34. Bölüm

8.7K 361 122
                                    

Selamlar ben geldim. Oylarınızı ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar çiçeklerim.

Bölüm şarkısı:Buray, Su Olsam






Çektiğin acının sonunda elbet mutlu olursun. O acıyı çekmeden belki de hiçbir şeyin değerini anlayamazsın. Hayat bu, deyip her türlü şeyi görebiliyorsun. Ancak yaşadıklarından ders çıkarmazsan dönüp dolaşıp aynı hataya düşersin.

Bahar, düşünceler içinde dersten çıktığında öğrencilerinin koşarak okuldan çıktığını gördü. Üniversite sınavına hazırlanıyorlardı ama daha ortaokul öğrencileri gibi itişip kakışıyorlardı. Öğretmenler odasına geçip kitaplarını dolaba yerleştirdi. Çantasını ve montunu alırken diğer öğretmenlere iyi günler diledi ve odadan çıktı. Okulun kapısının önünde Baran'ı görünce gözleri parlamaya başladı genç kızın. Hızlı adımlarla sevgilisinin yanına ilerleyip sımsıkı sarıldı. Baran'ın kendisini saran kollarının arasında keyifle mayıştı.

"Hoşgeldin sevgilim." deyip dudaklarını genç adamın yanağına bastırdı.

Baran genç kıza burukça gülümseyip "Hoşbuldum güzelim." dedi. Bahar onun ses tonundan veya bakışlarından bir şey anlamadan heyecanla sordu.

"Bundan sonra gitmeyeceksin değil mi?"  Bahar'ın bunu sormasının sebebi genç adamın Mardin'e tayininin çıkmasıydı. Ailesi oradaydı Baran'ın. Bundan beş ay önce genç adam Bahar'la aynı okulda görev yapıyordu ve o zamandan beri birbirlerini seviyorlardı. Bir kere Baran onu Mardin'e götürmüş ve ailesiyle tanıştırmıştı. Ancak genç adamın annesi Bahar'ı tehdit etmişti. 'Oğlum başka biriyle evlenecek, onun aklını karıştırma!' demiş ve genç kızın apar topar oradan ayrılmasına sebep olmuştu.

Baran uzun zamandır tayinini tekrar buraya aldırmak için uğraşıyor ve sıkça Bursa'ya geliyordu. Sevgilisinin sorusuna cevap vermeyip konuyu değiştirdi.

"Yemek yiyelim mi?"

Bahar kaşlarını hafifçe çattı önce, ardından başını salladı. "Bir sorun mu var Baran?" diye sordu.

"Konuşmamız gereken şeyler var." deyip arabasına bindi genç adam. Bahar da onun yanına yerleştiğinde arabayı restorana sürdü. Yol boyunca sessizlik içindeydi ikisi de.

Araba durduğunda Bahar kafasını kaldırıp baktı restorana. Beraber çok yemek yemişlerdi burada. Sakin ve güzeldi. Arabadan inip genç adamı bekledi. Baran yanına gelince beraber içeri girdiler. Cam kenarındaki bir masaya ilerleyip oturdular. Garson ikisine menüyü uzatıp bekleyince yemeklerini sipariş ettiler. Yabancı gibilerdi birbirlerine. Bahar daha fazla dayanamadı ve sordu tekrardan.

"Sorun ne Baran?"

Genç adam sıkıntılı bir nefes aldı. Elleri masada birbirine kenetlendi, ayrıldı. Sonra yüzünü sıvazladı sertçe. Nasıl söyleyeceğini bilmiyordu. Dişlerini sertçe sıkarken çenesi kaskatı kesilmişti.

"Bahar nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.." sert bir soluk bıraktı. Sevgilisinin yüzüne baktığında herşeyi ondan gizlediği için büyük bir utanç duydu ve yüzünü başka yöne çevirdi.

"B-bir şey oldu?" derken kekeledi Bahar. Baran'ın bakışları, sıkıntılı duruşu, gözlerini kaçırışı herşeyi açıklıyordu zaten.

"Ben.. Benim sana anlatmak istediklerim var ama sonuna kadar dinlemeni istiyorum." diyen adama kaşlarını çattı. Yemekleri geldiği için kısa bir sessizlik oldu o an aralarında.

"Dinliyorum." diyen kadına çevirdi bakışlarını Baran.

"Annemi biliyorsun. Kuzenimle evlenmemi istiyordu hatta sen bu yüzden bir şey söylemeden çıkıp gitmiştin." üzgünce başını sallayan Bahar devam etmesini beklercesine baktı.

NAMÜTENAHİ (FİNAL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin