Bir söz ağızdan çıktığında yüreği ne kadar yakabilirdi? Peki bir insan söylediği yalanın etkisiyle hata yaptığını kabullenip gerçeği nasıl anlatabilirdi? Ağzından çıkan cümleyle kendisine şaşırdı genç kız. Nasıl bunu söyleyebilmişti? Nasıl açıklayacaktı şimdi olanları? Düşünceleri birbiri ardına sıralanırken ondan sözlerinin devamını bekleyen adamı görmüyordu bile. Dudakları kendiliğinden açılmış ve bu cümleyi kendisi kurmamış gibi hissediyordu.
'Ben bir hata yaptım' demişti. Nasıl açıklayacaktı bunu? Sessizlik aralarında çığ gibi büyürken genç adam, Zeynep'in nasıl bir hata yaptığını düşünüyordu. İkisi de düşünceler içinde birbirlerine bakıyorlar ancak görmüyorlardı.
Genç kadından cevap bekleyen Gökalp, onun suskun durmasına dayanamadı.
"Ne yaptın Zeynep? Ne hatasından bahsediyorsun?"
Genç adamın sözleriyle düşünceleri bıçak gibi kesilen Zeynep kendine gelir gibi irkildi. Kendisine bakan adamın sözlerini idrak edince yutkundu.
"Lütfen sorma! Anlatamam Gökalp. Lütfen bana soru sorma!"
Kaşları çatıldı genç adamın. Attığı büyük adımlarla ona yöneldi. Kollarından tutup yüzüne doğru kaldırdı genç kızın yüzünü. Yaptığı hareketin farkında bile değildi şuan.
Birbirlerine oldukça yakınlardı. Öfkeyle alıp verdiği nefesler Zeynep'in yüzüne vuruyordu. Gözleri hiddetli, söyledikleri zehirdi genç kadına. Farkında değildi.."Ne demek sorma? Sen beni ne zannediyorsun? Çocuk mu avutuyorsun da lafının başını söyleyip devamını getirmiyorsun? Ben susup köşede senin her dediğine tamam diyecek bir adam değilim Zeynep! Keyfine göre davranamazsın. Açıkla ne demek istediğini artık."
Kollarındaki eller canını yakmıyordu ama onu bırakmıyordu da. Gökalp'le bu kadar yakın olmak, onun kokusunu içine çekerken konuşmaya çalışmak Zeynep'i zorlasa da dolu gözleriyle fısıldadı.
"Bunu sana söyleyecek gücüm yok. Görmüyor musun ne haldeyim? Ne olur söylediklerimi unut. Zor biliyorum ama hiç birşey olmamış gibi davranamaz mıyız? Ben yoruldum artık. Tartışmak istemiyorum. Bitirelim şu kırgınlığı olmaz mı? Senden bunu istemem çok saçma gelebilir sana ama elimden gelen başka bir şey yok. "
Derin bir nefes aldı Gökalp. Aklı sorular ve düşüncelerle doluyken karanfil kokusu yine burnuna doldu. O an farketti Zeynep'e ne kadar yakın olduğunu. Tuttuğu kollarını bıraktı aceleyle. Ondan bir kaç adım uzaklaştı. Kızın kokusunun kendisini etkilemesine izin veremezdi. Cevap bekler gibi bakan kadına arkasını döndü. Cebinden yeni bir sigara çıkartıp yaktı. Dumanı ciğerlerine çekerken düşünceleri birbirine girmişti. Kendisi de yorulmuştu bu saçma tartışmalardan, onu görmezden gelmekten ve ondan uzak olmaktan..
Bunlar sadece düşüncelerinde kaldı. Hatta bu düşünceleri de hemen sildi aklından çünkü genç kıza karşı herhangi bir duygu beslediğini düşünmüyordu. Sadece kokusu güzel, diye düşündü. Halbuki farkında değildi Zeynep'ten hoşlandığının..
Son dumanı da içine çekip biten sigarasını yakınında bulunan çöpe attı. Arkasını dönüp Zeynep'in karşısında durdu. Soğuktan titreyen kızı farketmesiyle arabayı işaret etti.
"Arabaya bin."
Onun boş bakışlarından bir şey anlamayan Zeynep arabaya bindi. Hemen ardından Gökalp de binip klimayı açtı. Arabayı çalıştırıp mahalleye sürdü. Sessizlik aralarında sürerken ikisi de sakinleşmiş gibiydi. Bu tartışmalardan ve uzaklaşmalardan ikisi de yorulmuştu. Araba Zeynep'in evlerinin önünde durunca genç kız emniyet kemerini çözdü. Gözleri Gökalp'i bulunca genç adam da ona baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NAMÜTENAHİ (FİNAL)
General FictionEvlilik için zorlanan iki genç.. Babasının zoruyla sevmediği bir kızla evlenmek için tamam demişti Gökalp. Ama unuttuğu bir şey vardı. Zeynep.. Genç kız liseyi yeni bitirmiş, üniversite sınavına girmek için heyecanlıyken evlilik konusu açılmıştı...