görevde. Onunla da dün konuştum. Normalde hafta sonu burada olacaktı ama gelemeyecekmiş. Bu arada hafta sonu evleniyorum abi. Sizinkiler de gelecek. Seni de beklerim."

Büşra abisiyle konuştuğunda onun gelemeyeceğini öğrenince ağlamıştı. Murat ise defalarca özür dileyip onu çok sevdiğini söylemişti. Maalesef yapacak bir şey yoktu. Abisiyle kavgalarını bile özlemişti. Gözünde tütüyordu.

"Öyle mi? Hayırlı olsun. Gelirim tabi."

Büşra'yı tanırdı. Murat'tan dolayı. Murat buradaki arkadaşlarından biriydi ve asker olduğundan sık sık görevlere giderdi ama dostlukları sıkıydı. Fransa'dayken arada birbirlerini arayıp dertleşirlerdi.
Büşra'nın yüzüne baktığında onun çok üzüldüğünü görebiliyordu. Büşra ile Murat ne kadar kavga etseler de birbirlerine çok düşkünlerdi.

"Sıkma canını kardeşim. Abin kadar olamam belki ama bir sıkıntın olursa gel."

"Sağol abi. Teşekkür ederim. Ee siz konuşun o zaman. İyi günler."

Büşra ikisini yalnız bırakıp sinsi sinsi güldü çıkarken. Gökalp abinin iyi biri olduğunu biliyordu ve Zeynoyla çok yakışırlardı. İkisinin de mutlu olmasını istiyordu.

Zeynep, Gökalp'in neden geldiğini düşünüyordu hala. Ne konuşacaktı?
Meraktan karnına kramplar girerken Gökalp'ten gözlerini ayırmıyordu.

Gökalp ise onun bu hallerinden habersiz Zeynep'in karşısına oturdu. Daha sonra gözlerini Zeynep'e çevirip onun sıkıntılı yüzüne baktı. Zeynep kendisini gördüğüne pek sevinmemiş gibiydi. Sıkıntı değildi. Kendi de burada olmaktan mutluluk duymuyordu sonuçta. Çok uzatmadan lafa girdi.

"Bak Zeynep, benim gitme sebebimi biliyorsun. Bizim olamayacağımızı babama anlatmama rağmen dinlemedi. Ben de seni zor durumda bırakmak istemedim. Gitmek zorunda kaldım ama ailemden de artık ayrı kalamam. Buraya gelirken çok düşündüm. Tekrar seninle evlenmemi isterlerse diye. Bizimkilerin ağzından bir şey duymadım şimdilik ama babamı tanıyorum. En fazla bir ay kadar sessiz durur sonra tekrar evlenmem için baskı yapar. Senin istemediğini biliyorum ama elimden de bir şey gelmiyor. Bunu sana anlatmamın sebebi seni yine aniden zor durumda bırakmamak. Babam çok ısrarcı bir adam. Onu şimdiye kadar sen de tanımışsındır. Benim bu saatten sonra babamın ısrarlarına dayanacak gücüm kalmadı. Tekrar gidemem ama senle de evlenemeyiz. Ne yapmam gerektiği hakkında bir fikrim yok. Babam kalp hastasıymış. Annem onunla aramızdaki sorunları çözmemiz gerektiğini söylüyor ve şimdi de o benden seninle evlenmemi tekrar isterse ben ona karşı duramam. O yüzden şuan tek çözüm yolu sen de. "

Gökalp karşısındaki kızın gözlerini kırpmadan bakmasına karşılık kendini anlatamadığını düşündü ya da kız kendisini dinlemiyordu. Dün akşam da garip garip kendisine bakmıştı. Bu kızın garip davranışları vardı. Beş yıl önceki konuştuğu Zeynep bağırıp çağırmış, kendisinin konuşmasına bile izin vermemişti. Ama şimdiki Zeynep sessizleşmiş,
karşısında garip garip bakan bir kıza dönüşmüştü.

NAMÜTENAHİ (FİNAL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin